Mustafa Sönmez

2010’un yüzde 9’luk büyümesinin ardından 2011’in de yüzde 8’e yakın büyüme ile kapanması bekleniyor. Madalyonun hep bu parlak yüzü önde tutuluyor. Beklendiği gibi, yandaş medyaya gazı, şamatacı bakanlar verdi ,verecekler. Madalyonun diğer yüzündeki dünya rekoru nedense görmezden geliniyor. Nedir o? Yüzde 10.5’luk cari açık/milli gelir oranı, hiçbir ülkede yok. Yüzde 10’luk  “nur gibi bir enflasyon”un bu büyümeyle geldiği de unutulmasın… İç talebe dayanan bir büyüme olduğu kabul ediliyor ama bu talep için, ailelerin 210 milyar TL borçlandırıldığından ve bu borcun kazasız, belasız nasıl tahsil edileceğinden de dem vuran yok.

Büyük ölçüde dış kaynak girişine ve  ithalata dayanan büyüme, Türkiye’nin, resmisi yüzde 9-10 , gerçeği, yüzde 18’e yerleşen işsizliğine de çözüm olamıyor. Yapısal bir özellik kazanan bu çarpıklık, son dönemde değişti mi?  Cihan Haber Ajansı’nın 12 Aralık tarihli haberine göre Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, şöyle demiş; “… bu yılın üçüncü çeyreği itibariyle geçen yılın aynı dönemine göre ilave 1 milyon 689 bin kişiye istihdam sağlanmıştır. ..istihdamın istisnasız tüm sektörlerde güçlü artış göstermesi sonucunda işsizlik oranı, 2011 yılı üçüncü çeyreğinde yüzde 9,2 seviyesine gerilemiştir”. Ne kadar doğru?

***

Hemen belirtelim ki,  Babacan’ın iddia ettiği gibi, büyüme oranında ,onunla at başı giden bir istihdam söz konusu değil. Büyüme, umulduğu kadar istihdam yaratmıyor. İlk 3 çeyrekte büyüme oranı yüzde 10’a yakınken istihdam artışı yüzde 6 dolayında. Kaldı ki, istihdam artışı şaibeli. Bu sütunda TÜİK yetkililerine hitaben sorgulanan tarımdaki şişirilmiş istihdam, yine karşımızda.  Babacan’ın iddia ettiği istihdam artışının yüzde 30’ a yakını tarımdan kaynaklanmış görünüyor. Tarım, 12 ayda 500 bine yakın istihdam yaratmış güya. Ne oldu da tarımda bu kadar iş buldu insanlar?  Son yıllarda büyümesi hep düşük kalan tarım, bu yılın ilk 3 çeyreğinde , baz etkisiyle kıpırdamış, her çeyrek yüzde 5 dolayında büyümüş görünüyor ama yine de istihdam artışı, bu oranların gerisinde kalıyor. Tarımın milli gelirdeki payı yüzde 10’u bulmazken istihdamdaki payı yüzde 26’yı geçiyor. Bu da çarpıklığın bir başka boyutu…

Gelelim tarım dışına… Tarım dışı sektörler, 2010 ilk çeyreğinden 2011’in üçüncü çeyreğine kadar yüzde 31 büyümüş olmalarına karşın, istihdamdaki artışın yüzde 18’de kaldığı, yeterli istihdam yaratmadığı görülüyor.

Kaynak: TÜİK, GSYH ve Hanehalkı İşgücü Anketi veri tabanları

Sanayide son 3 çeyrekte ortalama yüzde 10 gibi görünen büyüme, istihdamda yüzde 5 dolayında kalıyor. Eylülden eylüle sanayinin istihdamı sadece 218 bin kişi artarak 4,7 milyonda, yani toplamın yüzde 19’unda kalmış.

Son iki yılın hızla büyüyen inşaat sektörü de , büyüdüğü oranda istihdam yaratmış görünmüyor. Son 1 yılda inşaat sektörünün istihdamına yaklaşık 370 bin kişinin katılmasına karşın, sektörün katma değer artışı daha yüksek. Keza, ticaret, ulaştırma, turizm, finans, eğitim, sağlık gibi alt dalları kucaklayan hizmet sektöründe de son 1 yılda, 715 bin dolayında kişi iş bulmuş. Ama bu, yine de sektördeki büyümenin yarı yarıya gerisinde.. .

Önümüzdeki dönemde ekonomik büyüme yavaşlatılacak. Buna bağlı olarak, tarım dışındaki 18,3 milyon çalışan sayısının, azalması çok muhtemel.  Bu da sahte parıltılı büyümenin istihdam özrünü daha çok gözler önüne serecek.

Written by Mustafa Sönmez