İstanbul’da düzenlenen törenle 14 ilde kurulacak şehir hastanelerinin “müjdesini” veren RTE, 24 bini aşkın yatak kapasiteli bu kampüslerin “Kamu-Özel Ortaklığı (KÖO)” ile gerçekleştirileceğini söylerken her zaman olduğu gibi yargıdan yakınıyor, örtülü olarak davacı T.Tabipler Birliği’nden yaka silkiyordu. Ama, özel bir yasa çıkarmış, engelleri aşmıştı artık .

Kamu hastanesini devlet yapar, bunu böyle bilir halk. Ama “Şehir hastanesi” adı altında yapılacakları devlet yapmıyor, sağlık gibi kamunun temel işi olması gereken bir alan, iyice özel firmaların sömürüsüne açılıyor. TBB de bunun için dava açıyor ve AKP ile uğraşıyor (*).

DÜNYA BANKASI İCADI

Aslında, bu model AKP’nin fikri değil, Dünya Bankası’nın icadı.  Dünya Bankası marifeti Public-Private Investment(PPI) , neoliberal düstürlardan biri . Hatırlayalım; yıllardır ne diyor IMF-Dünya Bankası: Devlet yatırımcı, işletmeci olmasın. Elindekileri özelleştirsin, bundan sonra üretilmesi zorunlu kamusal mal ve hizmetleri, altyapıyı da kendisi yapmasın, özel sektöre arsa versin, alım garantisi versin, kredi temininde yardımcı olsun, hizmeti onlandan alsın…Türkiye benzeri ülkelerde PPI’lar milyarlarca doları buluyor. Dünya Bankası verilerine göre, Brezilya’nın bu kapsamda 402 milyar dolar ile başı çektiği, Hindistan’ın 306 milyar dolarlık kontrat yaptığı, Rusya’nın 127, Çin’in 119, Meksika’nın 115, Arjantin’in 91 milyar dolarlık PPP proje demetine sahip oldukları anlaşılıyor. Ya Türkiye’de? Bizde bu işin tam koordinasyonu sağlanmış değil. 140’a yakın projeden söz ediliyor. Bunun 42’sinin uygulama projesi imzalanmış. 42 projenin 29’u işletmede ve  kalan 13’ünün yapımına devam ediliyor. Uygulama sözleşmesi imzalanan projeler içerisinde sayı bakımından yat limanları ilk sırada . Havaalanları ve gümrük tesisleri de var. Son 3 yıllık süreç içerisinde ise 19 projeyle entegre sağlık kampüsleri en çok dikkat çekeni. Peki tutarı ne bu projelerin? Cevap sadece Dünya Bankası’nda var. 2012 sonu itibariyle  86 milyar dolarlık bir proje demeti diyor DB.Bunun içinde 3. Havalimanı yok.

HEP AYNI  FİRMALAR

KÖO projelerine kimler talip olmuş, kimlerle sözleşme imzalanmış ya da imzalanacak diye bakıldığında hep belli şirketler ortaya çıkıyor.

 

İçdaş, Türkerler,Şentürkler, Sıla,YDA,Medikal Park. Bu şirketleri hep TOKİ ihalelerinde de görüyoruz. Tezgah aynı. Bir de yabancı ortaklar var çoğunda. Onlar hem projeden paylarını alıyorlar hem de dışarıdan para bulmaya yardımcı oluyorlar. Devlet, yatırımcı olarak güya para ayırmıyor, hatta dışarıdan borçlanmıyor ama onun yerine özel sektör borçlanıyor ve bu projeler hızla Türkiye’nin dış borç stokunu katlıyor. Tabii FED fırtınasından sonra para bulabilirlerse…

TEZGÂH NASIL İŞLİYOR?

Bu modelde devlet, özel firmalara arsa temin ederek en büyük jesti yapıyor. Sonra da hizmet alım garantisi veriyor. En az 25 yıl kiracınız olacağım, diyor. Şirketlere ödenecek olan sadece kira değil. Hastanelerde görüntüleme, laboratuar, bilgi işlem, güvenlik, temizlik, yemekhane gibi tüm hizmetler şirketlere bırakılmakta, bunlar için de bu şirketlere “hizmet bedeli” adı altında yüksek paralar ödenmesi sözleşmeyle sağlam kazığa bağlanmaktadır. Şirketler ayrıca hastanelerin çevresine kurdukları ÂVM’leri işleterek de para kazanacaklar, hem de  KDV, Damga Vergisi ve harçlardan muaf !..

Bitmiyor; zamanında devletin kentin merkezinde kurduğu rantı müthiş eski  hastane binaları da “kampus dışı ticari alan” adı altında bu şirketlerin kullanımına verilebilmekte, bu alanlara otel, alışveriş merkezi gibi ticari yapıların kurulmasının önü açılıyor.

Böylece kentli için  hastaneye gitmek, okulda öğrenci okutmak, bir anda bir kamu kurumundan hizmet almak değil, otoparktan, kantine, basit hizmetlere kadar her şey için elini cebe atmak, para harcamak demek. Bu hizmet değil, AKP’denr beklendiği gibi yeni bir sömürü kapısı, hem de sağlık üstünden. Yakında bunu eğitimin izleyeceğini RTE açıkça belirtti.12 Eylül toplantısında. müjde geliyordu zaten RTE’den;  “Biz AK parti olarak ilkokul, orta, lise, üniversite..niçin bunlarda da kamu-özel işbirliğini gerçekleştirmeyelim. Müteahhitlere sesleniyorum; gelin bizlere okul yapın”…

Sağlıktan sonra eğitim de , hizmet adı altında sömürüye açılacak, ilan edildi bu.

(*)TBB’nin bu soygun ile ilgili broşürü için; http://www.ttb.org.tr/kutuphane/sagliktakamuozel.pdf

 

 

Written by Mustafa Sönmez