İktisatçı-yazar Tevfik Güngör Uras Dünya gazetesindeki köşesinde “Rusya ile devamlı anlaşma imzalıyoruz” diye başlık atmıştı. Türkiye’nin en kıdemli iktisatçı köşe yazarı Uras yazısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 10 Mart’ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmek üzere beraberindeki sekiz bakanla yaptığı Moskova ziyaretinde imzalanan sekiz anlaşma (protokol) haberine yer veriyordu. Son yıllarda Rusya ile belli aralıklarla imzalanan onlarca anlaşmayı da hatırlatan ve müstehzi bir ifadeyle bir protokol dökümü yapan Uras sözü, anlaşma-protokolün çokluğuna karşın pratikte alınan mesafenin azlığına getiriyordu aslında.

Kimi yorumculara göre dünyada hızla yalnızlaşan AKP rejimi Rusya’yla her alanda yakınlaşmanın ve ilişki kurmanın yollarını arıyor. AKP askeri, diplomatik uzlaşı arayışları kadar ekonomik yakınlık için de çabalarını yoğunlaştırıyor.

Ne kadar uygulama alanı bulur bilinmez ama Moskova ile imzalanan son protokollerden biri iki devletin ortak bir varlık fonu kurmasını içeriyor. Bir milyar dolarlık bir kaynakla kurulması düşünülen ortak fonun, özellikle Rusya’da büyük inşaat faaliyetleri sürdüren Türkiyeli Rönesans Grubu’nu finanse etmesi fotoğrafın en ilginç boyutlarından biri. Rönesans İnşaat’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhalefet tarafından “kaçak” olarak nitelenen sarayını da inşa etmiş olması ise görüntüye ayrı bir ilginçlik katıyor.

Merkezi bütçenin ve Merkez Bankası’nın “paralel”i olduğu, bilhassa da iktidara yakın zordaki firmalara can simidi atmak üzere kurulduğu yönünde eleştiriler alan Türkiye Varlık Fonu (TVF) oluşumunu henüz tamamlama sürecindeyken Rusya ile ortak bir fon kurma girişimi dikkat çekici. Hele ki projenin odağında tanınmış bir inşaat grubu varsa…

TVF ile Rusya Doğrudan Yatırım Fonu’nun (RDIF) ortaklığında “Türkiye-Rusya Yatırım Fonu”nun kurulmasını öngören mutabakat anlaşmasına göre, her iki ülke 500’er milyon dolara kadar çıkabilecek bir yatırım yaparak toplamda 1 milyar dolara kadar ulaşabilecek bir fon oluşturacak. TVF Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Mehmet Bostan’ın fona ilişkin açıklaması şöyle: “Türkiye Varlık Fonu ve Rusya Doğrudan Yatırım Fonu hem Türkiye’de hem Rusya’da ülkelerinin ekonomik büyümesine ve refah düzeylerinin gelişmesine katkıda bulunacak kârlı yatırım fırsatları üzerinde çalışacak.”

2011 yılında faaliyete geçen ve Rusya’daki doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını çeşitli şekillerde desteklemeyi amaç edinen RDIF ise 10 Mart’ta imzalanan protokolle ilgili basın açıklamasında, Türkiye ile varılan anlaşmayla Rönesans Holding’in Rusya’da sürdürdüğü projelerin ilerletileceğini bildirdi. Oluşturulan fonun Rusya’da gerçekleştirilecek muhtelif sektörlerdeki projeleri finanse edeceğinin vurgulandığı açıklamada Rönesans ile sürdürülen projelerin kuruluşta 2 bin 500 kişiye, işletme safhasında da bin kişiye iş imkanı sağlayacağı duyuruldu.

Rönesans’ın patronu Erman Ilıcak ise şu değerlendirmede bulundu: “İnanıyorum ki, bu anlaşma iki ülke ekonomisinde stratejik bir önem taşır. RDIF’in partneri olmaktan sevinçli ve gururluyuz.”

Moskova ziyaretine katılan heyetteki AKP rejiminin arkasındaki sermaye örgütü olarak bilenen Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak da Rusya ile siyasi ilişkilerin yanı sıra ekonomik ilişkilerin de normalleşmesinin Türkiye için stratejik bir öneme sahip olduğunu vurgulayarak şöyle dedi: “1 milyar dolar sermayeyle kurulan Türkiye-Rusya ortak fonu, yalnızca Türkiye ve Rusya’daki yatırımların değil, aynı zamanda üçüncü ülkelerde yapılacak iş birliklerinin de önünü açacaktır.”

Rusya’daki ikinci en büyük yabancı inşaat firması olan Rönesans Holding bu ülkede AVM’lerden gökdelenlere, sanayi tesislerinden elektrik santrallerine kadar çok farklı alanda inşaat işleri yürütüyor. Şirketin gerçekleştirdiği projeler arasında Rönesans House Rusya, Renaissance Moscow Towers, Avia Park AVM, Rönesans Forum İş Merkezi, Rönesans Moskova Kuleleri, Crowne Plaza Oteli, Rönesans Center, Oz Alışveriş Merkezi, Federasyon Kulesi, Evrim Kulesi, Marine Façade, St. Petersburg Kola Endüstriyel Park gibi yatırımlar yer alıyor.

Rusya ile ortak fonun baş aktörü olan Rönesans’ın protokolle saptanan 1 milyar dolarlık fon ile Rusya’da tasarlanan şehir hastaneleri, altyapı yatırımları hedeflerini gerçekleştirmede ne kadar yol alacağını zaman gösterecek. Ama arşivler Rönesans’ın RDIF ile iş birliği adımlarının 2014’e kadar gittiğini gösteriyor. Rönesans Başkanı Erman Ilıcak 2 Aralık 2014’te Hürriyet’e yaptığı açıklamada RDIF ile Rönesans Holding arasında 400 milyon dolarlık ortaklık anlaşması imzalandığını duyurmuştu. Ilıcak, “RDIF’i dünyadaki en başarılı yatırım fonu olarak görüyorum. Biz Rusya’da bugüne kadar 1,8 milyar dolarlık gayrimenkul yatırımı yaptık. Bu anlaşmayla birlikte 3,8 milyar dolarlık daha yatırım gerçekleştireceğiz. Bu aynı zamanda RDIF için ilk anlamına geliyor. Arsaları ve inşaat izinlerini aldık. RDIF, dünya üzerinde Rusya’da yatırım yapmak isteyen firmalarla bizi de buluşturacak” diye konuşmuştu.

Ne var ki protokoller Rusya ile yaşanan uçak krizinin de arayı soğutmasıyla kâğıt üstünden fiiliyata çok ilerlemedi. Şimdi ise devreye Türkiye Varlık Fonu giriyor.

Neden Rönesans? Bu sorunun yanıtı, grubun Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı inşa eden firma olmasıyla da ilgili mi? Yargıya taşınan imar hukuksuzluğu iddiaları, kamu yatırım kayıtlarıyla uyuşmayan maliyet tartışmaları nedeniyle muhalefet partileri ve çeşitli meslek kuruluşları tarafından sık sık “kaçak” diye nitelendirilen saraya Rönesans’ın katkısı büyüktü.

Kalkınma Bakanlığı kamu yatırımları listesine göre başlangıçta Başbakanlık ofisi olarak tanımlanan saray 2012 yatırım programına alındı ve karşısına “650 milyon TL proje bedeli” (yaklaşık 360 milyon dolar) yazıldı. Yatırım Başbakanlığa bağlı Toplu Konut İdaresi (TOKİ) projelerinde ise Rönesans İnşaat’a 595 milyon TL’ye ihale edilmiş görünüyordu.

Mimarlar Odası’nın Ankara Şubesi kalem kalem maliyet çıkardıkça inşaatın telaffuz edilen rakamların çok üstünde bedeli olduğu öne sürüldü. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek TBMM’de proje bedelinin toplam 1 milyar 370 milyon lira olduğunu açıkladı. Bunun üzerine CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal sarayın 1 milyar 370 milyon liraya mal olduğu bilgisinin gerçek maliyeti yansıtıp yansıtmadığına ilişkin bir soru önergesi verdi. Şimşek soru önergesine verdiği yanıtta aradan daha üç ay geçmeden bu kez sarayın maliyetini bilmediğini bildirdi. Derken, Kalkınma Bakanlığı’nın 2015 yatırım programında projenin bedeli 650 milyon TL değil, 1,4 milyar TL olarak gösterildi. Yani yüzde 115 artırıldı.

Saydamlık ve hesap verebilirlikten hızla uzaklaşan Türkiye siyasetinde sarayın inşa bedeli bir bilmece olarak kalırken inşasına Rönesans’ın özel katkısı olduğu iddiası da yalanlanmadı. Rusya’daki ortak fon ile Rönesans’a verilen destek saray borcunun bir karşılığı mıydı?

Written by Mustafa Sönmez