Türkiye, 7 Haziran akşamı nasıl bir Türkiye olacak bilinmez ama AKP rejimi ya da AK faşizmden 8 Haziran’a ait devasa bir dış borç yükü kalıyor. Kim, kimler iktidar olursa olsun, bu devasa borç yükünü yönetmek dururmunda bulacaklar kendilerini. Hem de dünyadan yelken şişirecek bir rüzgar yardımı görmeden….
Sıçrama
Gerçekleri sergileyelim. Türkiye’nin 2014 sonu dış borç stoku 403 milyar doları buldu. AKP rejimi devraldığı 2002 sonunda bu, 130 milyar dolardı. Yüzde 210 artış bu!..
Demek ki, AKP rejiminde borç dağının üstüne 273 milyar dolar daha eklenmiş. Toplam dış borcun üçte biri devletin ve Merkez Bankası’nın. Yani 132 milyar doları… Adaletsiz vergi sistemi, dolaylı vergi düzeni ve 30 yılda toplamı 65 milyar doları bulan , yüzde 80’î de AKP döneminde gerçekleştirilen özelleştirmeler sayesinde kamu borcu ikinci planda kalıyor.
Yani, kamunun dış borç yükü ikinci plana düştüyse, bu, AKP marifeti değil, halkın sırtına faturalar bindiği, kamu varlıkları fütursuzca çoğu da yandaş sermayedarlara aktarıldığı için. Ama kamunun üstlenmediği dış borc u, özel firmalar üstlendi. Çünkü özelleştirme için gerekli ödemeleri dışarıdan borçlanarak yaptılar.
Özel borçlar
Gelelim esas borcu sırtlanmış özel sektöre… 2014 sonu itibariyle 270 milyar dolarlık özel sektör dış borcu, toplam dış borçların yüzde 67’si ya da üçte ikisi. Oysa AKP iktidara geldiğinde bu tutar 50 milyar dolar bile değildi ve dış borcun üçte biriydi.
AKP iktidarı özel sektöre borçlanma yolunu alabildiğine açtı. Neden? Döviz kuru öyle aşağı bastırıldı ki, borçlanmaktan kimse kaçmadı, yabancılara da gün doğdu. Gözünü karartıp dışarıdan borçlandı birçok firma. Özelleştirilen KİT’lerin çoğu dış borç ile alındı. Üstelik öyle büyük meblağlara ulaştı ki dış borç dağı, taksitleri kapatmak için kısa vadeli borçlanmaya yüksek faizler vererek katlanmak zorunda kaldılar ve sonunda toplam dış borçlar içinde kısa vadelilerin payı üçte bire ulaştı.
12 ayda
Ama bu kadar da değil; Merkez Bankası, Mart 2015 itibariyle vadesi 12 aydan az borçların toplamını 164 milyar dolar olarak açıkladı. Bu, gerçekten de alarm verici, çok yüksek bir meblağ. Yani, ağırlıkla özel sektör, önümüzdeki 12 ay içinde 164 milyar dolar bulup buluşturup ödeyecek!…Hele ki ABD nin faiz artırdım, artırıyorum deyip küresel sermayeyi çevresine topladığı bir dönemde…
nn

Kimler?
Genel seçimler sonrası para bulmanın kolay olmadığı bir dönemde, 12 ayda 164 milyar dolarlık borcunu çevirmek durumunda olanlar kimler? Birinci sırada bankalar, özellikle de yerli -yabancı özel bankalar. Tam 109 milyar dolara yakın dış borç bulmak durumundalar. Yükümlülüklerin 58 milyar doları kredilerden oluşuyo r.Yaklaşık 13 milyar dolarlık döviz tevdiat hesabı var. Diğer vadesi gelen mevduatların tutarı da 38 milyar doların üstünde. Bunları vade uzatmaya ikna etmek kolay olmayacak.
12 ayda ödenmesi ya da vadesi uzatılması gereken 50 milyar özel borç daha var. Bunlar ithalattan ve öteki anlaşmalardan doğan özel firma borçları…
Bundan sonra…
Özet olarak, bırakalım toplamda milli gelirin yüzde 53’üne ulaşmış dış borç stokunun nasıl çevrileceğini, 8 Haziran itibariyle 12 ayda çevrilmesi gereken 165 milyar dolara , yani toplamın yüzde 40’na ulaşan bir borç kamburu var. Dolar kurunun bir çırpıda 2.70 TL’ye sıçradığı koşullarda hesapsız kitapsız borçlanmanın uzun süre Türkiye’ye rahat vermeyeceği hatırlanmalı ve tavsiye olarak sevgili Ali Kocatepe’nin kulaklarınıı çınlatmaktan başka birşey kalmıyor geriye:
Bundan böyle düşünerek atın adımlarınızı…

Written by Mustafa Sönmez