Gezi direnişinin kuyruk acısını her iftarda başka türlü dile getiren RTE, gözüne esnafları kestirdi. Direnişte onların büyük zarar gördüğüne inanıyor ve her kesime yaptığını onlara da yapıyor, direnişçilere  karşı kışkırtıyor. Esnafı kendi tabanları gibi gören AKP, aslında hayal görüyor. Çoğu esnafın, ekonomik olarak da politik ve kültürel olarak da AKP’den memnun olması için pek neden yok.

KAÇ ESNAF?

Resmi verilerde “esnaf” yerine , “kendi hesabına çalışan” ifadesi yer alıyor ve sayıları 2012 sonu itibariyle 4,7 milyon. Yani, toplamı 25 milyonu bulan istihdam içinde yüzde 24 paya sahipler. Ama esnafı da tarım ve tarım dışı diye ayırmak gerekiyor. Esnaf denildiğinde daha çok kentteki , tarım dışında kendi hesabına çalışan anlaşılıyor ve bunların sayıları 2,6 milyon ya da istihdamın yüzde 11’i…

Kaynak:TÜİK Hanehalkı işgücü anketi veri tabanı

Esnaf, bir geçiş toplumu “sınıf”ı. Kapitalizm hızla geliştikçe geleneksel esnafı tasfiye ediyor ve onu hızla mülksüzleştirip  ücretli sınıfa katılmaya zorluyor. Gelişen kapitalizmin alan açtığı “yeni esnaf”,  ya da kendi hesabına çalışanlar, büyük sermayeye bağımlı, onun eklentisi olarak tutunmaya çalışıyor.

VAROLMA KAVGASI

Geleneksel esnafın imalat sektöründe yer alanlar ( terziler, demirciler, marangozlar vb) fabrika üretimi ve ithalat karşısında tutunmakta zorlandı ve çoğu alanda yok oldu. Ticaret-hizmet alanında yer alanlar (bakkal, kasap, manav, büfeci, perakendeci) ise büyük mağazalar, büyük zincirler  karşısında tutunmakta zorlanıyorlar.

Kaçınılmaz sonucu, AKP rejimine denk gelen 2004-2012 verilerinde görmek mümkün. Bu dönemde toplam istihdam 5,2 milyon artarken işe girenler daha çok ücretli olarak girdiler.Toplamda  ücretlilerin oranı 8 puan artarak yüzde 63’e çıkarken tarım dışı esnafın sayısında sadece 200 bin artış görüldü ve payı 2 puan gerileyerek yüzde 10,5’a düştü. Bu, AKP’nin neoliberal politikalarının küçük esnafa alan açmadığını ortaya koyuyor. Esnaf, bu dönemde ne uzadı ne kısaldı. Tersine vergi, sigorta primi, yükselen kiralar ve yıkıcı ithalatın etkisiyle zayıfladı.

Söz konusu 8 yılda esnaf sayısında esaslı bir azalma olmadıysa, bu, yabancı kaynak girişi ile gerçekleştirilen büyümeden  esnafa ancak  birkaç damla düşmesindendir. Ama bu büyümenin ağır bir dış borç yükü ve cari açık yarattığı gerçeğini bir kez daha hatırlatalım. Bu da, ekonominin inişe geçişi ile birlikte esnafı da çok zor günlerin beklediğinin açık ifadesi demek. 2012’de büyüme hızı yüzde 2’ye düşen ekonomi bu yıl yüzde 2’yi yakalamada bile zorluk yaşayacak bir durgunluğa girdi ve esnaf,  bundan çok etkilenecek. RTE, esnafın ekonomik sıkıntılarını direnişçilere yönlendirmek gibi bir acizlik içinde ama işe yaramayacak.

ÖZGÜRLÜK HESABI

Esnafın , sınıf olarak, varlığı kapitalizme bağlı ama bu, çoğu esnafın politik ve kültürel tercihlerinin AKP rejimininkinden ayrıştığı gerçeğini unutturmamalı. Kürt kimliği ile, Alevi kimliği ile kendisini özgür hissetmeyen , yaşam tarzına müdahale gören ve bu değerlerine sabah akşam saldıran  bir rejim ile, bir kadro ile çoğu esnafın başka bir düzlemde rejimle hesabı var. Bunu unutmamalı. Bugünün Türkiyesinde, çoğu esnaf, ekonomik olarak AKP’nin kendisine muhtelif rüşvetler sunmasına aldanacak durumda değil. Özgürleşme talepleri, ekonomik beklentilerin çok önünde. Bu, özellikle esnafların yüzde 40’ına yakınını barındıran İstanbul, Ankara ve İzmir için geçerli.

 

 

Written by Mustafa Sönmez