İneğe Öykünen Kurbağa Misali…
‘Türk filmi gibi, bir güzel haber...’ başlığıyla vermişti rehine medya cenahından Akşam gazetesi ve devam…
AKP rejiminde geçen 10 yılın sonunda Türkiye’ye ne durumda? Kimileri, özellikle yabancı gözlemciler, dışarıdan bakınca pek bir sorun görmediklerini söylüyorlar. Ben de onlara gerçeği anlatmak için uzmanların “sessiz hastalık” diye de adlandırdıkları bir metaforu kullanıyorum; kemik erimesi (osteoporoz). Bu marazın sonucunda bilek ve kalça bölgesinde kırıklar yaşanıyor, ama omurgadaki kırıkları teşhiste zorlanıyor doktorlar. Çünkü omurgadaki kırıklar boyda kısalma, kamburun çıkması biçiminde dışa vuruyor, ama ağrısız yaşanıyor ya da ağrılı da olsa, hasta, bunun nedeninin kemikle ilgili olduğunu pek anlayamıyor.
Türkiye kapitalizminin şu an yaşadıkları da bir kemik erimesi. AKP rejimine denk gelen dönemde iniş-çıkışlarla büyüyor ekonomi ama büyüme, içinde hep kırılganlıklar, güçsüzlükler üretiyor. Mesela rekabet güçsüzlüğü yaratıyor ve ihracat yerine, daha çok iç pazara mahkumiyet söz konusu. İhracatta ithalata bağımlılık iyice sırıtıyor. Bu da, kemik erimesinin tezahürü işte. Ekonominin boyu kısalıyor, kamburu çıkıyor. Dış kaynak ile büyüdüğü için, yabancılar çekildiklerinde döviz kuru şoku yaşanıyor ve kemikler çıtır çıtır kırılıyor bir anda.
Kaynak: TÜİK,TCMB veri tabanı,2012 büyümesi tahmindir.
Ekonomik bünyedeki kemik erimesini üç gösterge ile izlemek mümkün. Dış sermaye girişi, büyüme hızı, cari açık. Ekonomi ancak ve ancak dış sermaye girişi ile büyüyor. Dış sermaye, sırttaki borç yükünü çevirmek, üretimi sürdürmek, tüketim kredisi için gerekli. Girişin aksamaması için döviz kuru düşük tutuluyor yıllardır. Bu, kemik eriten önemli bir zaaf işte. Çünkü düşük kur, dışarıdan gelen sermayeye güvence veriyor ama ithalatı, daha çok ithalatı cazip kılıyor, ihracatı ise ya caydırıyor ve/veya ithalata bağımlı hale getiriyor. İhracatçılar, artan oranda ithal girdi kullanarak ihracat yapıyorlar ve buradan Türkiye’nin 150 küsur milyar dolarlık ihracatı olduğu yanılsaması doğuyor, 240 milyar dolarlık ithalat unutularak…Sonuç? Kemik erimesinin tezahürü, yani büyük cari açık; 2011’de 77 milyar doları, küçülmeye rağmen, 2012’de 50 milyar doları bulan bir açık.
Kırılganlık…
AKP Türkiye’sinin kemik erimesi önlenemiyor, yavaşlatmak için ise 2012’de yapıldığı gibi frene basılıyor ve büyüme hızı bir önceki yılın yüzde 8,5 büyüme hızından yüzde 2’lere düşürülüyor. Böylesi tempo düşüşleri de kemiklerde çatırdamaya neden oluyor elbette. Ekonomi büyümediği yıllarda bile sermaye girişine kapılar açık tutuluyor. Çünkü bir tür morfine müptela ekonomi. Borç para ile döviz rezervlerine takviye yapılıyor, sonra da eşe dosta hava atılıyor, döviz rezervlerimiz tarihi seviyede, diye. Aslında ise, dış borçları, özellikle kısa vadeli olanının nasıl bir kırılganlık yarattığını kamufle etmek için yapılıyor bu.
IMF, özellikle küresel krizle birlikte, ekonomilerdeki kemik erimesinin yarattığı tahribatı anlamak için kırılganlık göstergelerinden (vulnerability indicators) oluşan bir test üretti. Ülkelerin durumu bu teste tabi tutuluyor. Kısa vadeli borçlar, kamu borçları, ülkenin milli geliri ile oranlanıyor, hanehalkı yani aile borçları, kullanılabilir gelirlere oranlanarak ne kadar yük sırtlanılmış, risk alınmış, bunlara bakılıyor. Türkiye, test sonucu, en kırılgan birkaç ülke içinde.
Erimeye Karşı…
Uzmanlar, kemik erimesine karşı beslenme sırasında ve takviye olarak yeterli kalsiyum almak gerektiğini belirtiyorlar.Güneş ışığı da çok önemli. Ama yetmiyor, fiziksel aktivite de gerekli. Bunu ekonomiye uyarlarsak, üretmek gibi bir aktivite yerine ithal edip tüketmek, hareketsizlik, tabii ki kemik yapısını zayıf düşürüyor. Üreten, döviz kazandıran değil, harcayan, tüketen bir ekonomi, kemikleri besleyemiyor, ekonomi güneş ışığından yararlanamıyor, izbelerde sürünüyor ve zayıf düşürüyor. Ekonomik yapı en küçük basınçlara karşı dayanıksız hale geliyor. Kırık çıkıklara karşı, ancak maliyeyi güçlü tutarak (mali disiplin ile) koltuk değneği yedekleniyor. Bunun için de, adaletsiz dolaylı vergiler ve özelleştirmelerle bir sınıfın kemikleri güçlendirilirken çoğunluk kitlenin kemikleri un ufak ediliyor. Yine de dışarıdan iyi gibi görünse de iskelet eriyor.
Ekonomisi kemik erimesinden muzdarip bir ülkenin siyaseti, diplomasisi, sosyal dokusu kırılgan olmaz mı? Topyekûn kemik erimesiyle ufalıyor AKP Türkiye’si.