Yarın sabah, 31 Temmuz Salı saat 10’da,  TÜİK, 2012 Haziran ayı dış ticaret verilerini açıklayacak. Muhtemelen Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan aynı saatlerde ekranlarda boy gösterecek. Muhtemelen, birkaç aydır sürdürdükleri bir yalanı yine gözümüzün içine bakarak söyleyecekler. Bu yalan, ihracatı ve dolayısıyla büyüme oranını yukarı çeken İran’a altın ihracatı yalanıdır. İran’dan yapılmış doğalgaz ve ham petrolün ödemesinin altınla yapılmasını altın ihracatı olarak gösterme ve bunu hiçbir biçimde gerçek ihracat ve büyüme verilerinden arındırmama pişkinliğine ne yazık ki TÜİK de, Merkez Bankası da alet oluyor. Ne yazık ki, bu ülkenin bağımsız olması gereken akademik kurumları, bilim insanı geçinenler,  bu çarpıklığa karşı üç maymunu oynarken, bu sahtekarlığa ihracatçıların çatı örgütü TİM de ortak oluyor. Yandaş medyanın bu çarpıtmaya çanak tutmasını anlarım da diğer medyada bütün bu olan biten karşısındaki hayırhah tutum, nemelazımcılık, “edep yahu!…” dedirtecek boyutta.

Kısaca olayı hatırlatalım; İran’dan ithal edilen  ham petrolün ve doğalgazın ödemesi bir kamu bankası olan Halk Bankası’na İran’ın ilgili şirketleri adına yatırılıyor. İran, ABD ve AB’nin baskısıyla uluslararası ödemeler sisteminden tam anlamıyla yararlanamadığı için, Halk Bankası’ndan  ödemelerinin altın olarak yapılmasını istiyor. Banka da , İran şirketlerinin nezdindeki hesabı karşılığında altın ithal ediyor, sonra da bu altınları İran’a ihraç etmiş gibi göstererek gönderiyor. Yani ödeme, ihracat gibi kayıtlara geçiyor.

Gerçekten de Türkiye’nin hem İran’a yönelik ihracatında hem de altın ihracatında 2012’nin ilk beş ayında olağanüstü artışta, bu durum net olarak görülüyor ve bu mızrağı, birileri çuvala sığdırmaya çalışırken herkesi kör, alemi sersem sanıyorlar!…

Hiç uzağa gitmeye gerek yok; daha bu yılın ilk 2 ayında hem TÜİK hem de TİM, İran’a ihracatı aylık 230 milyon dolar dolayında kayıtlarına geçirmişler. Ama sonraki aylarda olanlar olmuş. TİM, gerçek ihracatı aylık ortalama 250 milyon dolar olarak kayıtlara geçirirken ve ilk 5 ayın toplamını 1,2 milyar dolar olarak belirlerken, enerji ithalatı bedellerinin karşılığı ithal altını, ihracat olarak kayıtlara geçiren TÜİK, Mart ayından itibaren İran’a ihracatı önce 700 milyon dolar sonra da aylık 1,5 milyar dolara kadar çıkaracak biçimde çarpıklıkları ihracat hanesine geçirmiş ve ilk 5 ayın ihracatını 4,3 milyar dolar olarak göstermiş. Bu, TİM kayıtlarından sadece 5 ayda 3 milyar dolar fark demektir ve İran’a ihracatı yüzde 250 şişirme demektir.

Bu şişirme, masum ve ihmal edilir bir kayıt-kuyut işi değildir. Hem ihracat  hem büyüme verilerini aslından farklı, olumlu göstermektedir. Bu, başta ekonomiyi yönetenlerin kendi kendilerini kandırmalarıdır, hem de olayın pekala farkında olan IMF, kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye verilerine daha çok kuşku ile bakmalarına yol açacak ve Türkiye’ye inandırıcılığı azaltacak bir yalan oyunudur.

***

Kısa adı TEPAV olan TOBB çatısı altındaki Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın Finans Enstitüsü 2 ayda bir yayımlayacağını duyurduğu , “Ekonomide Durum” başlıklı raporunun ilk sayısında çarpıtmanın sayısal boyutlarını şöyle tahmin ediyor;  “… İran’a “altın ihracatı” olmasaydı, büyüme oranımızın 2012’nin ilk çeyreğinde yüzde 3.2 yerine yüzde 2.6 düzeyinde kalacağı ortaya çıkıyor. GSYH’nin bir alt kalemi olarak ihracatın yıllık artışı hesaplandığında ise, yüzde 13.2 olarak açıklanan ihracat artışı yüzde 10.6 olarak bulunuyor.”  

TİM, bir ay önden giderek, Haziran ayında  İran’a ihracatı 312 milyon dolar gösterdi. Mayıs ayında TÜİK, TİM rakamının yüzde 500 üstünde bir ihracat göstermişti. Aynı şeyi Haziran için yaptıysa, TÜİK’in İran’a Haziran ihracatı 1,5 milyar dolar dolayında ve ilk 6 aylık toplamı da 5,8 milyar doları bulacak. Şişirme, ilk 6 ayda 4,3 milyar dolara ulaşacak…

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, İran’a altın ihracatı yalanının kıyısına bile uğramadan demektedir ki,  ”Yılın ilk yarısında gerçekleştirilen 73 milyar dolarlık ihracat rakamı ve yüzde 11,3’lük ihracat artışının yılın ikinci yarısında da devam etmesi durumunda 2012 yılı orta vadeli program hedefi olan 148,5 milyar dolar ihracat rakamı aşılacak ve yeni bir ihracat rekoru kırılacak.” (16 Temmuz)

Aynı Bakan yine demektedir ki, “Sanayi üretimindeki yükseliş,  ikinci çeyrek büyüme hızının da iyi geleceğini göstermektedir  ve ilk çeyrekte olduğu gibi ikinci çeyrekte de ekonomi net ihracat yoluyla büyüyecektir” (9 Temmuz)

Altın ithalatını, kayıtlara ihracat kaydedip yalan dolanla rekor kırmış görünmeyi, büyümeyi şişirmeyi marifet saymakla bir hükümet ne elde edebilir? Böyle bir yalana şurasından burasından katılan, omuz veren, yalanı görüp ses çıkarmayan, eleştirmeyen, maskeli balonun curcunasına kapılıp gidenler ise, yarın aynı yalan plağı döndürülünce biraz utanıp sıkılırlar mı acaba?

 

Written by Mustafa Sönmez