BDP’nin bütçe tasarısındaki muhalefet şerhinde geçen “Türkiye Kürdistanı” ifadesinin çıkarılması, AKP, MHP ve CHP’nin oylarıyla kabul edilmişti. Öğrenmiş bulunuyoruz ki, Meclis Başkanlığı sadece bu ifadenin değil, muhalefet şerhinin yeniden yazılmasını da talep etmiş. BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, bunun Meclis tarihinde bir ilk olduğunu ifade ediyor ve ekliyor, “Üç parti inkarda, rette, asimilasyonda, şovenizmde, faşizmde birleşerek bir parti grubunun muhalefetini dışarı çıkarma konusunda uzlaşmışlardır” …BDP’li Pervin Buldan ise muhalefet şerhini geri çekmeyeceklerini, kendilerine gönderilse bile, bir üst yazıyla Meclis Başkanlığı’na aynen iade edeceklerini söylüyor. Gündemimize “Kürdistan” tartışması iyice giriyor.

KÜRDİSTAN…

Kürtlerin varlığını, kimliğini kabul etmiş görünüp, onların yüzlerce yıllık yurtları sayılan coğrafyaya “Kürdistan” denilmesine karşı olmak, büyük tutarsızlıktır. Bu köşede 23 ve 24 Kasım tarihlerinde bu tutumu alan CHP’li vekiller Umut Oran ile Haluk Koç’u eleştirdiğim hatırlanacaktır. Ancak o yazıda Kürtlerin yurtlarını, “Kürdistan” diye anmalarına saygı göstermek  gerektiğini belirtmekle beraber , Türkiye’de bir bölgenin sınırlarını Kürdistan olarak çizmenin, bunun üstünden bir ekonomik, sosyal, siyasal proje üretmenin mümkün olmadığını da hatırlatmıştım. Hatta,  Kürt siyasetinin yerele yetki taleplerinde “etnik temele dayalı” bir bölgeleşme peşinde olmadıklarını da ifade etmiştim. Nitekim, BDP’nin programını bulup okuyun, birçok yerinde Kürtler ifadesi vardır ama hiçbir yerinde Kürdistan ifadesi geçmez. Bir bölgeden söz etmek gerektiğinde de kullanılmış ifade şudur;  Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin geri kalmışlığı özel bir planlamayla ortadan kaldırılacak, gelir ve toprak dağılımında eşitsizliği giderici çözümler geliştirilecektir.”  Neden Kürdistan ifadesi yoktur, yasal bir çekince mi? Sanmıyorum.

BDP METNİNDE…

Bütçe muhalefet metninde , Kürdistan ifadesini yerli-yersiz kullanmaya  kalkan BDP, kendisini de epeyi zora sokmuş görünüyor. 188 sayfalık BDP metninde 174 yerde Kürt(ler), 17 yerde ise Kürdistan sözcüğü geçiyor. Bunların 4’ü, Irak ve Suriye Kürdistanlarıyla ilgili. Türkiye ile ilgili olanların, genelde Kürt illerini kastederek kullanılmış olması mesele değil, ama ne zaman ki, siyasi, ekonomik bir analize girmek gerektiğinde, Kürdistan terimi ele ayağa dolaşıyor. BDP metninin , “Kürdistan’da Eşitsiz Gelişim ve Ekonomik Sömürü” başlıklı, 45’nci sayfadan başlayan bölümünü okumaya başladığınızda, bir dizi sayıya ve teze yer veriliyor ama o Kürdistan denen coğrafyanın hangi illerden oluştuğu tarif edilmiyor. Belli ki bölümün başlığına “zorlama” konulmuş Kürdistan sözcüğü. Konu bölge tanımı olunca BDP, bu 188 sayfalık metinde ihtiyaç duyduğundan 174 kez “Bölge” ifadesini kullanmış ama hangi illerin “bölge”yi oluşturduğunu  belirtmeden. Metinde 3 yerde Güneydoğu illeri ifadesi kullanılmış.

Özensizlik metinde sürüyor. Sayfa 50’de “Türkiye ve Kürdistan’ın dört bir yanında…” gibi bir ifade, Türkiye’nin ayrı, Kürdistan’ın ayrı olduğunu varsaymış oluyor. Ama yine aynı sayfada, bu kez Türkiye Kürdistanı ifadesi yer alıyor. Hangisi doğru ?

DEMOKRATİK ÖZERKLİK

BDP muhalefet şerhinin 57. sayfasında, bir başka kafa karışıklığı önümüze getiriliyor; “Gezi Direnişine kadar Kürtlerin demokratik özerklik talepleri öncelikli olarak tam bağımsızlık ve bölünme yolunda bir manevra olarak algılanıyorken, direnişle birlikte bu talebin sadece Kürdistan için değil tüm Türkiye için seçimden öte bir ihtiyaç olduğu ortaya çıktı ” İyi de, bir kere BDP programında demokratik özerklik, “Kürdistan” için istenmiyor ki…Hiçbir  coğrafi bölge ismi zikredilmeden, tüm yerel bölgeler için bir demokratikleşme projesi olarak yer alıyor. Etnik temelde bir bölgeleşmeye karşı olduklarını, Anayasada etnik referans istemedikleri programlarında yazmıyor mu? Bunu  her fırsatta BDP Eşbaşkanları ifade etmiyorlar mı ? Böyle onlarca ifade bulabiliriz ki, doğru olan, bizim de katıldığımız budur. Şimdi ne anlamı var, etnik referansın? “Sadece Kürdistan için değil, tüm Türkiye için” ifadesini kullanmanın ne anlamı var ?

KAVRAMLAR

RTE, seçim manevrası amaçlı olarak, Barzani’yi Diyarbakır’da sahneye çıkarırken zaten Irak Anayasasında yer alan Irak Kürdistanı ifadesini bir lütuf gibi kullandı. Bunu yaparak Kürt seçmenin hissiyatını sömürdü, yararlanmaya kalktı. Belli ki, BDP’li hevaller de bunu açılmış bir kapı olarak kullanmak istiyorlar . İyi de, her şey yerli yerinde…Unutmayalım;  kavramlar masum değildir. Doğru yerde, doğru içerikle  kullanılmazlar ise, yarar yerine bela açarlar insanın başına, zehirlerler. İç tutarsızlığa neden olurlar. İnandırıcılıkları zedelerler.

Kürdistan’ı, tarihsel bir alanı, bir coğrafyayı  ima ederek,  bir yurdun ifadesi olarak kullanabiliriz, bunda bir beis yok, ama aynı Kürdistan’ı bir “bölge”, bir “siyasi, idari birim” olarak Türkiye gerçekliği içinde  kullanmaya kalkmak, bugünün Türkiye’sinin demografik, ekonomik, sosyolojik gerçekleri bakımından  pratik değil, gerçeklikle uyuşmuyor.

Bunun farkında olmalı, ajitasyon uğruna, soğukluğa, uzaklaşmaya, kutuplaşmaya, gerginliğe meydan vermemeli…

 

Written by Mustafa Sönmez