Son günlerde dilime bir Bülent Ortaçgil şarkısı dolandı; “Bu iş zor, çok zor Yonca”…Neden zor diye sorarsanız, cevabı var parçanın içinde; “Çünkü insanlar günler boyunca/Hiç soru sormadan durur” da ondan…Soru sormayan, sorgulamayan bir toplum olduk. Hep böyle miydik, bilmiyorum. Ama artık, bırakın cahil cühela diye küçümsediklerimizi, okumuşu da soru sormuyor. Akademisyen soru sormuyor, gazeteci, yazar,sanatçı  soru sormuyor, milletvekili soru sormuyor, öğrenci soru sormuyor…Bankacı, doktor, yönetici, işçi, işveren, üretici, tüketici soru sormuyor…Bu neden böyle, diye sormuyor…Bu iş, onun için zor, çok zor Yonca…

Ergenekon, Balyoz, KCK, Odatv neden böyle diye soran kaç kişi var? Uludere’ye (Roboski’ye)  ne oldu, diye soran mı var? Anadili savunmanın nesi yanlış, diye soran mı var? Hürrem’den,Süleyman’dan, Kuzey-Güney’den sana ne, rakımdan,şarabımdan sana ne, dinimden imanımdan sana ne, diye kaçımız soruyoruz ? Köprüyü, otoyolları neden sattın, deniz fenerini niye örttün, patriotu niye diktin, Dolmabahçe’de mezara taşıyacak  ne konuştun, diye soran kaç kişi var? Niye bu kadar imam mektebi, niye 12 milyon eve kapatılmış kadın diye sual eden var mı? Neden bu kadar gazeteci, öğrenci hapiste, umurumuzda mı?

Bu iş zor, çok zor Yonca…

***

Bak Yonca , sana bizim sahadan, iktisatçılardan, soru sormayan iktisatçılardan  iki örnek vereyim…Diyoruz ki günlerdir, işsizlik, cari açık, yani döviz açığı, büyüme çok önemli göstergelerdir. Hayatın gerçekleridir. Bunlarla ilgili doğru bilgi üretmeden gerçeği göremez, gerçekle değil, yalanla yaşarsınız. Diyoruz ki, Yonca; TÜİK işsiz sayısı 2,5 milyon derken, İş ve İşçi Bulma Kurumu İşkur, bende ismiyle ,adresiyle kayıtlı 2,3 milyon işsiz var diyor. Yanılıp,akıntıya karşı soru soruyoruz Yonca, diyoruz ki; Bu nasıl oluyor ey TÜİK, senin bulduğun her 100 işsizin 83’ü İşkur’un kapısını mı çalıyor? Koca koca akademisyenler, medyada köşe yazan iktisatçılar bu gerçeği bilmeden mi yaşıyor Yonca? İşsiz sayısını doğru bilmeden ülke yönetilir mi, gerçek işsizlikle yüzleşmeden politika üretilebilir mi?

Geliyorum ikinci soruya Yonca…Diyoruz ki, İran’a, bize sattığı doğalgazın karşılığını, ABD engellediği için döviz ile ödeyemeyince , altın ile ödüyoruz. Bu altınla ödeme  biçimi yüzünden 2011’den bu yana, yani 2012 Eylül sonuna kadar 13 milyar dolara yakın külçe altın ithal etmiş Türkiye ve bu altını “ihracat” adı altında İran’a ödemiş. Bu, bir ödeme biçimi ama kayıtlara ithalat-ihracat olarak giriyor. Ne olur böyle girince? Türkiye’nin dış ticareti 12 milyar doların üstünde büyümüş görünür? Gerçek dış ticaret olmadığı halde kayıtlara böyle girince, Türkiye’nin gerçek döviz dengesinin ne olduğunu da görmemizi engeller, çarpıtır. Tabii, bu kadarla kalmıyor; böyle bir alım-satım varmış gibi yapıldığı için büyüme de bundan etkilenir.

Soru sormayı akıl eder, ya da buna cesaret edersen, gerçekleri görürsün Yonca. Altınla ödemeyi ihracat gösterince, bu yılın 9 ayının cari açığı da olduğundan düşük gösteriliyor. Büyümesi de gerçekte yüzde 1 iken yüzde 2,6 gösteriliyor. İktisatçı, bilim insanı bunu  sorar, sorgular. TÜİK’e yazar, bunu neden böyle kayıtlara geçirdiniz diye sorar. Bunu ayıklayın, tarihe böyle geçmesin, der. Yüzde 9 büyümeden yüzde 1’e düşmenin vehametine dikkat çeker, tabii, misyonu yağlama, yıkama değilse…

***

Bütün bunları yapmak için soru sormayı, sorgulamayı bilmek gerek Yonca…Soru sormadan, sorgulamadan ilerleme olmaz. İnsanlık, sorduğu, soruşturduğu, sorunun peşine deli divane, korkusuzca, bedeller ödemeyi göze alarak takıldığı için gelişti, ilerledi. Soru sormayınca durur, duraklar insan, insanlık. Ama soru sormak cesaret, yürek işidir Yonca…Soru sormak aynı zamanda tehlikeli iştir… Soru sormak akıntıya karşı durmaktır…Soru sormaya kalkınca asgarisi 4 sıfırlı dolgun maaşından olabilirsin, danışmanlıktan, okuldaki kürsünden, rahatından olabilirsin. Gazetedeki köşenden, ekrandaki postundan  olabilirsin…

Ama soru sormazsan ot olursun Yonca, ot!… Ünlü İtalyan Marksist Gramsci, atalarından aktarır; ”Sen ot olursan keçiler bile seni yer” diye…Tayyip’in keçileri neden bu kadar semirdi sanıyorsun Yonca…

Şarkı dilime fena dolandı…

Bu iş zor çok zor Yonca/Çünkü gülmeyi unutunca/Taş yüreklerde kilitli duygular/Kapılar açılmayınca/Bu iş zor çok zor Yonca/Çünkü bizler istemeyince/En çok bağıran en doğru sayılır/İnsanlar işitmeyince/Bu iş zor Yonca/Çünkü insanlar günler boyunca/Hiç soru sormadan durur

Soru sormakla başla Yonca, soru sormaktan korkma , sor Yonca…

Written by Mustafa Sönmez