AKP iktidarı, 2001 döneminden Kemal Derviş-IMF marifeti “mali disiplin”i sağlanmış ekonomiyi miras alırken, kamu maliyesindeki  kemer sıkıcı önlemleri kaldırmadı sürdürdü. Aynı adaletsiz vergi sistemi korunurken, özelleştirmeler doludizgin sürdürüldü ve bu sayede bütçe açığı milli gelirin en fazla yüzde 4-5’inde tutuldu hatta yüzde 1’lere kadar geriledi. Kamu borçları, özellikle IMF’ye olanlar peyderpey ödenerek kamu borç yükünün milli gelire oranı da yüzde 40-50’lere kadar geriledi.

Kamu maliyesindeki bu performans, küresel kriz kopup geldiğinde birçok AB ülkesinde yoktu . Türkiye ise krize oldukça dayanıklı kamu maliyesi göstergeleri ile girdi ve 2009’daki küçülmesini de yine kamu maliyesi imkanları ile , daha büyük bedeller ödemeden aştı. Kamu maliyesindeki dinginlik, dış kaynak çekmede de önemli bir çekim unsuru oldu. Ancak, 2012, kamu maliyesinde bozulma yönünde bir kırılma yılı olacağa benziyor. Ocak-Ağustos döneminde bütçe dengesi , 2.1 milyar TL artıdan 8.5 milyar TL eksiye döndü. Ekonomide büyümenin yüzde 3’e gerilemesiyle hızla azalan vergi gelirlerine karşılık bütçe giderlerinin katılığı, açığın hızla büyümesine yol açtı. 2012 için yüzde 1,5 olarak hedeflenen bütçe açığı/milli gelir oranının en az yüzde 3-4’e ulaşması ihtimal dahilinde  Özellikle giderler ayağında sosyal güvenlik için yapılan transferler, yerel yönetimlere transferler, personel giderleri, artan faiz harcamaları ve artan KİT görev zararları ile KİT’lere borç verme işlemleri , bütçe giderlerini artıran ana kalemler olarak dikkat çekiyor.

Bütçe giderlerinin ilk 8 ayda yüzde 16’yı aştığı anlaşılıyor. Yılılk enflasyonun yüzde 9 olduğu anımsanırsa, önemli bir reel artış söz konusu. Geçen yılın aynı dönemine göre 15,5 milyar TL daha fazla bütçe harcaması yapılmış durumda. Bunun yarısı “cari transferler”den oluşurken Sosyal Güvenlik Kurumu’na(SGK) , bütçeden yapılan aktarımlar birinci sırada yer alıyor. Sağlıkta Dönüşüm adı altında halka “sağlığa erişim” kolaylığı sağladığını iddia eden AKP iktidarı, sağlık çalışanlarına ceremesi çektirilen bu sistemde ilaç endüstrisine ve özel hastaneciliğe büyük bir pazar açtı . SGK’nın prim gelirleri, emekli maaşları ve sağlık faturalarını karşılamaya yetmedikçe bütçeden transfer arttıkça arttı. Bu yılın ilk 8 ayında da aktarılanların yüzde 24’e yakın arttığı anlaşılıyor. SGK, yakın zamanda da iflah olacak gibi görünmüyor ve bütçeyi kemiren en önemli kurtlardan biri olacağa benziyor.

***

Bütçe giderlerinin ikinci önemli kalemini personel harcamaları oluşturdu. Memur ve kamu işçilerinin,sözleşmeli personelinin maaşları ve SGK primleri, geçen yılın ilk 8 ayına göre yüzde 18 arttı. Bunu, maaşların aşırı artırılması diye okuyanlar yanlış bilgilendiriyorlar. Artış, kamu çalışanlarının reel gelirlerinin artması ile ilgili değil. Kamu personel sayısı arttı, ondan. Güvenlik,eğitim,sağlık gibi kamu hizmetlerine yeni personel alındığını anımsamak gerekiyor. Bu, önümüzdeki dönemde de kamu personeli alımı yapılacağı göz önüne alınırsa kamu personel giderlerinin gerilemeyip kalıcı olduğunu gösteriyor.

Bütçeden faize giden meblağ yüzde 15’i bulmuş ama artacak daha. Sekiz ayda 36 milyar TL’yi aşan faiz giderleri, daha çok iç faizden kaynaklanıyor. Bütçe açığı büyüdükçe borçlanma, borçlanma arttıkça faizler de yeniden artacak.

Bütçe giderlerini artıran bir diğer önemli unsur yerel yönetimlerin merkezden kaynağa duyduğu ihtiyaç. Başta AKP’li İstanbul ve Ankara Büyükşehir belediyeleri olmak üzere , mahalli idareler, yaptıkları yatırımları karşılayacak gelire ulaşamayınca bütçeden destek istiyorlar ve yerel yönetimlere transferlerdeki artış da yüzde 11’i bulmuş durumda.

 

Ne kadar özelleştirilip eritilseler de hala bazı KİT’ler var ve onlara üstlendikleri görev zararları bütçeden karşılanıyor. Görev zararları geçen yıla göre büyük artış gösterdi ve 5 milyar TL’yi geçti. Sübvansiyon gören KİT’ler arasında sadaka politikası çerçevesinde kömür dağıtan TKİ de var. Doğalgaz ve ham petrol ithalinde uğradığı zarardan dolayı BOTAŞ da bütçeden destek görüyor.

SGK,personel,belediye,KİT,faiz giderleri oldukça katı ve yıl sonuna kadar bütçe açığını, son yıllarda yaşanmamış ölçüde büyütecek görünüyor. Kamu maliyesinde fire, AKP rejiminin en önemli dayanağının erozyonu demek.

Written by Mustafa Sönmez