Altı ay önce tahminler neydi ?
Arada bir soluklanıp geçmişte yazdıklarımıza bakmalıyız. Ne tür öngörülerde bulunmuşuz, olaylar nasıl cereyan etmiş...Ne kadar…
2011 yılına ait son çeyrek büyüme verileri çoğu ülke için belli oldu. Türkiye’ninki de 2 Nisan Pazartesi açıklanıyor. Böylece 2011 büyüme oranı da netleşmiş olacak. 2009 krizinde yüzde 5’e yakın küçülen Türkiye ekonomisi 2010’da toparlanmış ve yüzde 9’a yakın büyümüştü. 2011 büyümesinin ise en az yüzde 8 olacağı tahmin ediliyor. Bu 3 yıllık performansla Türkiye, “yükselen-çevre ülkeler” liginde nerede bulunuyor?
IMF ve Eurostat verileri, G20 diye bilinen ve dünya hasılasının yüzde 90’ını temsil eden topluluğun (üyeler, 19 ülke ve AB) , 2009 krizinde yüzde 1,5’a yakın küçüldükten sonra 2010’da yüzde 5 ile toparlandığını, 2011’i de yüzde 2,8 büyüme ile tamamladığını belirtiyor. Ancak G20 ülkelerini, “Yükselen-çevre” ülkeler ile “Gelişmiş-merkez” ülkeler olarak ayrı analiz etmek daha doğru. Böyle yapıldığında ABD’nin ve AB’nin ağırlık taşıdığı 8 ülkenin 2009 enkazını tam da telafi edemedikleri, 2011’i yüzde 2 büyüme ile tamamlamakla beraber, umut veren bir büyüme ivmesi yakalayamadıkları anlaşılıyor.
Avro alanında İtalya ile İspanya , iyi sinyaller vermezken ABD’den de iç açıcı haberler gelmiyor. ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Ben Bernanke, George Washington Üniversitesi’nde öğrencilere yaptığı konuşmada, ABD’deki tüketici harcamalarının ekonomik büyümenin sağlıklı bir hızla devam edebilmesini sağlayacak kadar güçlü olmadığını söylüyor ve şöyle devam ediyordu; “Şu anda, borç ve tüketim tarafında kriz öncesi döneme göre hâlâ epey gerideyiz. Ekonominin büyümeyi sürdürmesi için talep kaynağından yoksunuz“. ABD, 2011’in son çeyreğinde yüzde 3 büyüme kaydetti, ancak 2012’nin ilk çeyreğinde büyüme oranının yüzde 2’nin altına gerilediği tahmin ediliyor.
***
G20’nin “yükselen-çevre” grubunda 2009’u en kötü geçiren 3 ülkeden biri Türkiye olmuş, yüzde 5 daralmıştı ekonomi. Ancak izleyen iki yıl hızla büyüyen Türkiye ekonomisi 11 yükselen ülke arasında 3 yılın büyüme ortalaması açısından 5’nci sırada görünüyor. 2009-2011 döneminin büyüme ortalaması yüzde 4 olan Türkiye’nin üstünde Endonezya ve Arjantin var. Krizde hep büyüyenler ise Çin ile Hindistan. Ancak, Çin’in 2012’de büyüme hızının yüzde 7’lere düşmesi öngörüldü. Bu, dünya ekonomisi için iyi haber değil.
Türkiye hem yükselenler içinde hem de dünya genelinde büyüme ivmesi yakalamış ülke olarak dikkat çekiyor, 2012 büyüme oranının da yüzde 4-5 dolayında olması muhtemel. Ama büyümesini dış kaynakla gerçekleştiren bu ekonominin sırtında devasa bir cari açık kamburu var…Nitekim , IMF verileri 2011’de 77 milyar doları bulan Türkiye’nin milli gelirinin yüzde 10-10,5’una ulaşan bu kamburu ile, G20’de 1 numara olduğunu ortaya koyuyor.
Kaynak:IMF veri tabanı
Türkiye madalyonun bir yüzündeki büyüme ışıltısına karşılık arka yüzündeki cari açık karartısı, dış otoritelerin ve değerlendirme kuruluşlarının dikkatinden kaçmıyor elbette. Nitekim daha dün, kredi derecelendirme kuruluşu Moody´s, Türkiye´nin iç ve dış dengesizlikleri yüksek seviyede kaldığı sürece, pozitif kredi notu görünümü ve Ba2 olan kredi notu üzerinde daha fazla aşağı yönlü baskı oluşacağını belirtti. Bunun tercümesi, büyümeniz iyi ama bunu dış kaynakla yaparak sürekli risk biriktiriyorsunuz. Bu da kredi notunuzu yükseltmemize engel, hatta günün birinde düşürebiliriz de, demek…
Pazartesi günü büyüme verileri açıklandığında şamataya hazırlananlar madalyonun öbür yüzündeki cari açık şampiyonluğunu unutmasınlar…