Önemli bir dönüşüm süreci yaşayan Avrupa Birliği’nde (AB-27), küresel krizle birlikte,  Çin ile Rusya’nın ekonomik ağırlığı daha çok hissedilmeye başlandı. AB toplamında Çin ile yapılan dış ticaretin toplamdaki payı yüzde 12 yi geçerken, Rusya’nınki ise yüzde 10’a yaklaştı. Bu iki yükselen gücün yüzde 22’ye çıkan AB ticaretindeki payına karşılık diğer süper güç “İnişteki İmparator”ABD’nin pazardaki büyüklüğü yüzde 15’e ancak yaklaşıyor...

Avrupa İstatistik Ofisi, Eurostat verilerine göre, Türkiye’nin bu dev pazardaki cesameti ise yüzde 3,6. Yükselen güçler, AB’de net ihracatçı durumunda iken Türkiye, en büyük net ithalatçılardan

2012’de büyüme yerine daralma süreci yaşanan AB ekonomisinde dış ticarette de öncelikle Almanya ihracata ağırlık vererek kayıplarını en azda tutmaya çalışıyor. Buna karşılık bloğun başta enerji olmak üzere, ithalatı belli bir düzeyde sürüyor. Bu yılın ilk  5 ayında 27 ülkeli AB’nin dış ticaret açığı yerine yarım milyar avro düzeyinde fazla verdiği saptandı, ama bu fazla, özellikle Almanya’nın  ayrıcalıklı durumundan kaynaklandı. Almanya, blok içinde ilk 5 ayda 77 milyar avroya yakın fazla verirken onu 21 milyar avro ile Hollanda izledi. Buna karşılık en fazla dış ticaret açığı veren 61 milyar avro ile İngiltere. Onu, 36 milyar avro ile Fransa ve 17 milyar avroya yakın açığı ile İspanya izliyor.

AB’nin ithalatında enerjinin yeri yüzde 40’a yakın ve bu durum AB’nin enerji yönünden Rusya’ya bağımlılığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Rusya, yılın ilk  5 ayını 43 milyar avro net ihracatçı olarak önde kapatmış AB önünde. Çin ise , AB’nin satınalmalarında yüzde 15,6 ile en yüksek paya sahip iken AB’nin sattıklarında yüzde 8,8’lik bir yeri var.  Bu  yılın ilk  5 ayının sonunda Çin, 57 milyar avroya yakın bir net ihracat üstünlüğüne sahip Avrupa’da. Böylece Çin ile Rusya’nın AB’nin dış ticaret hacminde yüzde 22’lik paya ulaştığını ve ilk 5 ayda toplamda 100 milyar avroya yakın dış ticaret üstünlüğü elde ettiklerini görüyoruz.

***

Çin ile Rusya’nın yanı sıra BRIC çatısı altında örgütlü Brezilya ile Hindistan da AB pazarında net ihracatçı durumundalar, onlar da fazla sağlıyorlar.  AB dış ticaretinde her biri yüzde 2,2 pay alan bu iki ülkeyi de kattığımızda BRIC’ın, AB dış ticaretindeki payının yüzde 27’ye yaklaştığını görüyoruz.

BRIC’in karşısında yer alan ABD ise, AB’nin dış ticaretinde yaklaşık yüzde 15 pay sahibi ve AB için esasen ihraç pazarı. Özellikle Almanya için ABD, ihraç pazarı olarak önemli.

Çin, Rusya ve diğer bağlaşıkları Hindistan ile Brezilya’nın AB dış ticaretinde artan payları, dış ticaret ile sınırlı kalmıyor elbette. Özellikle kamu borç yükleri altında ezilmiş ülkelerin, başta özelleştirme yoluyla olmak üzere şirket, varlık  satışlarında, dış kaynak fazlası olan BRIC ülkeleri önemli bir alıcı olarak boy gösteriyorlar. Çin’in şimdiden limanlardan AB KİT’lerine bir dizi varlığı satın aldığı ve/veya almak için girişimde olduğu bir gerçek. Aynı şey, Rusya için de geçerli. Rusya, sıkıntılı AB bankalarını satın alma, ortak olma girişimlerini sürdürürken Brezilya ve Hindistan da boş durmuyor. İnişteki AB’de Almanya ile Çin ve müttefiklerinin pazar paylaşım yarışının önümüzdeki dönemde hızlanması beklenebilir. BRIC’in AB’de artan ekonomik etkinliğinin, Suriye meselesi başta olmak üzere, uluslar arası platformlara taşınan konularda Çin ile Rusya’nın elini daha da güçlendirdiğini geçerken hatırlatalım…

***

AB’nin en güncel dış ticaret fotoğrafından anlaşılıyor ki, Türkiye,  AB için daha çok, “pazar”…Türkiye bu yılın ilk 5 ayında kabaca, 20 satıp 30 almış, dolayısıyla 10 milyar avronun üstünde dış ticaret açığı vermiş AB’ye.

Alıp sattıklarıyla Türkiye’nin AB dış ticaretindeki payı yüzde 3,6. ve ilk 10 içinde Türkiye 7’nci sırada. Koca AB pazarından Türkiye ancak yüzde 2,8’lik pay alabiliyor ama AB’nin sattıklarının yüzde 4,5’i Türkiye pazarına giriyor.

 

Written by Mustafa Sönmez