Cumhuriyetin ilanının üzerinde koca 90 yıl geçmiş bulunuyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun enkazı üstüne kurulu genç bir cumhuriyet iken şimdi 90. yılını tamlayıp 10. on yılına, yani 100.’ncü yılına yelken açıyor.

Doksan yıllık Cumhuriyet’in her 10 yılı, neredeyse bir kırılmadır. Bir köşe yazısına sığdırılabildiği kadarıyla 10 yılın kilometre taşlarını bir film şeridi gibi gözümüzün önünden geçirerek yeni 10. yıla merhaba diyelim;

 

1.10 yıl/1923-1933:İşgalci güçlere karşı kazanılmış bir siyasi bağımsızlıkla, Mustafa Kemal önderliğinde yeni bir cumhuriyet kuruluyor. 1924 Anayasası’nın ikinci maddesi; “Türkiye Devleti Cumhuriyetçi, Milliyetçi, Halkçı, Devletçi, Laik ve Devrimcidir. Devlet dili Türkçedir. Başkent Ankara’dır” diyordu. Kuruluşun en önemli eksiği , kurucu unsur olarak Kürtleri dışlaması , Kürt kimliğini “Türklük” içinde eritmesidir. Bu, kuruluştan itibaren bir eksiklik olarak hep hissedilecektir. Cumhuriyet, ekonomik olarak ağır yükler alır. İlk 10 yılda Osmanlı’dan kalan bağımlılığa hiçbir müdahalede bulunamaz.

2.10 Yıl:1933-1943:Tek parti iktidarında uluslaşma yolunda hızlı adımlar atılır.1929 Dünya buhranının etkisiyle ekonomi içe kapanır. Şimendifer siyaseti ile  ülke iç pazarı demiryolları ile birbirine bağlanır. Dış politikada genç SSCB ile ilişkiler geliştirilir, ekonomik yardım alınır ve o yardımla yerli hammadde kullanan bir ithal ikameci sanayileşme deneyimi yaşanır. Müslüman-Türk burjuvazisi yetiştirmenin ön hazırlıkları yapılır. Üstyapıda önemli devrimler yaşanır. Yaklaşan dünya savaşından uzak durmaya çalışan bir dış siyaset izlenirken içeride savaşı göğüslemek için ağır önlemler alınır, zor yıllar yaşanır.

3.10 Yıl/ 1943-1953:Milli şef İnönü,  ülkeyi İkinci Dünya Savaşı’ndan uzak tutar, büyük bir badire atlatılır. Varlık vergisi, mükellefiyet gibi, zorunlu ama tatsız sayfalar yer alır. Savaş ertesi, saflarını belirleyen kapitalizm-sosyalizm bloklarından ilkine karar kılınır;  IMF-Dünya Bankası, NATO gibi kurumlara girilir. Çok partili hayata başlangıç yapılır. CHP’nin içinden çıkanların kurduğu Menderes liderliğindeki Demokrat Parti, DP, 1950’de iktidara gelir.

 4.10 Yıl/ 1953-1963: DP,1960 ihtilaline kadar kaldığı iktidarda dünya ekonomisi ile ilişkiler geliştirilir, köyden kente göç hızlanır, gelişmenin inisiyatifi İstanbul’un eline geçer. Özel sermaye, yabancılarla işbirliğinde büyümeye başlar. DP, 1960’a doğru toplumu kutuplaştırır ve 1960 ihtilali ile devrilir. “Anayasa ve Hukuk dışı tutum ve davranışlarıyla meşruluğunu kaybetmiş bir iktidara karşı direnme hakkını kullanarak 27 Mayıs 1960 Devrimini yapan Türk Milleti…” diye başlayan 1961 Anayasası ile Cumhuriyet için yeni bir sayfa açılır.

 5. 10 Yıl/ 1963-1973:Planlı kalkınma, Demirel’li büyüme dönemi… İthal ikameci sanayileşme ile kentleşme hızlanır. İşçi sınıfı çoğalır. Sendikal örgütlenmeler gelişir.TİP, Meclis’tedir.Sosyal gelişme ekonomik gelişmeyi geçti, denilerek 12 Mart 1971 Askeri darbesi ile Demirel uzaklaştırılır. 1973’te Ecevit liderliğindeki CHP seçimi kazanır ve Erbakan ile koalisyon kurar.

 6.10 Yıl/ 1973-1983:  Kıbrıs’a çıkartma ile yeni Cumhuriyetin gündemine artık bir uluslar arası sorun olan Kıbrıs sorunu girer. Solun yükselişi karşısına faşist hareket çıkarılır, çatışmalar büyür, toplum kutuplaşır, ekonomi daralmaktadır. 24 Ocak kararları ile bir dönüşüm başlatılır ama işçi hareketi, toplumsal muhalefet ayak bağıdır. Askeri darbe, beklediği fırsatı bulur ve 12 Eylül’de, Kenan Evren’in liderliğinde ABD’nin desteği ile iktidara gelir. Darbe, solu,işçi hareketini ezer, siyasi partileri kapatır.1982 Anayasasını dayatır. Operasyonun sivil elemanı Özal ile diğer ekonomik ve sosyal operasyonlar yaptırılır.Türkiye’nin kapıları, küreselleşen dünya ekonomisine iyice açılır.

 7.10 Yıl/1983-1993:Özal,kurduğu ANAP’ı iktidara taşır ve neoliberal ekonomik süreç hızlandırılır.Anti-sendikal, anti-sosyal, anti-devletçi bir iklim hüküm sürer. Kürt hareketi, PKK ile silahlı mücadeleyi başlatır. Artık gelecek on yıllara da taşınan bir Kürt sorunu vardır Cumhuriyetin. Özal, Çankaya’ya kadar tırmanırken geriye itmeye çalıştığı Demirel, yasağını deler, önce Başbakan, Özal ölünce de Cumhurbaşkanı olur. Ekonomide kamu maliyesi krizi büyümektedir. Sıcak paraya kapılar açılmıştır, rantiye devri başlamıştır.

 8.10 Yıl/1993-2003: Demirel’in halefi  Çiller’in, derin devletli operasyonları döneme damgasını vurur. 1994’te önemli bir ekonomik kriz yaşanır. 1994 yerel seçimlerinde Milli Görüş, büyük belediyelere seçilir. RTE,İBB başkanı olur. 1996’da Milli Görüş, Erbakan liderliğinde iktidar ortağı olur. Politik islamın icraatı silahlı kuvvetlerce hazmedilemez ve 28 Şubat 1997 post-modern darbesi ile Milli Görüş uzaklaştırılır. Ardından kurulan merkez sağlı, merkez sollu koalisyonlar döneminde ekonominin kırılganlığı artar. 1999 Marmara depremi, Cumhuriyetin en büyük doğal afeti olarak kayıtlara geçer. PKK lideri A.Öcalan ele geçirilir, Kürt siyasetini artık İmralı’dan yönlendirir. 2001 ekonomik krizi Cumhuriyetin en büyük krizi olarak tarihteki yerini alır. Koalisyon hükümeti Kemal Derviş-IMF imalatı acı reçeteler ile krizi atlatır ama 2002 genel seçimlerinde ağır hesap öder, partiler baraj altında kalır. Milli Görüş gömleğini çıkarıp Fethullah Gülen Cemaati ile koalisyon kuran neoliberal-tutucu AKP, RTE-Gül ikilisinin liderliğinde  iktidara gelir.

 9.10 Yıl/2003-2013: AKP, 2001 krizinin düzeltilmiş ikliminin üstüne oturur, dış konjonktür de lehinedir.Yabancı kaynak olağanüstü boyutta akar, içe dönük büyüme yaşanırken dış borçlar, cari açık artmaktadır. Ancak, AKP bu büyümenin rüzgarı ile siyasi gündemini yürürlüğe koyar.Askeri vesayetin defterini düzmece Balyoz operasyonları ile, tehdit gördüğü muhalif kesimleri de Ergenekon uydurması bir operasyon ile enterne eder.Yargı ve yasama hızla ele geçirilir. Toplumdaki tüm kimlik ve renkleri tekleştirme,islamlaştırma hızlandırılır. Kürt siyaseti ile kâh barışçı, kâh savaşçı bir 10 yıl geçirilir. Üç genel, iki yerel seçim kazanılır. Ancak, 2013 baharında her şey ters dönmeye başlar. ABD ve AB ile ilişkileri bozulur. Orta Doğu’da zemin kaybeder. Haziran, Gezi ayaklanması ile karizması çizilir. Cinler şişeden çıkar, korku duvarı aşılır. AKP’nin iç ve dış imajında büyük bir aşınma yaşanır. Cemaat ile ilişkileri bozulur. Ekonomide deniz bitmek üzeredir.  

Cumhuriyetin 9. on yılı boyunca hüküm süren karanlık, 10’ncu on yıla girişle yerini umalım aydınlığa, gerçek demokrasiye  bıraksın…

 

Written by Mustafa Sönmez