AKP rejiminin hem hükümetteki hem bürokrasideki para otoriteleri son 1 yıldır altınla yatıp altınla kalkıyorlar. Adeta “altın” madeni bulmuş gibiler. Dış alacaklılara borçlarını altınla ödüyor, bunun için olmadık miktarda altın ithal ediyorlar, yastık altından altını çıkartmak için bankalara ve birikim sahiplerine çekici teklifler yapıyorlar, Merkez Bankası’nın rezervlerini bu sayede şişirirken, son numara olarak da ülkedeki “altın stoku”nu bir şekilde hesaplayıp bunu “yabancı paraya dönüştürülebilir” bir varlık olarak tanımlara soktular. Yakında bununla cari açığı düşük gösterme cinliği yapacaklarını da şimdiden söyleyebiliriz.

***

Siz, altınla ödeme ihracat sayılmaz, altın ihracatını ödemeler dengesinde ihracat gibi gösteremez, cari açığı böyle makyajlayamazsınız dedikçe umursamıyorlardı.  2012 büyümesinin ilk yarısında yaşanmış görünen yüzde 3’lük büyümede en az yarım puan altın işleminden geliyor dedikçe umursamıyorlardı. Ama işe yaramadı. Sonunda hepsini kabullenmiş durumdalar. Merkez Bankası’nın son Finansal İstikrar Raporu’(FİR) da satır aralarına utangaç biçimde yerleştirilmiş olsa da aylardır yazıp söylediklerimiz kabul edildi.Raporun 9. Sayfasında yazan şu;

2012 yılının ikinci çeyreği itibarıyla yıllık büyümeye katkılar incelendiğinde, net dış talep pozitif katkı yapan tek kalem olurken, nihai yurt ici talep ile stokların ise negatif etkisi olduğu görülmektedir..(…) Net ihracatın yıllık büyümeye yüksek oranlı katkı yapmasında net altın ihracatının etkisi not edilmelidir.” Bu, büyümeyi şişiriyorsunuz, tezimizin kabulü…ve Sayfa 11

“ 2012 yılı Mart ayı itibarıyla yıllık 71,8 milyar ABD doları olan cari işlemler açığı, 2012 yılı Eylül ayı itibarıyla 55,8 milyar ABD dolarına gerilemiştir. Diğer taraftan, altın hariç cari işlemler açığındaki iyileşmenin ise daha sınırlı olduğu görülmektedir.”. Bu da cari açığa altın makyajının ikrarı.

***

Gelelim diğer altın cinliklerine…Bilindiği gibi, Merkez Bankası, , bankaların TL “Kanuni Karşılıkları”nın yüzde 30’a varan kısmını altın olarak tutabilecekleri kararını almıştı.  Altın mevduatı için yarış başladı. Altın mevduatı çok değil, 2 yıl önce 2 milyar TL’yi ancak bulurken bu yılın Eylül sonunda 16,2 milyar TL’ye ulaştı. MB’nin karı mı? MB de rezerv şişirdi.  Kasım ayı başı itibariyle rezervlerin yüzde 10’undan biraz fazlası 18 milyar dolarlık altın rezervinden oluştu. Daha ne olsun!…Bu bankaya altınları çekmenin, kara parayı aklamak isteyenlere bayram ettirdiğini ise 9 Kasım yazımda ayrıntılarıyla yazmıştım.

Ve son cinlik…Altın stoku tahmini yapıp bunun döviz karşılıklarını “varlıklara” işleme… Merkez Bankası, Türkiye’de Altın:Dış Ticaret, Cari İşlemler Dengesi ve Büyüme Üzerine Etkisi” başlıklı raporunda  bir de “Altın Stoku” tahmini yaptırmış uzmanlarına ve sonuç şöyle;  “ 2012 yılı Ağustos ayı itibarıyla Türkiye’nin altın stoku 2189 ton olmuştur. Söz konusu miktar yaklaşık 115 milyar ABD dolarına tekabül etmektedir.” Bu “bulgu” spor olsun diye yapılmadı herhalde. Yastık altı, yastık üstü altın varlığının adı “115 milyar dolar” olarak konulduktan sonra, alınıp doğruca “döviz varlıkları” içine taşınıyor.  Bu cinliği de şöyle açıklıyorlar FİR’da, 2012 yılı Ağustos ayı itibarıyla ulkemizdeki altın stoku 115,5 milyar ABD doları olarak tahmin edilmiştir. Altın stok verileri hanehalkı yabancı para varlıklarına dahil edilmiştir. Bunun sonucunda gerek hanehalkı, gerek toplam yabancı para pozisyonu açıktan fazlaya dönmüş ve 2012 yılı Eylül ayı itibarıyla sırasıyla 191,2 milyar ABD doları ve 30,8 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir”(s.32). Cinliğin tefsiri şudur; Ey yabancılar!…Bizim ülke olarak 745 milyar dolar sırtımızda yük var ama 776 milyar dolar da varlığımız var, bunun da 115 milyar doları altındır. Dolayısıyla borcumuzu  öder, 31 milyar dolar da üste çıkarız…Çekinmeyin para getirin.

Şimdi bu altını, dövize tefsir etme cinliğinin ardından sıra,  bunun cari açığı küçültmede nasıl kullanılacağına geliyor. Bir anda Türkiye’yi cari açık şampiyonu değil, (tahmini stok) altınlarıyla cari fazla veren bir ülke olarak ilan etmeye kalkarlarsa, hiç şaşırmayın…Dışarısı yer mi? Şanslarını deniyorlar…

 

Written by Mustafa Sönmez