Yerli otomobil: Ekonomik mi ideolojik mi? Al Monitor, Ocak 7, 2020
Sansasyonel “Kanal İstanbul” projesi ile birlikte Türkiye gündemini işgal eden "yerli marka oto"ya ilişkin tartışmalar bir…
Tüm dünya ekonomisine olduğu gibi Türkiye ekonomisine ve kamu maliyesine 2020’de damgasını vuran COVID-19 pandemisi oldu. Dünyanın birçok yerinden farklı olarak Türkiye, pandemiye zaten kırılgan bir ekonomi ve açıkları büyümeye başlamış bir kamu maliyesi ile girdi.
Özellikle yılın ikinci çeyreğinde ağır bir küçülmeye yol açan pandemiden dolayı kapanmalar, ekonomiyi ve vergi gelirleri hızla azalan kamu maliyesini de sert biçimde vurdu. İkinci çeyrekte (nisan-haziran) yaşanan yüzde 10 dolayındaki sert ulusal gelir (GSYH) gerilemesinin ardından pandemi riski devam ederken alınan “açılma” kararları ile üçüncü çeyrekte (temmuz-eylül) ucuz ve bol kredi, döviz fiyatına baskı gibi geçici kaldıraçlarla ekonomi yüzde 7’ye yakın büyüyerek toparlandı. Kredi teşvikinin birikmiş etkileri son aylara da yansıdı ve ekonomideki toparlanma yılın son çeyreğinde de sürdü. Önemli kırılganlıkları beraberinde getirse de yılın ikinci yarısında gerçekleşen toparlanma, ekonominin daha çok küçülmesini önlerken bütçe açığının büyümesini de frenledi. Ama geleceğe büyük borç yükleri ve küçülme kısıtları bırakarak.