AKP rejiminde asgari ücret
Asgari ücretli son on yılda ne kadar fakirleşti? Türkiye asgari ücret uygulamasında dünya liginin neresinde?…
RTE, her fırsatta ortaya çıkıp Türkiye’nin IMF borcunu sıfırlamak üzere olduklarını söylüyor ve muhalefet partilerinin enkazını yüklendiklerini iddia ediyor. O kadar mesnetsiz, o kadar gerçek dışı ki…Halkın gözünün içine bakarak dış borcun IMF borcundan ibaret olduğunu ima ediyor. Oysa IMF borcu, toplam devlet borcunun devede kulağı. IMF borcunu sıfırlasanız da dünyanın devlet borcu ortada. Hele ki özel sektörün bu yl ödemesi gereken kısa vadeli borcu 150 milyar dolar ile ürpertici boyutta, kritik bir yıldayız ve Ali Babacan’ın uykuları kaçıyor…
Gerçekleri sergileyelim. Türkiye’nin 2012 dış borç stoku 337 milyar doları buldu. AKP iktidarı devraldığı 2002 sonunda bu, 130 milyar dolardı. Demek ki, AKP rejiminde borç dağının üstüne 207 milyar dolar daha eklenmiş. Toplam dış borcun üçte biri devletin ve Merkez Bankası’nın. Yani 110 milyar doları… IMF’nin alacağı 2 milyar dolara düştü ama Dünya Bankası ve öteki benzeri kuruluşların alacağı 20 milyar doların üstünde. Daha önemlisi AKP’nin tahvil yoluyla borçlandığı kamu borcu 52 milyar doları geçti.. Adaletsiz vergi sistemi, dolaylı vergi düzeni ve sınırsız özelleştirmeler sayesinde kamu borcu (MB hariç) 103 milyar dolarda kalıyor. Yani, kamunun dış borç temposu düştüyse, bu AKP marifeti değil, halkın sırtına faturalar bindiği için böyle.
Kaynak: Hazine Müsteşarlığı veri tabanı
Gelelim esas borcu sırtlanmış özel sektöre… 2012 sonu itibariyle 226 milyar dolarlık özel sektör dış borcu, toplam dış borçların üçte ikisi. Oysa AKP iktidara geldiğinde bu tutar 50 milyar dolar bile değildi ve dış borcun üçte biriydi. Demek ki AKP iktidarı özel sektöre borçlanma yolunu alabildiğine açmış. Neden? Döviz kuru öyle aşağı bastırıldı ki, borçlanmaktan kimse kaçmadı, yabancılara da gün doğdu. Gözünü karartıp dış borç yüklendi birçok firma. Özelleştirilen KİT’ler bile dış borç ile alındı. Üstelik öyle büyük meblağlara ulaştı ki dış borç dağı, taksitleri kapatmak için kısa vadeli borçlanmaya yüksek faizler vererek katlanmak zorunda kalır duruma düştüler ve sonunda toplam dış borçlar içinde kısa vadelilerin payı yüzde 30’u buldu. Ama bu kadar da değil; Merkez Bankası, Şubat 2013 itibariyle vadesi 12 aydan az borçların toplamını 150 milyar dolar olarak açıkladı. Bu, gerçekten de alarm verici, çok yüksek bir meblağ. Yani, ağırlıkla özel sektör, önümüzdeki 12 ay içinde 150 milyar dolar bulup buluşturup ödeyecek!…Tehlikeli viraj !
BORÇLANAN KİMLER?
Özel firmaların borçlarının yüzde 40’ından fazlası kısa vadeli . Peki özel sektörde uzun vadeli borçları hangi sektörler almış? Bankalar başta olmak üzere finans sektörünün, özel kesim uzun vadeli borçlanmasında yüzde 39 payı olduğunu görüyoruz. Bankaların dışarıdan temin ettikleri bu kaynağı, ağırlıkla tüketiciye ve KOBİ’lere kullandırdığını biliyoruz.
Özel sektörün uzun vadeli borçlanmalarında ikinci sırayı, inşaat ve gayrimenkul sektörü alıyor. İstanbul rantını kıyasıya paylaşan büyük inşaat ve gayrimenkul firmalarının gökdelenler, konut siteleri, AVM’ler, otel yatırımları için yaptıkları borçlanmalar, 2013 Şubat sonunda 18 milyar dolara yaklaşıyor. THY, Pegasus başta olmak üzere sivil havacılık firmalarının dahil olduğu “ulaştırma” sektörünün borçlanmaları da 13 milyar dolara yakın. Enerjide özelleştirme, piyasalaşma furyası, dış krediye hücumu da beraberinde getirdi. Bu sektörün de 9 milyar doları aşan uzun vadeli borcu var. Başta cep telefonu operatörleri olmak üzere bilgi-iletişim sektörü de 7 milyar dolarlık bir dış kredi yükümlülüğü altında. Dış kredi, pek de imalat sanayi için alınmıyor. Gıda sanayi 4, tekstil 3, ana metal sanayi de topu topu 4 milyar dolar dış kredi kullanmış. Varsa yoksa, spekülatif alanlara, kamunun boşalttığı sektörler için dış borçlanma var. Dış borçta, ters ayakta yakalanmamak için de Merkez Bankası sürekli borçlanmayla rezerv biriktiriyor, döviz kurunun yükselişini önlemeye çabalıyor. RTE de buna aldanıp rezervlerimiz ne kadar yükseldi diye şişiniyor. Aldığı krediyi mevduat hesabına yatırıp, sonra da bununla hava basanların gülünç hali, işin aslı…