Futbol, Emek ve Diyarbakırspor …
Mustafa Sönmez17.03.2010, Çarşamba2009’un Nisan ayının son haftasında, daha Turkcell Lig’e çıkacak takımlar netleşmemişken, riski göze…
Türkiye’de dini altyapı ve din eğitimi kapasitesi görülmedik çapta genişliyor. Pandemide tam kapanma genelgesi içine alınan içki yasağına varan özel yaşama müdahale örnekleri birbirini pervasızca izliyor. Laik yasal çerçevenin gün geçtikçe altı oyuluyor. Bütün bunlar, genelde devlet kurumları ama özellikle sürekli tahkim edilen devletin din işlerinden sorumlu kurumu Diyanet ve onun arka bahçesi Diyanet Vakfı üzerinden ilerliyor.
Diyanet, kuruluşundan bu yana görülmemiş bir etki ve yetki düzeyine ulaşırken, 40 kuruluşlu genel bütçede en büyük 13’ncü kuruluş düzeyine erişti. Diyanet 2021’in ilk üç ayında da Dışişleri, Kültür ve Turizm, Sanayi, Ticaret, Çevre ve Şehircilik gibi bakanlıklardan daha fazla bütçe harcaması yaptı.
Diyanet’in 45 yıldır bir de arka bahçesi var: Diyanet Vakfı. Onun da faaliyet alanı ve etkinliği son yıllarda hızla büyüyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın desteğinde bir “sivil toplum örgütü” gibi genişleyip yayılan vakıf, parasal kaynağını, desteğini büyük ölçüde devletten almaya devam ediyor. Yayıncılık yapıyor, üniversite kuruyor, televizyon kanalı işletiyor, hac turizmi organize ediyor, cami ve Kur’an kursu inşa ediyor, öğrenci yurtlarını yaygınlaştırıyor ve kaynak yaratmak üzere gayrimenkul yatırımcılığı yapıp inşaat sektöründe de birçok alana yatırım yapıyor.
İslami tarikat ve cemaat çatıları altında örgütlenen kesimlerin, bunların önde gelen sermaye gruplarının toplumu İslamlaştırma gayretleri, siyasi düzeyde iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) eliyle özellikle eğitimin İslamlaştırılmasında hızlandı. Kısa sürede din adamı yetiştirme amacıyla kurulmuş imam hatip liselerinin sayısı 1651’i buldu ve öğrenci sayısı 610 bini geçti.