Dünya Kupası’nda Paranın gücü
Herşey gibi futbolun da iyice metalaştığı, ticarileştiği bir dünyadayız ve 2014 Dünya Kupası, Brezilya’da bu gerçeklik içinde oynanıyor. Dünyanın farklı coğrafyalarındaki elemelerden süzülüp gelen 32 milli takımın çarpışmasının 2’nci turundayız. 32’den 16’ya, oradan son 8’e gidiliyor.
Ülke milli takımlarının elementleri (elemanları) ülke vatandaşı profesyonel futbolculardan oluşuyor. Bunlar , yıldız futbolcular. Küreselleşen futbol endüstrisinin dolaşan milyarder işgüçleri… Milli takımlar, onları dünyanın birer endüstriyel global firmaları durumuna gelen Barcelona, Real Madrit, Chelsea, Manchester Unided, hatta Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray gibi çeşitli kulüplerinden toparlayıp getiren ulusal merkezler…
Alt alta futbolcuların piyasa değerlerini yazdığınızda, ortaya ülke milli takımının piyasa değeri çıkıyor. Bunu iş edinmiş bir site var; transfermarket.de diye. Oradaki veri seti kullanıldığında görülüyor ki, 2014 Dünya Kupası’na katılan 32 milli takım (23’er futbolcu) içinde piyasa değeri en yüksek olanı 622 milyon Avro ile İspanya. Onu , Almanya ile Brezilya, Arjantin ve Fransa izliyor.
Arjantinli yıldız Messi’nin piyasa değeri 120 milyon Avro, Arjantin milli takımının 392 milyon Avro. Yani Messi, Arjantin’in neredeyse üçte biri demek. Portekiz milli takımının değeri 300 milyon Avroya yakın.Tek başına Ronaldo’nun değeri bunun üçte biri. Bunlar iki uç isim elbette. Neymar, Brezilya’nın yüzde 12’si, İniesta, İspanya’nın yüzde 9’u demek…
Konu mankenleri
Dünya futbol endüstrisinde güç ilişkisi, merkez-çevre ülkelerin geneldeki güç ilişkisine, işbölümüne, hiyeraşisine denk düşmüyor. Futbol endüstrisinin kendi “merkez”leri ve “çevre” ülkeleri var. Dünyanın en zenginlerinde , örneğin ABD, Japonya, Kanada’da futbola ilgi olmadığı için endüstri de gelişmiyor. Ama Avrupa öyle değil. Futbol endüstrisinin merkezi , bekleneceği gibi İngiltere, İspanya, İtalya, Almanya, ama Türkiye de, bu endüstrinin geliştiği ve 7’nci sırada olduğu bir ülke. Ukrayna da yakın zamana kadar 10’ncu sıradaydı. Keza, Güney Amerika’da endüstri gelişiyor ve sürekli sermaye-işgücü (futbolcu) ihraç ediyor. Futbol, bu kıtanın ihraç ürünleri arasında önemli bir yere sahip.
Ülke milli takımlarının piyasa değerinin üstünde değeri olan yıldız kulüpleri ile dönüyor futbol endüstrisi. İspanya’da Barcelona ile Real Madrit’in her birinin piyasa değeri 600 milyon Avroya yaklaşıyor ki, bu değer, İspanya milli takımı dışındaki tüm milli takımların değerinden fazla.
Yeniden milli takımlara dönersek, İspanya gibi 622 milyon Avroluk mili takımla boy ölçüşmeye gelen 31 takım içinde Honduras, İran gibi milli takım piyasa değeri 25 milyon Avroyu bulmayan takımlar da var. En üstteki İspanya ile en alttaki Honduras arasında 100’e 3,4’lük uçurum var. Türkiye, 130 milyon Avroya yaklaşan bir piyasa değerine sahip; Şili gibi mesela. Ama elemelere kalamadı. Buna karşılık daha düşük değere sahip Bosna ile Yunanistan Brezilya’ya gidebildiler..
Kağıttan kaplanlar…
Yüksek değerli milli takıma sahip olmak, mutlak başarı anlamına gelmiyor. Bunu , bu dünya kupasında İspanya’nın başına gelenlerde gördük. En pahalı takım İspanya, daha ilk turda, kendisinin üçte biri değerdeki Hollanda ile beşte biri büyüklükteki Şili’ye yenildi ve elendi. Kupanın en büyük sürpriziydi. Pahalı futbolcuların aritmetik toplamı, son yılların dünya kupası ve Avrupa şampiyonluklarını toplamış İspanya’ya bu kupada , bırakın zaferi , ikinci turu bile çok gördü. En pahalı kulüpler Barcelona ve Real Madrit’in İspanyalı asları bir arada, bu kupada başarılı olamadılar. Bu başarısızlığı, iki takımın zaten İspanya’da La Liga’da gösterdikleri form düşüklüğüne, oyun sistemlerinin artık işlemediğine yoranlar oldu.
Sadece İspanya’nın değil, diğer zengin milli takımların da ilk turda havlu atmaları sürprizleri artırdı. İspanya’nın yarı değerinde olsalar da ilk 10’da yer alan İngiltere, İtalya, Portekiz, ikinci turu göremeden yıkılıp giden devler oldular…
Yoksulların sürprizi
Pahalı yıldızlardan kurulu dünya devleri, milli takımlar ilk turda elenip giderken “ummadık taşlar” baş yardı ve ilk 8’in yolunu tuttular. Bunların başında, takım değeri 130 milyon Avroyu ancak bulan (İspanya’nın yüzde 30’u) Kolombiya var. İkinci takım ise penaltılarla geldi; Kosta Rika. Takım değeri , İspanya’nınkinin yüzde 5’i bile değil ama çeyrek finalist…Hem de grubunda üç dünya kupası şampiyonu İngiltere, İtalya ve Uruguay’ı geride bırakarak birinci olan bir takım bu…
Sonuçta, çeyrek finalistler Avrupa’dan Hollanda, Fransa, Almanya ve Belçika(tahminen); Güney Amerika’dan ev sahibi Brezilya, Arjantin(tahminen) ve yoksul Kolombiya ile Kosta Rika olacak gibi görünüyor. Bu son ikisi, gerçekten de kupanın sürpriz isimleri olarak adlarından çok söz ettirecek ve oyuncularının piyasa değeri yükselince, takım değerleri de yükselecek gibi görünüyorlar.
Bakalım çeyrek finalden geriye kimler kalacak…