Devlet Bütçesinde Polis Sağlıktan Önde…
Mustafa SönmezBağımlı kapitalizmin hüküm sürdüğü bu ülkede hiçbir dönem, Batılı anlamda bir demokrasi olmadı, bu…
Zaten 2018’den beri önemli bir ekonomik kriz yaşamakta iken bir de 2020’de pandeminin ağır şartlarına maruz kalan Türkiye’de, gelir pastasının paylaşımı daha da bozuldu; önemli boyutlarda seyreden yoksullaşma biraz daha derinleşti, yoksullar ordusuna 700 bin kişi daha eklendi.
Kısa adı TÜİK olan Türkiye İstatistik Kurumu, her yıl yinelediği “Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’nın 2020 sonuçlarını yayınlarken, eşitsizliğinin ve yoksullaşmanın yeni boyutlarını da sergiledi. TÜİK’in verilerinde somutlaşan adaletsizliğin büyümesinde, devletin özellikle pandemi koşullarında bir “sosyal kurum” olarak görevini yerine getirmemesi önemli bir etken. Yaşanan kriz nedeniyle yüksek seyreden işsizlik ve tırmanan enflasyon karşısında, pandeminin de yarattığı olumsuz sağlık koşulları ile toplumun alt ve alt-orta kesiminde geçim sorunu baş edilmez hal alırken, birçok ülkede göze alınan bütçe açığı ve kamu borçlanmasında artış bedellerini, iktidardaki AKP yönetimi göze almadı ve sonuç derinleşen yoksullaşma oldu.
Gelir dağılımı eşitsizliği ölçütlerinin başında Gini katsayısı gelir. Bu katsayı, sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, bire yaklaştıkça gelir dağılımında bozulmayı ifade eder. En son yapılan araştırma sonuçlarına göre Türkiye’de Gini katsayısı 2019’a göre pandemi yılı 2020’de 0,015 puan artış gösterdi ve 0,410 olarak tahmin edildi. Bu katsayıya yakın gelir eşitsizliği yaşayanlar arasında Güney Afrika, Meksika, Brezilya gibi emsal ülkelerden söz etmek mümkün.
Toplumun gelirden en fazla pay alan yüzde 20’sinin elde ettiği gelirin en az pay alan yüzde 20’sinin elde ettiği gelire oranı pandemi yılı 2020’de 7,4’ten 8,0’a çıktı. En varlıklı yüzde 20 gelir pastasının yüzde 47,5’ini alırken en alttaki yüzde 20’lik gruba yaklaşık yüzde 6’sı düştü.
Ancak yüzde 20’lik gruplama ya da kümeleme en kaba olanıdır. Biraz daha rafine gruplama yüzde 10’luk kümeleşme ile mümkün. Bu yapıldığında gelirden en fazla pay alan yüzde 10’un elde ettiği gelirin (yüzde 32,5) en az pay alan yüzde 10’un elde ettiği gelire (yüzde 2.2) oranı, bir yılda 13’ten 14,6’ya yükseldi. Başka bir ifade ile eşitsizlik pandemi yılında yüzde 10 kümelerin en üstteki ile en altta olanı arasında 13 kattan yaklaşık 15 kata çıktı.