“Cari Bela”, Bildiğiniz Gibi Değil…
Mustafa Sönmez Sabah-akşam küresel krizi konuşurken RTE’nin “Teğet bile geçmez” hikmetine gönderme yapanlar…
Mustafa Sönmez
15.05.2010, cumartesi
Araştırma-yazma serüvenimin en çetrefilli, hatta çileli ürünü Kırk Haramiler:Türkiye’de Holdingler’dir. 1980’li yılların ikinci yarısında kuluçkası ve doğumu gerçekleşen bu çalışmada, Türkiye ekonomisine ve siyasetine yön veren 25 sermaye grubunun profilini incelemiştim. Koçlar, Sabancılar, Tekfenler, Eczacıbaşı Ailesi….Bütün bunlar ilk birikimlerini nereden sağlamış, devlet eliyle nasıl palazlanmış ve sonra TÜSİAD’ı da kurarak nasıl ekonomik ve politik süreçlere damgalarını vurmuşlardı? 12 Eylül darbesindeki rolleri nelerdi ? Bu öykü, o dönem pek ilgi gördü. Kitap 1992’ye kadar defalarca basıldı. Korsan kitapçılar bile nasiplendiler.
“Kırk Haramiler”in profili, bıraktığınız yerde durmuyordu. Her yıl bir şeyler değişiyordu. Hızlanan küreselleşme ile yeni dış entegrasyonlar, yeni uğraş alanları ile biçim değiştiriyorlardı. Dahası kriz yıllarında kimisi fırtınadan savruluyor, iriler daha da büyüyorlardı. Bilgisayar, internet teknolojisinin, borsanın henüz gelişmediği bir dönemde, bütün bu iddialı öykünün bilgilerini toplamak gerçekten kolay değildi. Gazetelerdeki taziye ilanlarından bile bilgi damıtmaya çalışıyor, sinekten yağ çıkararak çözümlemeyi deniyordum. Öyküyü, izleyen yıllarda güncelleştirmem çok istendi ama kaçmaktan kovalamaya yetişemediğim için, olmadı. İçimde de ukde kalmıştı, ki…geçenlerde hoş bir şey oldu. Aldığım bir elektronik postadan öğrendim ki, benim yarım bıraktığımı, genç bir akademisyen doktora tezi olarak çalışmış ve ortaya 2000’lerin “Kırk Haramiler” i çıkmıştı. Özgür Öztürk’ ün doktora çalışmasına dayanan kitabının başlığı “Türkiye’de Büyük Sermaye Grupları (Finans Kapitalin Oluşumu ve Gelişimi)”. Sosyal Araştırmalar Vakfı’nın yayınladığı çalışmaya Prof. Dr. Fuat Ercan danışmanlık yapmıştı. Öztürk, benim yaptığımdan daha zengin, rafine, daha titiz bir çalışmayı gerçekleştirmiş ve ağırlıkla benim 20 yıl önce incelediğim holdinglerin günümüze kadar izini sürmüş çalışmasında. İş Bankası-Şişecam, Koç, Sabancı, Çukurova, Oyak, Doğan, Ülker, Doğuş, Enka, Tefken, Uzan, Zorlu, Anadolu Endüstri, Borusan, Profilo, Eczacıbaşı, Kale, Toprak, Ciner, Çalık, Yaşar, Akkök, İhlas, Alarko, Elginkan, 500 sayfaya yakın hacimdeki kitapta incelenen grupları oluşturuyor.
***
Haramiler, ya da hakim sınıf bileşenleri, her toplumsal formasyonda olduğu gibi bizde de değişti, değişiyor. Güç ilişkileriözellikle 1994 ve 2001 krizlerinde niceliksel ve niteliksel değişimler geçirdi. Geleneksel hakim güçlerin içinde, mesela Koç ile Sabancı uzun yıllar başa baş giderlerken Koç, 2000’lerde yaptığı ataklarla arayı ciddi biçimde açtı. Ama bu arada, farklı haramiler, harami fraksiyonları ortaya çıktı. İrili-ufaklı sermayedarlar Fethullah Gülen cemaatinin öğeleri olarak bir ağ biçiminde zuhur ettiler, TUSKON olarak örgütlendiler. TOBB’da birçok oda yönetimini ele geçirdiler. Revizyonist “Milli Görüşcü” Tayyip Erdoğan- Abdullah Gül ikilisinin yeni politik hareketi, MÜSİAD çatısı altındakilere yaslandı. Gülen cemaati haramileri ile koalisyona giren Gül-Erdoğan kliği, AKP’yi kurdular ve iktidara geldiler. Pek elverişli bir dünya konjonktüründe iktidar olmanın nimetlerini de tepe tepe kullanarak güçlerine güç kattılar. AKP, bu yeni haramiler ile organik ilişkiler geliştirirken geleneksel sermaye gruplarını da bazen havuç, bazen sopa ile hizaya getirdi doğrusu.
***
İslami haramilerin yükselişini bir başka çalışmanın başlığı altında analiz etmeye çalıştım son 2 yıldır . “Türkiye’de İş Dünyasının Örgütleri Ve Yönelimleri” başlığıyla kitaplaşan bu araştırmada, TÜSİAD, TOBB, MÜSİAD, TİM, TUSKON, TİSK… kısaltmalarıyla tanıdığımız iş dünyası örgütleri, kimleri temsil ediyor, aralarında ne tür farklar var , bu örgütlenmeler nasıl ortaya çıktı, birbirleriyle örtüşen, ayrışan görüşleri neler , Türkiye’nin büyük holdinglerini, küçük ve orta işletmelerini temsil eden bu örgütlenmeler, ekonominin yanı sıra politik süreçleri nasıl etkiliyor, nasıl biçimlendiriyorlar ? Bu sorulara yanıt aradım. Friedrich Ebert Vakfı, araştırmayı yayına hazırladı ve yakında piyasada olur.
Wall Street Journal’in “kansız iç savaş” olarak adlandırdığı günümüz Türkiyesinin konjonktürünü anlamaya çalışırken haramiler dünyasını iyi izlemek, iç ve dış ittifakları, koalisyonları, çatışmaları ve hamleleri iyi izlemek gerekiyor. Deniz Baykal’ın başına gelenler, bir başka harami oyunudur. Haramiler tepişmesi optiğinden bakarsanız doğru fotoğrafı daha net görebilirsiniz.
Haramiler de çoğaldı, harami oyunları da…