Yüzde 1’in Sömürüsü, Anadili mi Seçiyor?..
Önceki yazımı Enver Gökçe’nin dizeleriyle bitirmiştim. Devamına, yine onun dizeleriyle başlıyorum: “Demek bu hayat,…
Dış kaynağa dayalı , ithalata bağımlı büyüme, dünyanın bölgesel eşitsizlik şampiyonu (ikinci Meksika) Türkiye’de, bölgesel uçurumları azaltmıyor, tersine artırıyor. Bunu, işgücünün, istihdamın ve işsizliğin bölgesel dağılımında da görüyoruz. TÜİK’in 2011 verileri gösteriyor ki, gerçek istihdam ve işsizliği gözlemleyebileceğimiz “tarım dışı”nda hakimiyet, İstanbul’da ve onun yönlendirdiği Marmara Bölgesi’nde.
2009’da yaşanan yüzde 5’lik düşüşün ardından, iki yıl üst üste yüzde 9’a yakın büyümenin yarattığı istihdam artışında İstanbul, ağırlıkla inşaat ve emlakta, hizmetlerde; çevre illere aktardığı sanayi de inşaata girdi üreten ve dayanıklı malların üretiminde istihdam yarattı. İstanbul, toplamı 18 milyonu bulan tarım dışı istihdamda tek başına yüzde 23’ün üstünde pay sahibi iken çevresine transfer ettiği sanayinin merkezleri Bursa, Kocaeli ve Tekirdağ bölgeleri İstanbul merkezli istihdamı tamamlıyorlar. Bunlardan Bursa (Eskişehir ve Bilecik ile birlikte) toplam tarım dışı istihdamda yüzde 6, çevresindeki 4 il ile birlikte Kocaeli,istihdamda yüzde 5,3 pay sahibi. İstanbul, bu iki bölge ile birlikte istihdamda yüzde 34,6 pay sahibi durumunda. Buna , yine İstanbul’un hinterlandındaki yüzde 2.8 payı ile Tekirdağ (çevre illeriyle birlikte) ve yüzde 2 payı ile Balıkesir ve Çanakkale eklendiğinde, Marmara bölgesinin, tarım dışı istihdam payı yüzde 40’a yaklaşmış durumda.
İstanbul ve hinterlandındaki diğer Marmara illerinden geri kalan istihdam, İzmir, Ankara ve Güney illerinde yoğunlaşmış durumlda. Son yıllarda, bu eğilim azalmadı, tersine pekişti. Kamu personeli ağırlıklı Ankara, toplam istihdamda yüzde 8,2 pay sahibi iken, son yıllarda sürekli kan kaybı yaşayan ve AKP iktidarından dirsek üstüne dirsek gören İzmir’in istihdam payı yüzde 7’nin altında .
Turizm ağırlıklı tarım dışı istihdamı yüksek bölgelerden Antalya ile çevresi ve Muğla ile çevresi, istihdamda yüzde 8’e yakın pay alırken, sanayide var olma mücadelesi veren Adana, Hatay ve Gaziantep merkezli alt bölgeler, yüzde 11’e yakın paya sahipler.
Böylece İstanbul hakimiyetli bu 10 alt bölge, toplam istihdamda yüzde 70 pay sahibi iken, geri kalan 16 alt bölgenin payı yüzde 30’u ancak bulmaktadır.
***
Sanayinin, özellikle imalat sanayinin yeterince istihdam yaratmadığı, istihdamın daha çok inşaat, emlak, ticaret ve turizm ile diğer hizmet sektörlerinde yaratılabildiği günümüz koşullarında, İstanbul ve çevre illeri tarımdışı işsizliğin de en yüksek olduğu bölgeler. İstanbul’un 2011 tarım dışı işsizliği yüzde 12 dolayında ve sayıları 2,5 milyonu geçen işsizlerin yüzde 22’si İstanbul’da yer almaktadır. “ İstanbul rantına hücum!..”, çoğu Doğu, Güneydoğu,Karadeniz ve Orta Anadolu kökenli işsiz kitlelerin de İstanbul’a doluşmasına yol açmaktadır. İstanbul nüfusu her yıl sadece göç ile 150 bine yakın kalabalılaşmakta ve işsiz kitlesi büyümektedir. Nitekim, 2005-2011 arasında 216 bin artan tarım dışı işsizlerin 80 bine yakını İstanbul’da hala iş beklemektedir. Kocaeli de tarım dışı işsizliği artmış Marmara alt bölgelerinden.
Diğer büyük illerden İzmir’de tarım dışı işsizliğin yüzde 16,5 ile Türkiye ortalamasının 4 puan üstünde seyrettiği ve 2005 sonrası 72 bin arttığı görülebiliyor.
Hatay ve Gaziantep alt bölgeleri, İzmir’den sonra tarım dışı işsizliğin en yüksek (yüzde 17-18) seyrettiği iller olarak dikkat çekmekteler.