Risk sıralamasında Brezilya birinci, Türkiye ikinci(Al-Monitor. 28 Ekim 2016)
ÖZET. Türkiye ekonomik, politik ve jeopolitik riskleri hızla yükselen bir ülke görünümü veriyor. Bu durum,…
Mustafa Sönmez
24.04.2010, Cumartesi
Hükümetten IMF’ye iş çevrelerine, genel beklenti olan 2010’da ekonominin yüzde 5 dolayında büyüme ihtimali gerçekleşse bile işsizlik azalacak mı? 2009’da bir yandan işi olanlar işini kaybetti, bir yandan yeni mezunlar, askerden dönenler, evini geçindiremeyen ev kadınları, emekliler…iş pazarına çıktılar. Böylece toplamda iş pazarında iş arayan nüfusta 1 yılda artış, 943 bin oldu. Aynı yıl, tarımda istihdam artmış göründü ama tarım dışında 142 bin istihdam azaldı. Sonuçta işsizlik oranı 3 puan artışla yüzde 14’e yerleşti. Bunlar, yüzde 4,7 ekonomik küçülme yaşanan koşullarda oldu. Peki, bu küçülmenin üstüne bina edilecek yüzde 5 büyüme ne derde derman olacak?
***
Ulusal gelir pastasında payı yüzde 7-8’lere düşen tarımı ve tarımın iş yaratma kapasitesini bir tarafa bırakarak, tarım-dışı sektörlere odaklandığımızda görüyoruz ki, 2000’li yıllarda büyüme , beklenen istihdamı yaratmamış.
2002-2009 döneminde tarım dışında büyüme yıllık yüzde 5, istihdam artışı ise yüzde 2,3…İki büyümeye bir istihdam… Bu çarpıklığın, tarım dışı sektörlerin omurgası olan sanayinin, istihdam yaratmayan, ithal girdiye aşırı bağımlı ve ucuz döviz kurunun istihdamı ikame eden makine yoğun bir yapılaşmaya gitmesi ile doğrudan ilgisi var. Ve, ne bu Asyalaşma yapısında, ne de onu tamamlayan ucuz kur politikasında bir değişim ufukta görünüyor. Dolayısıyla bu hastalıkla devam edilecekse, yeni istihdam da mümkün görünmüyor.
***
İşletmeler açısından önemli olan, kişi başına katma değeri düşürmemek, belli bir hasılayı yaratan işçiden fazlasını taşımamaktır. O nedenle, 2009’da kapasiteler düşüp üretim azalınca, ilk işleri işçi çıkarmak oldu. Azalan istihdamla da, sabit fiyatlarla 2008’de 5 bin 605 TL olan işçi başına hasıla, 142 bin işçi azalması olduğu için 2009’da 5 bin 417 TL’de kaldı. Daha fazla işçi çıkarmaları gerekirdi, önceki verimliliği koruyabilmek için ama çıkaramadılar, çünkü kıdem tazminatı yükünü göze alamadılar. O nedenle şimdi gözleri “esnek çalışma, kıdem tazminatını kaldırma” gibi hedeflerde.
Tarım dışı sektörler 2010’da yüzde 5 büyüse bile, üretilen tarım dışı hasıla, 2008’deki düzeyi dolayında olacak ancak. Oysa bu iki yılda nüfus yılda yüzde 1,5 arttı. Yüzde 5 büyümeye rağmen yoksullaşma sürecek..
Hedeflenen büyüme , işletmeler kişi başına hasılayı korumak isteyecekleri için, dişe dokunur bir istihdam da yaratmayacak ve tarım dışı istihdamda ancak 150 bin dolayında bir artış yaşanabilecek. Oysa, bu yıl da iş pazarına yeni nüfus girecek.Yeni mezunlar, yeni ev kadınları, askerden dönenler vs…
İstihdamın artması, istihdam dostu büyüme modellerine geçişte. Kişi başına hasıla, kar, verimlilik esaslı bakışlarla istihdam artmaz. Bu bakışlar işsizliği sosyal bir mesele olarak görmez, göremez. Onlar için, karlılığın optimum olduğu yerdeki istihdamdan fazlası zarardır, hemen işten çıkarırlar, çıkarıyorlar da.
İşsizlik, hep artarak gündemde kalacak ve işsizlerin gazabı, onun yaratıcısı kapitalizmin ve AKP gibi koruyucusu kollayıcıların sonunu getirecektir.