Mustafa Sönmez

17.02.2010, Çarşamba
İşgücü-istihdam-işsizlik verilerinden herkes durduğu yere göre, pembe, gri, kara tablolar üretiyor. Cevabı aranan soru şu: Kriz sonrası istihdam eski seyrine dönme eğilimi gösteriyor mu, işsizlik azalıyor mu? Pembe tablo üretme çabasında olanlar, Kasım 2009 verilerini, Kasım 2008 verileri ile kıyaslayarak görece iyimser bir görüntü sergilediler, ama doğru mu yaptılar?

Herkes de biliyor ki, Türkiye’nin küresel krizin etkisine girdiği milat, Ekim 2008’dir. Dolayısıyla, Kasım 2008, zaten krizin ağır etkilerinin hissedildiği ay. “Baz etkisi” nedeniyle, Kasım ile Kasım’ı kıyaslamak eksik ve yanıltıcı. Bu tercihi, Bahçeşehir Üniversitesi’nin araştırma Kuruluşu Betam da yapmış Karşılaştırmayı Kasım 2008-Kasım 2009 olarak yapınca da bültenine vardığı sonuçları şu başlıkla duyurmuş: “İstihdam Artıyor, İşsizlik Oranı düşüyor.”

***

Başkanlığını Prof.Dr.Seyfettin Gürsel’in yaptığı bir araştırma kuruluşundan , daha bilimsel,daha objektif analizler beklemek herhalde hakkımız. Oysa, yukarıdaki bülten başlığı, bültenin içeriği ile çelişiyor. Kıyaslanılan Kasım 2008’de resmi işsizlik yüzde 12,6 iken Kasım 2009’da yüzde 13,1. Dolayısıyla, bu veri bile işsizlik azaldı diyen Betam’ı baştan doğrulamıyor. Kaldı ki, konu bilimsel olmak ise, kıyaslamada baz alınması gereken tarih, krizin etkisinin iyice hissedilmeye başlandığı Kasım ayı değil, bir önceki ay, Ekim 2008 olmalıydı, en azından bir de böyle bir analize yer verilmesi beklenirdi.

Nitekim, baz, Kasım değil de Ekim alınsaydı, istihdamdaki yıllık artışın 742 bin değil, ancak 174 bin olduğu görülecekti. Tarım dışı istihdamda da artışın 329 bin değil, 107 bin olduğu görülecekti. Toplamda ise kasımdan kasıma resmi işsiz sayısındaki artış 233 bin iken ekimden kasıma 540 bindir. Betam’a bundan sonraki analizlerinde, örneğin Aralık ayı analizinde , iyice dibe vurmuş Aralık 2008’i baz almasının yanında, kriz miladı olan Ekim 2008’i de esas alan bir analiz öneririz.

***

Betam’ın başkanı Seyfettin Gürsel, 16 şubat tarihli Referans’taki yazısını şöyle bitiriyor; “…işsizliği azaltabilmek için daha güçlü ve kalıcı bir büyümeye, aynı zamanda da büyümenin istihdam yaratma kapasitesini artıracak işgücü piyasası reformlarına ihtiyaç var”…Bu “reformlar”ın ne olduğunu, Gürsel’in yazılarını takip edenler bilirler. TÜSİAD’a bu konularda danışmanlık hizmeti de veren Gürsel’in “reform” dediğini aynı gün TÜSİAD Başkanı dile getirdi; Esnek istihdam…

***

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, sadece Türkiye değil, tüm dünyada yaygınlaşan istihdamsız büyüme sürecinin yeniden tekrarlanma ihtimaline karşı işgücü piyasalarına esneklik sağlamanın tek çare gibi gözüktüğünü söylemiş.

Nedir esnek işgücü piyasası ? Esnek olmayanı hangisidir ? Esnek olmayanı, iş yasalarının geçerli olduğu, sendika, grev,toplu sözleşme hakkının, işçilerin kayıtlı çalıştırılmalarının hukuki zorunluluk olduğu çalışma düzenidir. Bunu esnetmek demek, bu hakların budanmasıdır kısaca. İşten çıkarmanın kolaylaştırıldığı, tensikatın tazminat yükünden kurtarıldığı, mesai, uzun süreli tepe tepe çalıştırma imkanlarının sınırsızca kullanıldığı, vahşi kapitalizm dönemine dönüş talebi, isteğidir. Esnek istihdam talebindeki gerekçeye bakar mısınız: İşgücü,işsizlik artarken istihdam imkanı azalıyor…Tam bir fırsatçılık. Bu fırsatçılığı, bilindiği gibi 4/C kepazeliği ile AKP iktidarı yapıyor. Onca işsiz varken 4/C merhametimize niye burun kıvırıyorsunuz , diye tütün işçilerini azarlıyorlar. AKP iktidarı neoliberal uygulamaları ile kamuda tepe tepe esnek istiham politikası uyguluyor, tabi ki TÜSİAD da isteyecek…

***

Bu arada, demokrasi denildiğinde mangalda kül bırakmayan AB hatırına demokrat TÜSİAD’cıların 4/C direnişindeki işçilere yokmuş gibi davranmaları dikkatlerden kaçmıyor. Tütün işçilerinin direnişini, sendikal haklar, örgütlenme, toplu sözleşme hakkı mücadelesini, demokrasi mücadelesinin dışında gören ve yokmuş gibi davranan TÜSİAD’cıların , onların medyadaki, akademiyadaki pabucumun demokratlarının maskesi bir güzel düştü. Hasan Cemaller,Taha Akyollar, Cengiz Çandarlar ve onların taklitçileri, demokrasi deyince mangalda kül bırakmayanlar, 4/C mücadelesi ile ilgili kaç satır yazdılar, kaç kelam ettiler acaba?

Bu direniş kanla, barutla bastırılsa da gam yemem. Pabucumun demokratlarının maskelerini alaşağı ettiler ya…Şimdiden galiptir, bu yolda mağlup…

mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr
http://mustafasnmz.blogspot.com

Written by Mustafa Sönmez