Her ayın ortasında Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK tarafından açıklanan istihdam, işsizlik verilerinin güven vermediğinden hep yakınırız. Büyümeyen tarıma olmadık istihdam yakıştırırlar, özellikle 2012’de yüzde 3’e düşen büyüme oranına rağmen işsizliğin nasıl olup da yüzde 9’u bulmadığına akıl sır erdirmek mümkün değildir. Ama ortada şimdi TÜİK’in hangi çuvala sokacağını bilemediğimiz bir gerçeklik var. O da bir başka devlet kuruluşu İşkur’un kayıtlı işsiz verileri. O veriler, TÜİK’in işsiz verileri konusunda güvenleri iyice sarsıyor. Üstelik, TÜİK, anket yöntemiyle, bir anlamda el yordamıyla işgücü,istihdam,işsizlik verisi üretirken İşkur, kendisine tek tek başvuran işsizleri, adıyla sanıyla,adresiyle kayıtlara geçiriyor ve İşkur’un işsiz verileri TÜİK’i hiç olmasa, bir açıklamaya mecbur bırakıyor.

***

Peki fark neden? Ortada işsizin tanımından kaynaklanan bir fark mı var? Hayır. Bakın iki kurum da işsizi nasıl tanımlıyorlar. Önce TÜİK tanımı;

İşsiz:Referans dönemi içinde istihdam halinde olmayan (kâr karşılığı, yevmiyeli, ücretli ya da ücretsiz olarak hiç bir işte çalışmamış ve böyle bir iş ile bağlantısı da olmayan) kişilerden iş aramak için son üç ay içinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış ve 2 hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olan tüm kişiler işsiz nüfusa dahildirler.”

Yani TÜİK, işi olmayan ve son 3 ayda iş arama kanallarından birine başvuranları işsiz sayıyor. Bu kanallar arasında, unutmayalım, İşkur da var..

 

İşkur ise , kayıtlı işsiz tanımını şöyle yapıyor;

“Kayıtlı İşsiz: Çalışma çağında ve gücünde olan, çalışmak isteyen, Kuruma başvurduğunda asgari ücret düzeyinde gelir getirici bir işi olmayan, Kurum tarafından henüz kendisine iş bulunamayan aktif kayıtlardaki  kişilerdir. Kayıtlı işgücünden, daha iyi şartlarda iş arayanlar, emeklilerden iş arayanlar ve belli bir iş yerinde çalışmak isteyenler çıkarıldığında geri kalanlar kayıtlı işsiz sayılmaktadır.”

Tanımlarda fark yok . İşkur’un işsiz sayıları tamamen gerçek, TÜİK’inki anket ürünü. Şimdi sayılar arasındaki inanılmaz farka bakalım. TÜİK en son Ağustos ayı işsiz sayılarını açıkladı ve Ağustos sonunda 2 milyon 445 bin işsiz var, dedi. Peki aynı ayda İşkur’da kayıtlı-kuyutlu, adıyla sanıyla, eğitimi, mesleği ile kayıtlı işsiz sayısı kaç? 2 milyon 10 bin.

Kaynak:TÜİK ve İşkur veri tabanları

TÜİK’e inanırsak, bu memleketin işsizlerinin yüzde 82’si İşkur’a , İşkur’un il müdürlüklerine gitmiş, bana iş bulun, diye başvuruda bulunmuş. Hem de köyde, kasabada olanlar, doğru il müdürlüklerinin yolunu tutmuş ve İşkur’a , iş bulması için başvuruda bulunmuşlar;evet, yüzde 82’si!…

İşkur’a giden ve kayıt yaptıran 2 milyon 10 bin kişi var, bu, kayıtlarla sabit. Ama bunlar, gerçekten bu ülkedeki işsizlerin yüzde 82’sini mi oluşturuyor ? Yani bu ülkede işsiz kalan her 100 kişiden 82’si İşkur’un kapısının yolunu biliyor mu? O kapıyı çalıp kendini işsiz yazdırıyor mu? Dahası, verilere bakarsak, İşkur’un kapısını çalmış TÜİK işsizleri,  Haziran ayında neredeyse yüzde 100’e yaklaşmışlar. Öyle çıkıyor verilerden. Haziran’da TÜİK işsiz sayısı 2 milyon 226 bin, İşkur’da kayıtlı işsiz sayısı 2 milyon 195 bin. Yani, İşkur’a kayıt yaptırmamış 31 bin kişi var sadece ve her 100 işsizden 99’u İşkur’da kayıtlı imiş Haziran’da…Buna tabii ki kargalar bile güler…Hem de katıla katıla…

***

TÜİK’in her aylık bülteninde şu cümle yer alır; “İşsizler sıklıkla (% 28,9) “eş-dost” vasıtasıyla iş aramaktadır.” Bu doğruysa, İşkur’a başvurma ihtimali yüzde 70’e düşüyor. Gazete , internet yoluyla iş arama da yaygın. İşkur yoluyla iş arayanlar  toplam işsizlerin yarısını oluştursalar, işsiz sayısı en az 4 milyon küsuru bulur ki, bu, TÜİK’in ilan ettiği 2,5 milyon dolayındaki işsizin yüzde 40 daha üstünde bir işsiz kitlesi demektir ve gerçekte işsizliğin TÜİK’in ifade ettiği gibi yüzde 9 değil, yüzde 20’leri bulduğuna işaret eder.

Bu argümanlara itirazı olanlar, çıkıp TÜİK’in el yordamıyla bulduğu işsiz sayısı ile İşkur’un ismi cismi belli işsizlerinin birbirine nasıl bu kadar yakın olduğunu, devletin bir kurumunun diğerini nasıl yalanladığını açıklamalıdırlar.

 

Written by Mustafa Sönmez