Devrim kapımızı çaldı, Boyumuz yetişmedi…
Sosyal tarihçiler şöyle yazacaklar; Devrim isimli ahu, 2013 Haziran’ında İstanbul tepelerinde görüldü. Taksim meydanına…
Türkiye İstatistik Kurumu, 2013’te illere göre istihdam-işsizlik verilerini açıkladı önceki gün. Birkaç kez yazdım, yüz yüze geldiğimizde de TÜİK yönetimiyle, ilettim, ama değişen bir şey yok. İllere göre özellikle işsizlik verilerinin tarım ve tarım/dışı diye ayrıştırılıp verilmesi gerekir. Çünkü tarımın işsizliği gizleyen özelliği var. Özellikle Anadolu’nun birçok yerinde tarım nüfusunun ağırlıklı olduğu yerlerde bu ayrım yapılmayınca , gerçek işsizlik saklanmış oluyor.
Örnek vereyim; TÜİK’in verdiği genel işsizlik oranı Ağrı ve çevresi için yüzde 6-7’dir. Yani Türkiye ortalamasının 2 puan altında bir işsizlik sorunu varmış gibi görünüyor. Oysa aynı bölgede tarım dışı işsizlik yüzde 15’in üstünde. Yani bu yolla 8 puan işsizlik saklanmış oluyor. Van ve çevresinde bu yolla kamufle edilen işsizlik, neredeyse 7 puanı buluyor. Malatya dolayları için 6, Trabzon, Erzurum, Kars, Samsun, Hatay, Kırıkkale dolayları için 5 puan dolayında kamufle edilmiş işsizlikten söz edebiliriz.
Bekleneceği gibi, 2013’te de işsizliğin kırıp geçirdiği illerin başını Güneydoğu illeri çekiyor. Batman, Şırnak, Siirt, Mardin,Diyarbakır…Bu illerde yüzde 20’leri bulan, yer yer aşan işsizlik oranları söz konusu. AKP, bölgeye iş-aş götürdüğünü iddia ediyor ama, Halep oradaysa arşın burada…
İzmir’e ne oluyor?
Güneydoğu’nun müzmin talihini anlarız da, İzmir’e ne oluyor? İzmir’in işsizliği yüzde 15’i aşıyor, yüzde 16’ya tırmanış halinde. Metropollerin işsizlik şampiyonu İzmir.
İzmir’in işsizliği 2009 krizinde tavan yapmış yüzde 16’yı geçmiş. Ama sonraki büyüme yıllarında ise pek de belini doğrultamamış ve 2013’te yüzde 15,4’lük işsizlik belirlenmiş İzmir’de. Oysa, inşaat odaklı, iç tüketime dönük büyümenin iyice merkezi haline gelen İstanbul, işsizliği İzmir gibi yaşamıyor. 2009’da İstanbul’da da yüzde 17’ye yakın oranla tavan yapan işsizlik hiç de oralarda kalmamış , 2013’e kadar azalıp yüzde 11,2’ye inmiş işte. Bu, yüzde 11’lik Türkiye geneli tarım-dışı işsizlik oranı ile aynı. İzmir’inki ise Türkiye ortalamasının 4 puan üstünde bir işsizlik…Ankara’ya bakınca da İzmir’in yaşadığını Ankara yaşamıyor. Yüzde 10’larda Ankara’nın işsizliği.Türkiye ortalamasının da 1 puan altında…
Neden yüksek?
İzmir’in işsizliğinin neden arttığına gelince…Birincisi, İzmir, hâlâ göç çeken bir merkez. Türkiye’nin her yerinden, Ege’nin diğer illerinden göç alıyor, işgücü arzı artıyor. Buna karşılık yeterince üretim ve yatırım yok. Öncelikle kamu yatırımı yetersiz. AKP iktidarı, demokrat-laik İzmir’e tilt oluyor, bir türlü ele geçiremedi İzmir’i. Ülke milli gelirine yüzde 7, devletin bütçesine yüzde 10’un üstünde katkısı olan İzmir, devlet harcamalarından yüzde 5 bile pay alamıyor. Böyle bir üvey evlat gaddarlığı var RTE ve çevresinin İzmir’e karşı.
İkincisi, AKP’nin büyüme teranesi, inşaata ,iç tüketime dönük ve İstanbul ile çevresi, her geçen yıl kent rantının daha yükseldiği, dolayısıyla yatırımcıların daha çok üşüştüğü merkez haline geliyor. Bu, tarımsal sanayiden aramalı, yatırım malı sanayiine kadar çeşitliliği olan “sanayici-üretici” İzmir’i , tüm Anadolu gibi,”ötekileştiriyor”. Doğrudan yabancı sermaye yerine gelen sıcak para İstanbul’da…Finans sermayesi, rantçı sermaye İstanbul’da…Bu durum İzmir’i her geçen yıl geriletiyor. İzmir, bu geriletici politikalara direniyor direnmesine ama , sonuçta yüzde 15’lik işsizliğe de birşey yapamıyor.
Benzer kader…
İzmir’in yaşadıklarını Anadolu’nun öteki büyük illeri de yaşıyor. Hemen Adana-Mersin’e göz atın. Yüzde 13’lerde işsizlik. Bir zamanlar Ada(SA) diye anılan Adana, Sabancıların sanayiden finans ve enerjiye kayışları ile sanayide çöktü. Güneydoğu’nun geleneksel göç kapısı olan Çukurova, tarımda da geriledi. İş-aş derdine Çukurova’ya gelen Kürt nüfus, buradan da göçüyor Batı illerine, ekmeğinin peşinden. Bir başka yazıda sayılarla gösteririm; Çukurova, değil göç almak, göç verir oldu. Sanayide tutunmaya çalışan Kayseri ile Kocaeli’nin, Bursa’nın tarım dışı işsizliği de Türkiye ortalamalarının üstünde ve yüzde 12-13’ü buluyor.
Sanayinin, özellikle ihracat yeteneği de olan sanayinin geliştirilip istihdam yaratır hale getirilmesi becerisi gösterilmedikçe, böyle bir paradigma değişikliğine gitmedikçe, bin bir umut ile büyük kentleri dolduran kitlelerin işsizlik bunalımı azalmayacak. Asıl o zaman büyük kentleri yönetmek tam bir kâbus haline gelecek.
Henüz vakit varken, yapılması gerekenler yapılmalı…