Sosyalistlere Mecliste Kürsü…
Mustafa Sönmez Sosyalist milletvekilleri, 1960’ların TİP deneyiminden bu yana TBMM’de yoklar, o kürsüde yurt…
Yordam Kitap yayınları, ülkemizde Marksizmin önde gelen üç ismi , Nail Satlıgan, Sungur Savran ve E. Ahmet Tonak’ın uzun yıllara yayılan çalışmalarından kurguladıklarını, Kapital’in İzinde başlığı ile yayımladı. Yazarlar, Kapital’den hareketle okurlara Marx’ı aktarıyorlar; eleştirilere cevap veriyor, yer yer yeniden yorum getiriyor ve büyük usta Marks’ın dünya durdukça bitmeyecek teorik inşasına, bir tuğla da onlar koyuyorlar.
Nail, Sungur ve Ahmet ile tanışıklığımız çok eskilere dayanır. 1984-85’te “11. Tez” i tasarlayan ve hayata geçiren ekibin içindeydik. 12 Eylül sonrasının Türkiye’sinde bir “dergi” değil, “kitap” formatında çıktı 11 .Tez. Rejimin polis baskısına karşı koyabilmenin bir yolu olarak…Nail ile Sungur, sol camiadaki liberalizme savruluştan çok rahatsızdılar. İtiraf edeyim, zaman zaman bu endişelerini abartılı bulmuştum, ama onlar haklı çıktı. Özellikle eski Birikim çevresinden yayılan “sivil toplumculuk” virüsünün solda bu kadar tahribat yaratacağını öngörmüş ve buna karşı sınıf optiğinden dünyayı anlamak ve dönüştürmek perspektifine herkesi davet etmişlerdi. 11.Tez, bu çabaların ürünüydü. Bir hayli bilgi üretildi ama ne yazık ki sürmedi.
Ahmet Tonak ile ayrı bir dostluğumuz vardır yine eskilere giden. Yolumuz 1993 yılında Robert Kolej’in kapısında kesişti. Onun oğlu Ali ile benim büyük oğlum Nehir, “sınıf arkadaşı” oldular, birlikte büyüdüler. Bugün hala sıkı dostlar…
***
Marks’ın iziindeki bu maraton koşucularının Kapital’in İzinde’ye katkılarına geçeceğim ama aynı yolda bugüne kadar yaptıkları çalışmaların bir kısmını aktarmak isterim. Nail ile Sungur 1980 öncesi İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde asistandılar. 12 Eylül-YÖK döneminde Üniversite’den ayrıldılar. Nail, İstanbul Üniversitesi Mezunlar Cemiyeti çatısı altında çalışmalarını sürdürdü, Türkiye sol siyasetinin teorik ve pratik eylemliliğinden hiç kopmadı, fedakarca, önemli sağlık sorunlarına rağmen hep destek verdi, katkıda bulundu. Birkaç yıl önce, Kapital’in I. cildinin ortak çevirmenliğini (Mehmet Selik’in 1966-67 çevirisinden hareket ederek) üstlendi; daha önce Almanca aslından yayımlanmamış uzun bir bölümü çevirdi ve ciddi bir çabanın ürünü olan ayrıntılı bir sözlüğü de çalışmaya ekledi.
Sungur Savran, doktora çalışmalarından başlayarak politik iktisadın Marks’tan önceki en büyük temsilcisi Ricardo ve onun yapıtlarını yayına hazırlayan Piero Sraffa üzerine çalıştı. Sungur, Sraffa’nın katkısını Marks’ı eleştirmek için kullananlara karşı yürüttüğü polemikle ünlüdür. O da Nail gibi gibi,12 Eylül-YÖK döneminde Üniversite’den ayrıldıktan sonra Türkiye üniversitelerine tekrar dönmedi ve yine Nail ile birlikte sol, sosyalist eylemliliğin hep içinde oldu, parti , sendika çalışmalarına katıldı.
E. Ahmet Tonak ise, 1968 kuşağının Harun Karadeniz ekibindendir. Lisansı İTÜ’den, mühendislikten. İktisada sonradan giriş yaptı. Marksist formasyonunu ABD’de edindi. Uzun yıllar orada hocalık yaptı. Anwar Shaikh ile birlikte kaleme aldığı ve 2012’de Milletlerin Zenginliğinin Ölçülmesi: Ulusal Hesapların Ekonomi Politiği başlığı altında Türkçe’de yine Yordam Kitap’tan yayımlanan çalışmaları 1994’te Cambridge University Press tarafından İngilizce yayımlanmıştı. Ahmet, halen Bilgi Üniversitesi’nde hoca ve haftada bir gün Birgün gazetesinde yazar.
***
Maratoncuların, Kapital’in İzinde’de yer alan yazılarının odağında Kapital’in çekirdeğini oluşturan değer ve artı-değer kavramı, derlemenin ilk iki bölümünde inceleniyor. Oradan değerlerin fiyatlara dönüşümü sorunsalına geçiliyor. Nail Satlıgan, “dış ticaret yoluyla sömürü” sorunsalını “eşitsiz değişim” yaklaşımı içinde inceleyenleri eleştirip oradan finans kapitalin çelişkilerini ve bunalımın kronikleşmesini inceliyor.
Üretken ve üretken olmayan emek, özellikle çağımızın büyük tartışma konularından biri. Bunları ayrıştırmak ve bu kavramlar üstünden sınıf tahlilleri de önemli. Ahmet Tonak bu sorunu, Savran ve Yiğit Karahanoğulları ile birlikte gündeme getiriyor; tartışıyor. Yine Tonak, Milletlerin Zenginliğinin Ölçülmesi’nde incelenen temel sorunu açıyor; güncelleştiriyor: üretilen sorular, dört makale ile Türkiye ve ABD koşullarına taşınıyor.
Özellikle kapitalizmin tarihinin en derin krizlerinden birini yaşadığı günümüz koşullarında, yeniden keşfedilen Marks’a , onun yöntemiyle dünyayı anlama ve değiştirme çabasında olanların, insanlığın, büyük bir minnet borcu var. Onun izinde, onun büyük dünya şantiyesine tuğla taşıyan, ören Nail, Sungur ve Ahmet’e de teşekkür borcumuz var.