Kriz Yangını ile Daha Çok “Hayır” (ozguruz.org, 6 Şubat 2017)
AKP rejimi, Türkiye’de 14 yıllık inşasını adım adım gerçekleştirirken birçok yasayı ve Anayasa’yı açıkça ihlal…
Mustafa Sönmez
AKP’nin üçüncü döneminde icraat hiç de kolay bir zemin üstünde yaşanmayacak. Kürt sorunu bütün yakıcılığı ile çözüm bekliyor. Yargının siyasileştirilmesi, kof davalar, özellikle dış kamuoyunu huylandırmış durumda ,daha fazla sündürmek kolay değil. Asker vesayetini terbiyenin rövanş tehditleri var. Ekonomide ise küresel krizin yeni dip dalgaları, zemini tehdit ediyor. Kırılgan ekonomide iyi dümen tutamayan, bu dalgalarla alabora olma riski taşıyor.
Bütün bu kaygan zeminde RTE, yeni hükümet listesinde 26 isme yer verdi. Futboldaki doğrulardan biri, “Kazanan takımı değiştirmeyeceksin”dir. RTE de yeni takımında buna uydu. Sadece 6 yeni bakan atadı ve 3 bakanın yerini değiştirdi. Daha çok koalisyon dönemlerinin öğesi olan “devlet bakanlıkları”nın yerine, başbakan yardımcılıklarını koydu. Bülent Arınç, Ali Babacan, Beşir Atalay ve Bekir Bozdağ başbakan yardımcıları olarak görev yapacaklar.
Bülent Arınç, hükümet sözcülüğü yapacak. Beşir Atalay, “Kürt açılımı” işini bu kez yeni şapkasıyla üstlenecek. Ama işi en zor olan bakanlardan biri olacak. Geri kalan içişleri işlerini yeni bakan İdris Naim Şahin yürütecek. Milli Savunma’da da uzun yıllar “denge” isim olarak yer alan Vecdi Gönül’ün koltuğunda İsmet Yılmaz oturacak. Kabinedeki tek “kadın bakan” Fatma Şahin, sanki “kadınsız” demesinler diye oraya iliştirilmiş.
Önemli bir atama Milli Eğitim’de Ömer Dinçer ile yaşandı. İntihal suçlusu Ömer Dinçer’den, eğitim, bakalım ne tür icraatlar görecek…
***
Neoliberal tutuculuk eksenindeki icraatlarını yeni dönemde de sürdürecek olan AKP iktidarının önemli operasyonlardan biri “sağlıkta dönüşüm”. Anadolu’nun bir beylik deyişiyle, “Dışı kalaylı içi vayvaylı” sağlık alanında, eksik kalan operasyonları yine Recep Akdağ yürütecek.
AKP’nin sürdürdüğü kamu yatırımlarının ağırlığını ulaştırma yatırımları oluşturuyor ve alınacak çok yol var daha. Başlatılan projeleri tamamlamak için bu işlerin başına yine Binali Yıldırım getirildi.
TOKİ ile kentlerin başına örülen çoraplar, TOKİ başkanı Erdoğan Bayraktar’ın Çevre ve Şehircilik Bakanı yapılmasıyla daha geniş çaplı sürdürülecek. Bu arada, her tür denetimden uzak, kamu arsalarını tepe tepe kullanarak çarkını döndüren TOKİ’nin bu yeni bakanlığa mı bağlanacağı, yoksa yine RTE’ye mi bağlı kalacağını önümüzdeki günlerde anlarız.
Neoliberal tutuculuğun son zamanlarda alabildiğine saldırdığı doğal kaynaklardan biri su varlıkları. Suyu enerjide ve başka alanlarda tepe tepe kullanmaya koyulan iktidar derelere gem vurup doğayı tahrip ederken, derelerin kardeşliğini savunanlara da biber gazlarıyla hücum ediliyor. Yeni kabinede
Orman ve Su İşleri Bakanlığı adını alan bakanlık koltuğunda yine Veysel Eroğlu oturacak.
***
Ekonomi, yeni dönemde en çok konuşulan konulardan biri olacak. Yüksek büyüme mevsimi artık geride kalıyor. Cafcaflı büyüme madalyonunun öbür yüzünde yatan büyük cari açık, azalmayan işsizlik defoları, ister istemez ekonomiyi küçültmeyi zorunlu hale getiriyor. Ekonominin dümeninde yerleri korunan Ali Babacan, Mehmet Şimşek, Zafer Çağlayan esas olarak cari açık çatlağından girecek suların gemiyi batırmamasına çaba harcayacaklar. Bir yandan aşırı ithalatın iştahını kesmeye, sıcak parayı denetlemeye, borç cenderesini sorunsuz döndürmeye çaba gösterecekler. Ama bu, o kadar da kolay olmayacak.
AKP’nin yeni kabinesi, kafasını kaldırıp bir de dış dünyaya bakmalı. Orada, bir türlü durulmayan küresel krizin yeni dalgaları kabardıkça kabarıyor. Ne ABD’de, ne de Avrupa Birliği’nde bir istikrar ve yeniden büyümeye doğru bir hava var. Bunun AKP’nin ekonomi kurmaylarının dümen tutuşunu zorlaştıracak en önemli etkenlerden biri olacağı açık. Orta Doğu ise kaynadıkça kaynıyor.
RTE’nin yeni kabinesi “kalfalık” döneminde yoksulluğu azaltarak değil, “yoksulluğu yönetmeyi” becererek yüzde 50 oyu seçimde topladı. Aynı şeyi yapma becerisini gösterip gösterememesi artık muhalefete bağlı. Başta CHP olmak üzere muhalefet, kitlelerin hoşnutsuzluğunu doğru bir mecraya yönlendirebilecek mi, inandırıcı yol, yordam gösterip umut olmayı başarabilecek mi? Muhalefetin-MHP hariç- tutuklu milletvekillerine sahip çıkma direncinde taviz vermemesi iyi bir başlangıç. Bu direnç ve kararlılığı gösterenler, yeni döneme başlangıç yaparken hem kendilerine hem de topluma önemli bir moral aşısı yapmış olacaklardır.