Medyanın nesi “Dördüncü güç” ?
Medyanın artan gücü, devletin yasama-yürütme-yargı erklerinden birine benzetilerek ona “dördüncü güç” payesinin verilmesine neden…
Komşu Yunanistan’ın ekonomik verilerini alt alta sıraladağınızda, “Allah vermeye!…” diyesi geliyor insanın. Bu ülke bu duruma nasıl düşürüldü!…Ekonomi 2012’de yüzde 7, 2013’te yüzde 4 üstü üste küçülmüş. Resmi işsizlik yüzde 27, genç işsizliği yüzde 55. Dış borç stoku 570 milyar dolar. Yani milli gelirinin yüzde 234’ü…Dönüp Türkiye’nin hali ile karşılaştıralım da ne demek istediğimiz anlaşılsın. Türkiye’nin dış borç stoku 403 milyar dolar ve milli gelirinn yüzde 53’ü…Varın siz düşünün halleri…
Borç kabusu
Komşuda içeriye de dışarıya da esas borçlu devlet, kamu kuruluşları. Kamunun borçlarının milli gelire oranı yüzde 175!…AB normu yüzde 60’ı geçme diyor…O nedenle bütün kemer sıkma, kuşatma programları, kamu gelirleri ve giderleri üstüne yapılıyor.
Adına Troyka denen IMF,Avrupa Merkez Bankası ve Avrupa Komisyonu, Yunanistan’ın ağırlıkla Avrupa bankalarına olan borçlarının çevrilmesi için, “Kamu gelirlerini artır, harcamalarını düşür” ekseni üstünden komutlar yağdırıyorlar.
Bir ülkede kamunun borçta başaktör olması, hükümetin doğrudan doğruya seçmenin cebini ilgilendiren icraatlar yapması demek. Vergi artırılacak, vergi yükü kaydırılacak, kamu harcamalarında kısıntı yapılacak,mesela kamu personel sayısı azaltılacak, maaşlar disipline edilecek…Mesela eğitim,sağlık harcamaları kısılacak, sosyal yardımlar azaltılacak.
Merkezi bütçenin dışında, sosyal güvenlik sistemi üstünden icraatlar gerekir. Primler artırılacak, harcamalar azaltılacak, emekli maaşları düşürülecek, emeklililk yaşı yükseltilecek vb…Yanısıra belediyeler…Belediyelerin gelirleri-giderleri üstünden tasarrruflar…
Bilek güreşi…
Şimdi aynı bilek güreşi sürüyor Troyka ile Yunanistan hükümeti arasında. Hükümet, şirketlerin ödediği kurumlar vergisini yüzde 29 düzeyine çıkarmak istiyor. Ayrıca bir defalık bir vergi getiriliyor. Troyka, Yunanistan’ın özel sektöre yüksek oranlı vergi yükü bindirmemesini, çünkü bunun işsizliği artıracağını savunuyor.
Troyka, ayrıca savunma sanayiine ayrılan fonun yarıya indirilmesini istiyor.Emeklilik maaş ödemelerin makul düzeylere indirilmesi isteniyor.
KDV ve diğer satış vergilerinde aşın artış yapılmaması da talep ediliyor.
Troyka tarafından satış vergilerinin ek tahsilatının GSYİH oranı olarak yüzde 1 artırılması isteniyor ama Tsipras ekibi yüzde 0.74 oranında diretiyor.
Tsipras tarafı emeklilik sisteminde işveren şirketlerin ödediği sosyal güvenlik primlerini artırmak ve böylece emeklilik maaşı ödemelerine dokunmamak istiyor. Troyka ise başta IMF olmak üzere emeklilik ödemelerindeki aşırılığın düşürülmesini talep ediyor. Ayrıca erken emekliliğin kaldırılması da Troyka’nın Yunanistan’dan talep ettiği ana başlıklar arasında.
Troyka, EKAS adı ile bilinen ve yoksul emeklilere, ek olarak verilen maaşın 2017’de kaldırılmasını isterken, Tsipras tarafı ancak 2018-2020 arasında bu adımı atabileceklerini söylüyor. Pazarlıklar böyle sürüp gidiyor…
Çıkış ?
Yunanistan, borç ödemek, borçları çevirmek için bu pazarlıkları sürdürürken bir türlü büyümeye geçemiyor. Ulusal parası yok ki devalüe edip rekabet gücü kazansın. Avrodan çıkmak bir yol. O da denenecek mi? Herkesin merak ettiği 5 Temmuz’da referandumdan ne çıkacak?…
Son olarak, Yunanistan’ın en çok rötuşlanmak istenen sosyal güvenlik sisteminin 2001 krizi öncesi Türkiye’nin de en önemli “kara deliği” olduğunu hatırlatalım. Diğer kamu “kara delikleri” ile birlikte 2001 krizinde Türkiye , borç yükünü azaltması için yüzde 6’nın üstünde bir faiz dışı fazla vermeye zorlanmıştı. Böyle bir kemer sıkmaydı, yani kemerde 6 delik birden sıkmak…Ya Yunanistan’dan istenen? İki delik sık yeter diyorlar, ama o bile çok geliyor Yunanistan’a…Türkiye’nin nasıl bir operasyona razı edildiğini varın siz hatırlayın. Ama sonuç ne mi oldu? Ekonomi düze çıktı, Derviş programı siyaseten kaybetti; 2002 seçiminde AKP iktidara, koalisyon ortakları baraj altına düştü…