“Milli Ekonomi”de Sömürünün Boyutları
Burjuvazi, ne zaman köşeye sıkışsa ya da ne zaman ayağına basılsa “milli ekonomi” lafını ağzından…
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten memur maaşının 1.132 doları bulacağını duyunca birçok kamu çalışanının diline eminim Kadir İnanır’ın meşhur repliği gelmiştir; “Yalan söylüyorsun, yalannnn !…” Nasıl, hesap kitaptır, anlamak mümkün değil. Devlet Planlama Teşkilatı (Yeni adıyla Kalkınma Bakanlığı), ortalama memur maaşını 1 milyon 755 TL olarak açıklıyor. En düşük memur maaşı ise 1.500 TL’yi bulmuyor bile. Bugünkü kur 1.83 TL alınsa, ortalama memur maaşı yuvarlak 960 dolar eder. Bakan, Temmuz zammıyla maaşın 1.132 dolar olduğunu söylüyor. Yani , 1.132X1.83 TL=2.071 TL. Bu ne demektir ? Ocak’taki maaş 1755 TL. Yani yüzde 18 zam mı söz konusu ki, ortalama memur maaşı 2.071 TL’ye gelsin ve dolar karşılığı 1.132 $ olsun? Böyle bir şey yok elbette. Yüzde 18 zam nerede, yüzde 3,5+4 zam teklifi nerede… DPT’nin verisi yanlış olmayacağına göre, Bakan Şimşek doğruyu söylemiyor.
Kaynak: Kalkınma Bakanlığı,Türkiye Ekonomisinde Haftalık Gelişmeler, 11 Mayıs 2012,s.34
Halkın gözünün içine bakarak doğruyu söyleyemeyen başka bakanlar da var. İstenen zammı karşılamak için vergileri artırmak gerekirmiş. Akıllarınca memur ile halkı karşı karşıya getirecekler. Kokuşmuş bir taktik.
Bir yalan dolandır almış başını gidiyor. İşlerine geldiğinde Avrupa’yı kıskandıracak bir bütçe performansı, kamu maliyesi olduğundan dem vuruyorlar. Cari açık kamburumuz büyük ama bütçe verilerimiz avantajımız, diye caka satıyorlar. Elhak doğru da. Bütçe açığı milli gelirin yüzde 1,5’una inmiş, kamu borç yükü, milli gelirin yüzde 40’larında. Avro alanında bütçe açığı yüzde 7-8, kamu borç yükü yüzde 80’lerde, bazılarında yüzde 100’ün üstünde. Bu performansın nasıl yakalandığını da biliyoruz. Vur abalıya formülü ile. Yani yüzde 70’i dolaylı vergi ile… Vur akaryakıt kullanıcısına, vur telefon kullanıcısına, sigara,rakı kullanıcısına, vur tüketiciye, ÖTV.KDV ile…Al sana vergi. Yetmedi, sat elde kalan KİT’leri, kamu arsalarını, binalarını koy bütçeye, tırtıkla İşsizlik Sigortası Fonu’nu, tırtıkla Savunma Fonu’nu, yap vergi, SGK afları topla paraları, sat 2B arazilerini. Daha neler neler…
***
Tamam iyi de, bu devlet gelirini vur abalıya yöntemiyle topladıktan sonra nereye harcıyorsun? Memur dediğin, 15 milyon ücretlinin beşte biri. Sayıları 3 milyonu bile bulmaz. Güvenceli iştir memuriyet diye, kamu çalışanı yıllardır düşük maaşa ses çıkarmaz. Ama maaşına yaptığın zam, enflasyonun gerisinde. Yüzde 5 enflasyon hedeflersin, memuru,emekliyi de kandırırsın, enflasyona seni ezdirmiyorum, diye… Yıl sonunda yüzde 10,5 çıkar gerçek enflasyon, memur, emekli kayıpta. Yüzde 8-9 büyüdüm diye caka satarsın ama işin kuralı, büyüyen pastadan çalışana refah payı vermektir. Çünkü büyüme ile birlikte vergi geliri de artmıştır. Ama iş paylaşmaya gelince yan çizersin.
Memura yan çizersin, ortalama aylığı 850 TLyi bulmayan işçi emeklisine yan çizersin, ortalama aylığı 1,202 TL olan memur emeklisine yan çizersin, asgari ücretliyi 700 TL’ye talim ettirirsin, ama rantiyeye gelince ağanın eli tutulmaz. Kamu kağıtlarına yatırım yapan sıcak paracılara yılda ortalama 48 milyar TL ödeniyor. Bu yıl daha da artacak, çünkü faizler yükseltildi, kaçıyor sıcak paracılar diye. Bütçenin yüzde 15-16’sı faize gidiyor ama artar mı, artar.
Dahası, bütçeden sağlığa, eğitime, tarımı, yoksulu desteğe, adalete, kültüre verdiğin parayı kesiyorsun. Askeri harcamaları, polis harcamasını kısmaya, biber gazı faturasını kısmaya hiç gitmiyor elin. Ebeye,hemşireye,öğretmene çok gördüğün parayı, iş insansız hava aracına, 34 günahsız Kürt köylüsünü imhaya gelince harcamayı biliyorsun, yenilerini istiyorsun ABD’den, silah yüklü olanlarını…Ona gelince, para yok diyemiyorsun.
“Yalan söylüyorsun, yalannnn!…”