CAPE TOWN

G.Afrika seyahatinde 7. Gün. Önceki gün başkent Pretoria’dan saat 15’te kalkan dünyanın en lüks tren-otellerinden Rovos Rail ile  2 gün süren ve Cape Town’a kala 140 km.si olağanüstü manzaralarla bezeli bu muhteşem  yolculuğun  ardından  merkeze  ulaştık. Şimdi bu güzel şehri, Cape Town’ı keşif zamanıdır.

Cape Town, bilindiği gibi, Güney Afrika’nın en büyük merkezlerinden biri. Nüfusu yaklaşık 3,5 milyon. Afrika kıtasının Avrupa’ya en uzak ucunda. Afrika, Hollanda ve İngiliz kültürlerinin harman olduğu güzel bir dünya şehri. En meşhur noktası Masa Dağı. Teleferik ile çıkıyorsunuz ve masanın üstünden Cape Town’a kuşbakışı bakıyor,  bakıyorsunuz, doyamıyorsunuz. Ümit Burnu, ikinci mutlaka görülmesi gereken Cape Town destinasyonu. Yaklaşık 1-1.5 saatlik araç yolculuğunun sonunda ulaşılıyor. 1860’da yapılmış olan deniz feneri etkileyici.  Ve Robben Adası …G.Afrika’nın direniş sembolü Nelson Mandela’nın, Mabida’nın  tutuklu kaldığı ada. Ziyaret edecekseniz birkaç saatinizi ayırmanız gerekir. Mandela’nın 18 yılı Robben Adası’nda geçmiş ama mapusluğu  27 yıl , aralıksız … Mandela, anılarında , Robben Adası’na ayak bastığında  , beyaz gardiyanların, bir tür Felemenkçe olan Afrikaan diliyle “Dis die Eiland! Hier gaan julle vrek!” diye bağırdıklarını yazıyor; yani “Ada burasıdır. Burada öleceksiniz!” . Bekledikleri olmuyor tabii ki…Siyahlar inadına mücadele ediyor, kazanıyor ve 1994’ten itibaren yeni bir tarih yazıyor, yeni bir ülke kuruyorlar…

TÜRKİYE VE G.AFRİKA…

Denebilir ki, G.Afrika nire, Türkiye nire, nesini karşılaştıracaksın ? Hiç de öyle değil. Bu iki ülke bugün yabancı yatırırmcıların önünde, Endonezya, Hindistan, Şili gibi ülkelerle birlikte değerlendiriliyor. Çünkü dünya ekonomisine eklemlenme biçimleri, ilişkileri birbirine çok benziyor. İkisi de “yükselen ülkeler” liginde. İkisi de, dünyadan dış sermaye çekmeye çalışıyorlar ve içinden geçmekte olduğumuz konjonktürde göstergeleri, özelikle de cari açık, dış borç gibi “kırılganlıkla” ilgili göstergeleri sık sık karşılaştırılıyor. İkisi de FED’in tahvil alım miktarını azaltma kararının ertelenmesinden sonra derin bir ohh!.. çekmiş durumdalar ama yürekleri ağızlarında.  G.Afrika büyükelçiliğinin bu davetine katılmadan önce, CDS, yani risk primleri tablosuna baktığımda, gördüğüm şuydu: Ağustos  CDS’i  224 olan Türkiye’nin prim riski 20 Eylül’de ,yani Fed erteleme kararı sonrası 217’ye düşmüştü; Aynı şey G.Afrika için 237’den 213’e düşüş biçimindeydi.

G.Afrika, kıtanın en gelişkin ülkesi. 51 milyon nüfusu ve yıllık 600 milyar dolara yakın milli geliri var. Kişi başına gelirde Türkiye’nin biraz altında;  5’e 4 boyutta. Kurak G.Afrika için tarım gelişemeyen bir sektör ama gıda güvenliğini önemsiyor ve geliştirmek istiyorlar. Nüfusun ancak yüzde 9’u tarımla meşgul. Toprak reformu henüz yapılamamış. Esas gelir madencilik ağırlıklı sanayi ve hizmet sektöründen. Ancak ülkede işsizlik yüksek, gelir uçurumu müthiş, büyüme ihtiyacı çok yüksek. Büyüme oranı yıllık  yüzde 3-4 dolayında. 2009 krizinde yüzde 1,5 küçülme yaşandıktan sonra, izleyen yıllarda yıllık yüzde 3 dolayında büyüme yaşanmış.

 

DIŞ KAYNAK MAHKUMİYETİ

 

IMF Göstergeleriyle G.Afrika ve Türkiye 2012,

 

G.Afrika

Türkiye

Nüfus (2012,milyon)

51

77

GSYH,2012,milyar $

582

750

Büyüme,2012,%

2,6

2,2

Kişi baş.gel.SGP,$

11.600

15.200

Istihdam, milyon kişi

18,1

27,3

-Tarım %.

9

25,5

-Sanayi %

26

26,2

-Hizmet,%

65

48,4

Yoksul.Sınırı Altı Nüf.

31,3

16,9

İşsizlik %

25

9,7

Gini Endeksi.

59,3

40,2

Bütçe Aç/ GSYH %

-4,7

-2

Kamu Borcu/GSYH%

40

36,1

Enflasyon %

5,7

8,9

Car. Açık/GSYH,%

-6

-7

Cari Açık Milyar $

-21,3

-59,7

Turizm Geliri Milyar $

10

22,5

Dış borç Milyar $

137

350

G.Afrika da tıpkı Türkiye gibi iç tasarrufları düşük bir ülke , o nedenle de dış kaynak kullanımına çok ihtiyacı var. Bunu gerçekleştirebilmek için de dış sermayeyi çekecek çabalar içindeler. Özelleştirmeler, bunun yollarından biri. Hala masada satılacak önemli kamu varlıkları alıcı bekliyor.

G.Afrika da Türkiye gibi, yab ancı kaynağın doğrudan yabancı sermaye olanından çok,  sıcak para ve borç biçiminde geleni ile idare etmeye çalışıyor. Onlar da Türkiye gibi,sermaye çıkışından endişeli. Borsadaki yabancılar sıcak paralarını bizde olduğu gibi hisse senedi ve devlet kağıtlarına yatırıyorlar. G.Afrika bütçesi yıllık yüzde 5’e yakın açık veriyor. Hedef bu açığı   

düşürmek, böylece dış yatırımcıya güven vermek. Mali disiplin hedefi,  harcamaları azaltmayı, özelleştirmelerle gelirleri artırmayı öngörüyor. Ama bir de sosyal program uygulama baskısı var. Nasıl olacak?

 Türkiye de butçe disiplini ve banka sisteminin kontrollü oluşunu vitrine koyarak yabancı kaynak akışının devam ettirilmesi derdinde. G.Afrika ve Türkiye’den hangisinin önünün daha açık olduğunu tartışmayı da yarına bırakıyorum.

Written by Mustafa Sönmez