Ortalık, vakıf üniversitesi reklamından geçilmiyor. TV ekranlarında haber süsü verilmiş üniversite tanıtımları…Koca koca prof.lar , pazarcı edasıyla müesselerini tanıtıp “Gel vatandaş gel..” diye bağırır haldeler… 10 küsür yıllık geçmişleri var ama  sayıları 60’ı aşmış vakıf üniversitelerinin. Büyük holdingler, büyük ticaret, sanayi odaları, dersane orijinli  eğitim firmaları, kurdukları vakıf üniversiteleri ile, AKP’nin, “yarı-kamusal” diye niteleyip sıvışmaya çalıştığı ve  ticarileştirdiği yükseköğretim pastasından,  nasiplenmeye bakıyorlar.

Ekmek aslanın ağzında. Herkes çocuğunu olabildiğince okutmak istiyor. En yüksek, en iyi diplomalara sahip olmasını istiyor ki gelecekte, iş bulmakta güçlük çekmesin. Bunun için de her aile elindeki avucundakini eğitime yatırmaktan çekinmiyor. Vatandaş , “eğitim şart!” diyor, Anayasa  da, eğitimi, yurttaş için temel bir hak ve kamunun sosyal yükümlülüğü olarak görüyor. Ama,  devlet, ancak  ilköğrenim çağındakilere  ite kaka bu eğitimi sağlıyor. Liseden itibaren eleme başlıyor. Lise çağında bu hakkı kullanması gerekenlerin ancak yüzde 52’si;  yükseköğretim çağında da, bu hakkı kullanması gereken gençlerin ancak yüzde 38’i  bu haklarını kullanabilir halde…Ama talep  dinmiyor. Heryıl yüzbinler sınavlara koşturuyor.. Hoş, yükseköğretim diploması alanlardan şu anda 500 bini (yani işsizlerin beşte biri)  işsizler ordusunda ya…. Ama yine de diploma sevdası bitmiyor. ÖSYM’ye göre,  üniversite giriş sınavına başvuranlar yılda ortalama 1,8 milyonu aşmış durumda. Bunların yarıya yakını,  ortaöğretim son sınıf öğrencisi, geri kalan kısmı ise önceki yıllarda sınav kazanamamış , bir yere  yerleşmiş, ama arayışı dinmemiş olanlar…

İnsangücü kaynağını doğru kullanma politikası olmayan AKP rejimi, uzayan kuyrukları eritebilmek için, birçok alanda olduğu gibi, kaliteyi boşverip açılan onlarca üniversite ve yaratılan kontenjanla “gaz almaya” soyundu. Sadece son 3 yılda yükseköğretimli öğrenci sayısı yılda 300-400 bin artırılarak 2 milyona yaklaştı. Bir anda yükseköğrenim çağındaki nüfustan okullaşanların oranı  yüzde 38’e çıktı. Oysa birkaç yıl öncesinde  bu oran  yüzde 10-15 dolayındaydı.  “Gaz almanın”  nasıl gerçekleştiği malum;  2006-2011 döneminde 50 yeni devlet üniversitesi, 2007-2011 döneminde ise 37 yeni vakıf üniversitesi kuruldu. Yanısıra,  2006-2010 yılları arasında okul kontenjanları yüzde 66 oranında artırıldı. 1950’lerden başlanarak, her ile bir şeker,bir çimento fabrikası modaydı. Şimdi de her ile bir üniversite… 103’ü devlet ve 62’si vakıf olmak üzere toplam üniversite sayısı 165…

2006 sonrası 50 yeni üniversite açıldı Hakkari’den Kars’a, Kilis’ten Giresun’a kadar…Tabelalar asıldı. Ne hoca var,ne doğru düzgün fiziki mekan, ama üniversite mi üniversite…Rektörü var mı, var…Öğrenci alıyor mu alıyor…Tut kelin perçeminden… 

Onca neoliberal tufandan, yağmadan  yükseköğretim eksik kalır mıydı? Kalmazdı elbette;  vakıf üniversiteleri mantar gibi türedi. Sayıları kısa sürede 60’ı aşan bu üniversitelerde öğrencilerin şimdilik yüzde 10’una yakını (200 bin) eğitim alıyor. Vakıf  üniversiteleri, yükseköğretim pazarından daha çok pay alabilmek için öğretim üyesi,elemanı kadrolarını genişleterek cazibe yaratıyorlar.  Öğrenci payı yüzde 10 dolayında ama hocaların yüzde 12-13’ü bu üniversitelerde. Mekanlar gıcır, “havalı”… Ana hedef “markalaşmak”…Böylelikle, cazibe yaratmak ve parayı veren düdüğü çalar kuralı hayata geçirilmek isteniyor. Yıllık ortalama öğrenci ücretleri ise 20-25 bin TL’leri buluyor(kemiksiz). 

VAKIF ÜNİVERSİTELERİ
Acıbadem · AKEV Antalya · Alanya Hamdullah Emin Paşa · Altın Koza  ·Ankara Bilge · Atılım · Avrasya · Bahçeşehir · Başkent · Beykent · Bezmiâlem Vakıf · Bilkent · Bursa Orhangazi · Canik Başarı · Çankaya · Çağ · Doğuş · Fatih · Gediz · Haliç · Hasan Kalyoncu · Işık · İstanbul Arel · İstanbul Aydın · İstanbul Bilgi · İstanbul Bilim · İstanbul Kemerburgaz · İstanbul Kültür · İstanbul Şehir · İstanbul Ticaret · İzmir Ekonomi · İzmirÜ· Kadir Has · KTO Karatay · Karşıyaka Bilgi · Koç · Maltepe · Melikşah · Mevlana · Nuh Naci Yazgan · Okan · Özyeğin · Piri Reis · Sabancı · Süleyman Şah · Şifa · TED · TOBB Ekonomi ve Teknoloji · Toros · Turgut Özal · Türk Hava Kurumu · Ufuk · Uluslararası Antalya · Üsküdar · Yaşar · Yeditepe · Yeni Yüzyıl · Zirve

 

Vakıf üniversitelerinin bir hedefi de uluslararası pazardan öğrenci almak. Bu pazarın büyüklüğü 3 milyon öğrenci ve dörtte biri ABD üniversitelerinin. Türkiye’nin payı ise DPT’ye göre yüzde 0,7, yani 20 bin dolayında. Türkiye’yi , “bölgesinin eğitim üssü”  yapmak hedefi de var Vakıf ticarethanelerinin…Mide küçük, iştah büyük!..

***

AKP rejimi, 2012 programında(s.208  ), yükseköğrenimi  “yarı kamusal hizmet” sayıyor. Böyle nitelemesinin nedeni tamamen “parasal”. Ve devam ediyor; “2010 yılı itibarıyla üniversite gelirlerinin yaklaşık yüzde 56’sını merkezi yönetim bütçesinden aldıkları ödenek, yüzde 33’ünü döner sermaye gelirleri ve yüzde 11’ini özel gelirler oluşturmaktadır” diyen program çözümü de kamu dışına atıyor; “ Bu nedenle, üniversitelerin özel sektör ile işbirliği kurmaları, katma değere dönüşecek projeler üretmeleri gerekmektedir. ..öğrenci katkı paylarının yükseköğretimin finansmanındaki payının artırılması ihtiyacı devam etmektedir.” Tercümesi şu; Haydi veliler,öğrenciler, pamuk eller cebe, paran kadar yükseköğretim devri bu…Paran yoksa, eğitim de yok.

 

 
 

Written by Mustafa Sönmez