Giyim-tekstile pandemi vurgunu (Al Monitor, 20 Mayıs,2020)
Türkiye ekonomisinde hem üretim ve ihracat hem de istihdam yönünden en önemli yere sahip olan giyim-tekstil…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçmen memnuniyeti yaratmak üzere hedeflediği politika faizlerinin düşürülmesi, birkaç aydır gündemde ama temmuz ve ağustosta “pas geçilip” sabit tutulan faizler, 23 Eylül’de, hem de indirimi haklı gösterecek iç ve dış gerekçeler yokken gerçekleştirildi, politika faizi 100 baz puan indirilerek yüzde 18’e çekildi.
Karar öncesi gerçekleştirilen bütün anket ve yoklamalarda yüzde 50’nin üstünde katılımcı, faizlerin sabit tutulacağını ifade ettiğinden tam bir “ters köşe” hâli yaşandı. En önemli gelişme, karar sonrası döviz fiyatlarındaki tırmanış oldu ve dolar fiyatı 8.60 bandından 8.80 TL’lere kadar çıktı.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu 23 Eylül toplantısında politika faizlerinde bir değişim beklenmez iken indirim kararı aldı. Yoğun beklentilerin aksine, faizi sabit tutmak yerine indirime gidilmesi sürpriz bile sayıldı.
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun, yüzde 19,25’i bulan tüketici enflasyonu ya da manşet enflasyon yerine, bundan 2 puan kadar aşağıda seyreden çekirdek enflasyonunu dikkate alınacağını ifade eden sözleri, faiz indirimine zemin hazırlamak olarak yorumlansa da bu demeç ancak sonraki aylarda yapılacak bir indirimin hazırlığı olarak algılanmıştı. Eylül indirim beklenen ay değildi.
Bununla birlikte, Merkez Bankası’nın yabancı para zorunlu karşılık oranlarını artırması, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun ise 50 bin liradan fazla tüketici kredilerinin vadesini üç yıldan iki yıla indirmesi faiz indiriminin hazırlıkları gibi algılanmadı değil ve bu algı, doların fiyatını karar öncesi 8.65’e kadar çıkarmıştı.
https://www.al-monitor.com/tr/originals/2021/09/bowing-erdogans-pressure-turkish-central-bank-makes-risky-rate-cut