Mustafa Sönmez

Sosyalist milletvekilleri, 1960’ların TİP deneyiminden bu yana TBMM’de yoklar, o kürsüde yurt ve dünya gerçeklerini seslendiremiyorlar. Sosyalist partiler, eşitsiz şartlarda yarıştırılıyorlar, konulan lanet barajlar, çeşitli engeller meclis kürsüsüne ulaşmalarını engelliyor.  Bu engeller, birçok sosyalisti, CHP ve türevi partiler içinde yer almaya mecbur bıraksa da ve milletvekili mazbatası alınsa da meclis kürsüsünde bu vekillerin, sosyalistlerin hislerine tercüman olanına pek rastlanmadı. DİSK’li, çeşitli sosyalist partili isim, meclise girseler de, yer aldıkları partinin çizgisinin ve formatının dışına çıkamadılar. Hiçbir zaman sosyalizm adını o kürsüden ifade eden, çalışan sınıfların sermaye karşısında maruz kaldıkları baskıları, sömürüyü dile getiren, sınıf optiğinden yurt ve dünya sorunlarını dile getiren ve çözüm yolu gösteren bir deneyim yaşanmadı. 2007 seçimlerinde ÖDP Başkanı Ufuk Uras’ın bağımsız aday olarak İstanbul 2. bölgeden seçilmesi ile sosyalistlerin meclis kürsüsünde bekledikleri çığlık da duyulamadı, tam bir hayal kırıklığı yaşandı.

***

Bu seçimlerde BDP destekli olarak Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloku’ndan  3 sosyalist adayın seçilme şansları bir hayli yüksek. Mersin’den Ertuğrul Kürkçü, İstanbul’dan Sırrı Süreyya Önder ile Levent Tüzel, aday sosyalistler.

Sosyalist adayların en “kıdemlisi”  Ertuğrul Kürkçü.  Kadim dostum, 68 kuşağının önde gelen öğrenci liderlerinden Kürkçü, 18 Ekim 1970’de DEV – GENÇ Genel Başkanlığı yaptı.. Mahir Çayan ve arkadaşlarının öldürüldüğü Kızıldere olayından patlayan havan toplarının etkisiyle samanlığa düşerek yaralı bir şekilde sağ kurtulan tek kişiydi.  Sıkıyönetim mahkemelerinde yargılandı, ölüm cezasına mahkûm edildi, 1974’te çıkarılan genel Af Yasası ile cezası 30 yıla çevrildi; 14 yılını cezaevinde geçirdikten sonra 1986’da yapılan infaz yasası değişikliğiyle serbest bırakıldı. İletişim Yayınları bünyesinde “Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi”‘nin yayın yönetmenliğini yaptı. Özgürlük ve Dayanışma Partisi‘nin kurucuları arasında yer aldı. ÖDP’deki ayrışmaların ardından farklı sosyalist hareketlerde yer aldı. Bağımsız İletişim ağı Bianet’in kurucusu ve yöneticisi olan Ertuğrul Kürkçü, adaylıkla beraber bu şapkasını askıya astı ve Mersin’den aday oldu.

***

12 Haziran seçimlerinin bir diğer sosyalist adayı İstanbul 2.Bölgeden  Sırrı Süreyya Önder . 1962 Adıyaman doğumlu Önder’i, kamuoyu, o müthiş filmi Beynelmilel ile tanıdı. Yönetmenlik, sinema oyunculuğu, senaristlik, müzik yapımcılığı ve köşe yazarlığı yapan Sırrı Süreyya Önder , 1978’de Adıyaman Lisesi’nde öğrenciyken Maraş Katliamı’nı protesto ettiği için tutuklanarak cezaevine konulmuş ve tahliye olduktan sonra SBF’yi  kazanarak Ankara’nın yolunu tutmuş. 12 Eylül’de Ankara’daymış ve ilk tur tutuklamalarda kendisini dört duvar arasında bulmuş.  Uzunca bir yargılama sürecinin ardından 12 yıl hapse mahkûm edilmiş. Açlık grevleri vb. protestoları ve eylemleri nedeniyle infazlarının yakılması sonucu çeşitli cezaevlerinde yedi yıl hapis yatmışlığı var Sırrı Süreyya’nın.

İstanbul 3. bölgeden bağımsız aday olan, EMEP (Emek Partisi) Genel Başkanı Levent Tüzel de  1961 Giresun doğumlu . İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra serbest avukat olarak çalışmış ve  İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde Yönetim kurulu üyeliği, Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi Başkanlığı yapmış. Levent Tüzel, 1996 yılında Emek Partisi kurucu Genel Başkanı sorumluluğu üstlenmiş ve  2007 seçimlerinde İzmir’den emek ve demokrasi güçlerinin ortak adayı olarak bağımsız milletvekili adaylığı deneyimi var. Bu seçimlerden 36 bin 167 oy alsa da Meclis kürsüsüne çıkamamıştı Tüzel.

Sosyalist adayların en kıdemlisi Kürkçü, sistem partileri gibi insanlara aş, iş, para ve rant vaadinde bulunmadıklarını, ancak yüzyıllardır bu kadim topraklardaki halkların özlemini çektiği barış talepleri için mücadele edeceklerini söylüyor. “AKP’yi iktidardan düşürmek ilk işimiz olacaktır” diyen Kürkçü, “Çünkü AKP savaşı istiyor, çatışmaları, gerginliği dayatıyor. Bizler ise, barışın, kardeşliğin ve sosyalizmin bayrağını Ankara’ya dikeceğiz. 12 Haziran’da barış ve kardeşlik kazanacaktır” diyor.

Sosyalistlerin meclis kürsüsünden seslerini duyurmaları ve işçi sınıfının beklentilerini, yurt ve dünya gerçeklerini o kürsüden haykırmaları çok önemli.

Written by Mustafa Sönmez