“Geçiş dönemi” politikaları
AKP rejimi, kitleleri bölerek, adım adım ötekileştirerek, kutuplaştırarak yükseldi. Türkiye gibi dinsel, etnik bir dizi…
BirGün’e verilen demeç; 23 Eylül, Salı
Kısa adı TÜİK olan Türkiye İstatistik Kurumu, 2013 Gelir ve Yaşam Koşulları isimli araştırmasını yayınladı. Araştırmada 2012’den 2013’e gelir dağılımının iyileştiği ve eşitsizliği gösteren Gini katsayısının 0,402’den 0,400’e düştüğü öne sürüldü. TÜİK’e göre, maaş-ücret gelirleri yüzde 48,3’lük oranla toplam gelir içerisinde en fazla paya sahip olurken girişimci kârları yüzde 15 dolayında pay aldı. .
SÖNMEZ, ‘BİLİM DIŞI’
İktisatçı Mustafa Sönmez, TÜİK’in gelir dağılımı, yoksulluk araştırması adı altında her yıl tekrarlayıp bulgularını duyurduğu bu çalışmanın yöntem olarak büyük eksikler içerdiğini, dolayısıyla iç ve dış kamuoyunu büyük ölçüde yanılttığını belirtti. Sönmez, BirGün’e yaptığı değerlendirmede şöyle konuştu; “ TÜİK, her yıl aynı yöntemle bu anketi uyguluyor ve her ne hikmetse toplumda gelir eşitsizliği hep iyileşiyor ve Türkiye, dünyadaki en utanç verici bölüşüm ilişkilerine sahip ülkeleri arasından bu sayede çıkarılmaya çalışılıyor.”
Sönmez, yöntemle ilgili eleştirilerini ve ortaya çıkanları şöyle ifade etti;
“Bu anket, hanelere gidip gelir beyanları alınarak yapılır. Alt ve orta gelirliler saklayacakları bir gelirleri olmadığı için doğruya yakın beyanlarda bulunurken varlıklıların ne kadar isabetli seçildiği ve beyanlarının ne kadar doğru olduğu su götürür.
Nitekim, anket, 2013’te Türkiye’de 20 milyon 635 bin aile olduğunu ve bunların ortalama yıllık gelirlerinin 29 bin TL olduğunu ifade ediyor. Bu durumda paylaşılan toplam pasta, 608 milyar TL’lik bir pasta. Gelin görün ki, aynı TÜİK’in 2013 milli gelir verileri ailelerin aynı yıl 1 trilyon 109 milyar TL harcama yaptıklarını söylüyor. Yani sadece harcananları ciddiye alsak, paylaşılmış görünen pastadan yüzde 54 daha büyük. Bu da özellikle kâr,faiz,rant gelirlerinin , bölüşüme konu pasta tesbitinde eksik kaldığını bize gösteriyor. Gerçekte, harcananın ancak yüzde 56’sından ibaret pastayı nasıl ciddiye alacağız ? Üstelik bu yıllardır böyle ve eksiği gidermek için kaçak beyanları analize katacak bir çaba yok.”
ZENGİN OLAN, İŞÇİLER
Sönmez, bu yöntemsel çarpıklık nedeniyle ortaya komik manzaralar çıktığını da ifade etti ve şöyle örnekler verdi; “ TÜİK’i ciddiye alacaksak, memurlar ve işçilerin gelirleri, toplam pastanın yüzde 48’ini aşıyor, emekli maaşları pastanın 18’ini oluşturuyor. İşverenler,patronların kârları ise yüzde 13’ten ibaret, çiftçiler yüzde 6 pay alırken gayrimenkul ve borsa rantiyeleri de yüzde 6 paya talim ediyorlar”
“Bir başka karikatürlere konu olacak TÜİK bulgusu da şu” diyen Sönmez, şöyle devam etti. “TÜİK’in en varlıklı yüzde 20’lik kesim olarak tanımladıklarının gelirlerine göz attığınızda bunların yine yüzde 52’sinin maaş-ücret gelirleri, yüzde 15’inin emekli maaşları olduğunu görüyorsunuz. Patron kârları yüzde 17’nin altında kalıyor, rantiye gelirleri ise yüzde 8,5’tan ibaret. Yani TÜİK’e göre memleketin en zenginleri yine iyi ücret –maaş alan çalışanlar ve şanslı emekliler”…
Bu anketin ciddiye alınmaması ve daha sağlıklı yapılması için muhalefet partilerine görev düştüğünü belirten Sönmez, “Halkın vergileriyle böyle saçmalıkların her yıl tekrarlanması, yoksulluk verilerini de güvenilmez yapıyor ve sadece rejime propaganda işlevi görüyor ” dedi.