Mustafa Sönmez

Büyüklük hezeyanına kapılan AKP rejimi, sınırlı da olsa, diş geçiremediği mevzileri fetihte kararlı.  Hırs yapmışlar adeta. Öyle bir hazımsızlık ki, sindirim sistemini bozuyor, yatağa düşürüyor.  Diş geçirilememiş Kürt illeri, Tunceli ve Batı’da İzmir, hedef tahtasından indirilmiş değil. KCK operasyonları ile Güneydoğu’da korku kol salarken Tunceli’de “Dersim mezalimi” üstünden kitlelere kafa-kol çekilmeye çalışılıyor.  Biliyoruz ki, AKP hem yerel hem genel seçimlerde  Tunceli’de başarısız oldu. Bu, başarısızlığını hazmedebilmiş değil. Ne yapmalı? Tunceli ile Tuncelili Kılıçdaroğlu’nun arasını açmalı. Bunun için de samimi bir özür değil, “araçsal bir özür” ile Tuncelilerin hisleri üstüne oynadı RTE…

Sağolsunlar, CHP’liler de bu oyuna bir güzel geldiler. Meseleyi, zamanını ve zeminin yoklamadan, hem de Zaman gazetesinde gündeme getiren CHP’li milletvekili Hüseyin Aygün’e AKP ne kadar şükran duysa azdır. Ya kaosu yönetemeyen, eğip büküp sonunda kendi ayağına kurşun sıkmaya vardıran CHP yönetimine ne demeli?

***

Gelelim İzmir’e…İzmir AKP rejimi için bir yaradır. Son genel seçimlerinde oy oranlarını artırmış olmalarına karşın, İzmir’e tahammül edememekte, özellikle İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin muhalefetin yönetiminde olmasını sindirememektedir AKP rejimi. Oraya da “yolsuzluk-rüşvet” iddialarıyla hamle yapıldı. Özel yetkili savcılığın 2 Mayıs’ta yani 12 haziran seçimi öncesi, başlattığı operasyonun ikinci dalgası da 22 Kasım’da geldi. 80’den fazla belediye bürokratı gözaltında. Genel Sekreter Pervin Şenel Genç, yedi aydır tutuklu. Belediyenin üst düzey yetkilileri, yolsuzlukla ve ihalelerde kamuyu zarara uğratmakla suçlanıyor ama henüz iddianame hazırlanmış değil. Yasaya göre çalışanlar,  çete kurmaktan suçlanıyor.

İzmir ile yeni uğraşılmıyor. Daha önce de Urla’da, Alaçatı’da da soruşturma açıldı, gözaltı ve tutuklamalar oldu. Ama herkes aklandı.

***

Urla’daki nazım plan düzenlemesi nedeniyle Büyükşehir Belediye Başkanı’nın da içinde olduğu yöneticiler hakkında soruşturma açılması yönünde İçişleri Bakanı izin verdi. Başkan Kocaoğlu, “Eğer bir soruşturma açılacaksa bu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı ilgilendiriyor, eski ve yeni bakanlar Eroğlu ve Bayraktar kapsama girer” diye tepki gösteriyor.

AKP’nin yönettiği İstanbul yerel yönetimi yaklaşık 14 milyar TL, Gökçek’in Ankara’sı 5,5 milyar TL, İzmir ise yılda 4 milyar TL harcama yapıyor. İzmir’de yolsuzluğa konu iddialar , durak alımı, konser organizasyonu, okullara dağıtılan sandviç, meyve, süt gibi sosyal hizmetler,  iptal edilen otopark ihalesiyle ilgili ve mali portresi 40 milyon lirayı buluyormuş.
 AKP,  yerel yönetimler arasında tam bir ayrımcılık yapıyor. Kaynakları yetmediği için dışarıdan borçlanmak isteyen ve Hazine’den garantörlük isteyen yerel yönetimler arasında yapıyor ayrımcılığı AKP. Örneğin başta Diyarbakır Büyükşehir olmak üzere Güneydoğu illerinin hiçbirine dışarıdan borçlanmada Hazine garantörlüğü verilmiyor. Ama sıra AKP’li belediyelere gelince Hazine kapı gibi arkalarında.

Aynı ayrımcılık, Hazine’ye ödenemeyen borçlarda geçerli. 2011 sonu itibariyle Hazine’nin vadesi geçmiş alacakları 7,8 milyar TL’yi bulurken borçların yüzde 74’ünü ödemeyenlerin 2 büyükşehir belediyesi ve Ankara EGO’su olduğu anlaşılıyor.

Kaynak:Hazine Müsteşarlığı

Melih Gökçek’in Ankara Büyükşehir Belediyesi Hazine’ye 2,4 milyar TL takmış durumda. Buna EGO’nun 1,7 milyar TL batığını eklerseniz 4,1 milyar TL ediyor ve toplam Hazine alacağının yüzde 52,5’unu oluşturuyor. Hazine’nin öteki batık borçlusu  AKP’nin İzmit Büyükşehir’i. Onların da batakları 1,7 milyar TL ile borçların yüzde 22’sine yaklaşıyor.

Mızrak, çuvala sığmıyor, her şey gün gibi ortada…

Written by Mustafa Sönmez