Zulalar boşalıyor, rezervler eriyor…
Mart ayı cari açığı yine ilginç eğilimler çıkardı ortaya. Bir yandan ekonomide düşük büyümeye rağmen…
2015’in 8 ayı geride kaldı. Bu 8 ayda, dünyada en çok , Türkiye’nin de aralarında yer aldığı, ‘yükselen’, gelişen ülkelerde yaşanan çalkantılar, istikrarsızlıklar, düşük büyüme , sıcak para kaçışı konuşuluyor. Çıkan spekülatif yatırımcının yerel paraaların dolar karşısında yarattığı erozyon, ülkeleri hızla yoksullaştırıyor. Düşen petrol fiyatlarının ardından, düşen öteki maden ve tarım ürünleri, kısaca emtia fiyafları, bu kategorideki ülkeleri sarsmaya devam ediyor.
Hasarın boyutları
IMF, hergün yerel paraların dolar karşısındaki durumunu yayınlıyor. 2015 başından beri yüzde 27 ile 3’üncü en fazla değer kaybeden yerel paranın Türk Lirası olduğu görülüyor. Yıl başında TL, ABD Doları karşısında 2.30 seviyesindeyken ağustos sonu itibarıyla yüzde 27 değer kaybederek 2.92 TL oldu. Bir ara 3 TL’yi de görerek…
Bu 8 aylık süre içinde ABD Doları’na karşı TL’den daha kötü performans gösteren 2 para var. Birincisi, yüzde 29 ile Kolombiya Pezosu, ikincisi, yüzde 28 ile Brezilya Reali. Takip edenler ise yüzde 17 kayıpla Malezya Ringiti, yüzde 15 ile Rus Rublesi.
Durum faizlerde nasıl? Bloomberg verilerine göre, 10 yıllık tahvil faizi yılbaşından beri en fazla artan ülke Türkiye. Yıl başlarken yüzde 8’lerde olan 10 yıllık devlet tahvili faizi, geçen 8 ay sonunda 220 baz puan arttı ve yüzde 10.20’lere çıktı. Peki diğer ülkelerde? Bizde 220 baz puan artarken Peru’da 190, Brezilya’da 160, Kolombiya’da 100, Endonezya’da 95, Şili’de 50 baz puan arttı.
Risk primlerine bakalım …Türkiye’ninki yıl başında 184’tü, Ağustos sonunda 260. Artış yüzde 41. Ama mesela Endonezyada 210 ve artışı yüzde 22. Brezilya’nınki yüzde 50’den fazla yükseldi ama Şili ve Malezya’nınkiler daha düşük.
Fark nerede?
2015 boyunca sıcak para uzaklaştığı için yerel paraları dolar karşısında önemli değer kaybeden, faiz yükselterek yabancı çekmeye çalışan, risk primleri hayli yüksek ülkelerin önemli bir kısmı, enerji ve hammadde ihracatçısı ülkeler… Peru, Şili, bakır fiyatı düşüşünden mağdur, Brezilya, Kolombiya, Kazakistan, Nijerya petroldeki düşüşten…Endonezya, Malezya, Çin’in yuanı devalüe etmesinin ardından zora düştüler…
Ya Türkiye’ye ne oluyor? Ne enerji satıcısı ne de maden,tarım ürünü ihracatçısı…Ne de Çin şle iharacat yarışçısı… Ama bu ülkelerin başına gelenlerin beteri, Türkiye’nin başına geliyor ve gelmeye devam edecek. Bakın neden?
Siyasi risk
Türkiye’den uzun yıllardır ilk kez bu yıl net sıcak para çıkışı var ve bu, Merkez Bankası verilerine göre, ilk 8 ayda 6 milyar doları buldu. 2008 yılının tamamında 4,2 milyar dolar net çıkış olmuştu. Bu yıl 8 ayda bunun 2 milyar dolar üzerinde bir çıkış var ve yıl sonunda 10 milyar dolar net çıkışı bulmasına şaşırmamalı..Hele ki Fed faizi bir şekilde yükseltilirse…
Çok değil , Mayıs ayı sonunda sıcak paranın portföy yatırım stoku 94 milyar dolar iken 21 Ağustosta 74 milyar dolara indi.
Yabancı sıcak paracıları uzaklaştıran ana etmen, iç politik ve jeopolitik risk…Bunlar AKP rejiminden ve onun lideri RTE’nin hal ve gidişinden kaynaklanan ve öteki ülkelerde pek olmayan riskler. Nitekim derecelendirme kuruluşları da raporlarına bunu yazıyorlar. Moody’s diyor ki, “Erken seçimegidilecek olması, Türkiye’nin siyasi belirsizliğini artırıyor ve bu durumda ülkenin kredi görünümü açısından olumsuzluk yaratıyor” …Fitch, “Yeni seçimler, ülkenin yurtiçi ve yurtdışı sıkıntılarını artıran siyasi belirsizliğin devam etmesine yol açıyor” diyor…
Peki yenilenecek seçimler, kördüğümü çözecek mi? Hayır. Tüm anketler AKP’nin savaş konsepti ile kan dökerek, her tür hile- hurda ve seçim hükümeti kurma örneğinde sürdürdüğü ‘çamur siyaset’ çabalarına rağmen, HDP’nin baraj üstü kalarak oyun bozmaya devam edeceğini gösteriyor. Her tür koalisyonu bile hakkındaki soruşturmaları açma ihtimali nedeniyle kabullenemeyen kaçak saray, tek başına Türkiye’nin küresel risk dominantı olup çıkmıştır.
Sarayla olmaz…
Diğer çevre ülkeler,dünyada ekonomik rüzgarların olumlu seyri ile belki yeniden sıcak para, doğrudan yatırım çekebilir, enerji, hammadde kaynaklarını daha iyi fiyattan satarak bellerini iyi kötü, doğrulturlar…Ya Türkiye? Türkiye sırtındaki kaçak saray kamburu nedeniyle içeride huzur vermeyecek ve belirsizlik kaynağı, kaos odağı olmayı sürdürdükçe belini doğrultamayacaktır. Türkiye kaçak sarayı daha uzun süre sırtında taşıyamaz,fırlatıp atmak zorunda hissedecektir ve bu olacaktır, bekleyin göreceksiniz hem de çok sürmeyecek…