Mustafa Sönmez

10.07.2010, Cumartesi
2010’un Ocak-Mayıs döneminde havaalanlarını kullanan yolcu sayısı yüzde 25 artarak 34 milyonu geçti. Ekonomide görece canlanma ve turizm sezonun açılmasıyla birlikte artan iç ve dış hat yolcu seferleri, yolcu trafiğindeki yüzde 25’lik artışta en önemli etkenler.

2009’un ilk 5 ayına göre yaklaşık 7 milyon artan iç ve dış yolcu trafiğinde iç hat yolcularının payı 1 puan artarak yüzde 56’ya çıktı. Havaalanlarının gelişimi açısından bakıldığında İstanbul Sabiha Gökçen’in en hızlı büyüyen havaalanı olduğu dikkati çekiyor. Sabiha Gökçen’in geçen yılın ilk 5 ayında 2 milyon olan yolcu trafiği, bu yıl yüzde 93 artarak 3,9 milyona yaklaştı. Böylece bu alanın toplam trafikteki payı 4 puan artarak yüzde 7,4’den yüzde 11,4’e çıktı ve alan, 3’ncü sıraya yerleşti.
İlk büyük alan İstanbul Atatürk’ün payı yüzde yüzde 36, Antalya’nınki yüzde 15,9.

İstanbul Sabiha Gökçen, yolcu trafiğinde hızlı bir atak yaparken İstanbul Atatürk’ün payı geçen yılın aynı dönemine göre 4 puan azaldı ve yüzde 36’ya düştü. İstanbul’un iki havaalanın geçen yıl 7,2 milyon olan dış hat yolcu trafiği bu yıl ancak 8,7 milyona çıkabildi. Dış hat yolcularının hatırı sayılır bir kısmının TC vatandaşları olduğu da anımsandığında, Avrupa Kültür Başkenti yılı olmasına karşın İstanbul’a henüz beklenen ölçüde yabancı dış hat yolcusu gelmediği bu verilerle de anlaşılabiliyor.

İstanbul Atatürk’ün iç ve dış hatta azalan paylarını Sabiha Gökçen’in aldığı dikkat çekiyor.
Öte yandan ilk 5 ayda Antalya’nın toplamda Türkiye ortalamasını 1 puan geçerek yüzde 26 daha fazla yolcu ağırladığı, yabancı payını geçen yıla göre 800 bin artırdığı görülüyor.
Dördüncü büyük alan Esenboğa’da ise iç hat uçuşlarının daha çok arttığı gözlemleniyor.

—————————————-
Turistte “Komşu”ya Kaldık…
————————————–

Havalanları kalabalıklaşırken, turizmde bir çarpıcı gelişme gelenlerin arasında komşuların ağırlık kazanması. Yılın ilk 5 ayında, geçen aynı dönemine göre 743 bin artan turist girişinin yarısına yakını İran’dan, yüzde 21’i Suriye’den ve yine yüzde 21’i Rusya’dan kaynaklandı. Turist artışında Almanya’nın payı yüzde 7.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın açıkladığı yabancı girişi verileri, 2010’un ilk 5 ayındaki yabancı girişinin 2009’un aynı dönemine göre yüzde 10 artarak 8 milyonu geçtiğini ortaya koyuyor. Kriz yılı 2009’un ilk 5 ayı daha iç karartıcıydı ve 2008’e göre yüzde 1’e yakın düşüş yaşanmıştı. Bu yılın ilk 5 ay girişleri, 2008’in ilk 5 ayını yaklaşık 700 bin geride bıraktı. Bu anlamda “kelle sayısı” itibariyle gidişat olumlu gibi görünüyor. Ama, girişteki artışın kimyası , “komşu”ya kaldığımızı gösteriyor.
İlk 5 ayın 743 bini bulan turist artışları hangi ülkeden diye araştırıldığında, yarısına yakının (yüzde 48) İranlı ziyaretçi girişi ile ilgili olduğu görülüyor. Son 2 yıldır yoğun bir İranlı ziyaretçi akını var. İlk 5 ay itibariyle 2008’de 365 bin olan İranlı ziyaretçi 2009’da 389 bine yakınken bu yıl 740 bine yaklaşmış durumda. Bu, 2008’e göre yüzde 103 artış demek. İranlı ziyaretçilerin payı yüzde 9,2’ye çıkmış durumda.

İkinci dikkat çeken ülke Suriye. Suriye’den ziyaretçi girişi bu yılın ilk 5 ayında yüzde 109 artarak 300 bine yaklaştı ve toplamdaki payı da yüzde 4’e doğru seyrediyor. Üçüncü dikkat çeken ülke ise Rusya.

2008’in ilk 5 ayında 650 bine yaklaşan Rus ziyaretçi krizle birlikte 2009 ilk 5 ayda yüzde 20 azaldı ve 522 bine düştü. Bu yıl ise toparlandı ve 678 bini geçti. Artış geçen yıla göre yüzde 30’a yakın ve Pazar payı yüzde 7’nin üstünde.

Üç komşudaki yüksek artışlara karşılık, geleneksel pazar Almanya’da durum nasıl? Almanya’dan girişler, 2009’a göre toparlanmış görünse de 2008’deki düzeyinin altında ve 1 milyon 260’a ancak yaklaşmış. Oysa 2008’de 1 milyon 292’yi geçmişti. Hala 43 bin gerideyiz yani. Bu durum Almanya’nın Pazar payını da yüzde 15,6’ya kadar düşürmüş durumda.

AB bölgesinde maliye krizi dolayısıyla, kitlelere sıktırılan kemer, belli ki bu yıl turizm harcamalarına, dolayısıyla Türkiye girişlerini de etkileyecek. Dünya kupası maçları da turizme olumsuz etki yaptı gibi. Çevre komşu ülkelerden girişlerin ve harcamaların, olası kayıpları ne kadar karşılayacağını ise yaşayarak göreceğiz.

Written by Mustafa Sönmez