Enflasyondaki Artışı Nasıl Okumalı?
Mustafa Sönmez Mayıs ayı enflasyon verileri, “Şeytan ayrıntıda gizlidir” sözünü haklı çıkarıyor. 445 maddeyi…
İlk 9 ayın büyüme verileri, birçok yorumcunun ezberini bozdu. Soğuk duş benzetmesi yapanlar var. Merkez Bankası Başkanı meteoroloji uzmanı gibi konuşuyor; önce yağış, sonrası günlük-güneşlik…
İran’a altınla ödemeyi ihracat sayıp makyajlanan veriler bile, ilk 9 ayın büyümesinin yüzde 2,6’da kaldığını ortaya koydu. Hükümet gaz vererek son çeyrekte hızlanır, yılı yüzde 3 ile kapatırız, filan diyor ama inandırıcı değil. En optimistler bile yılın kapanışı yüzde 2,5’u geçmez, diyor. Tabii ki altın makyajını kanıksamış olarak…
Altın makyajını dikkate almadan objektif bir büyüme analizi bilim dışı, akıl dışı. Altın ayıklamasını yaptığımızda, 9 ayın büyümesinin yüzde 2,6 değil, yüzde 1’den ibaret olduğu ortada…Bunu 12 Aralık Çarşamba tarihli yazımda uzun uzadıya açıklamıştım.
***
Şimdi gelelim, neden böyle oldu, neden çakıldık, sorusuna …Resmi ağız, iç talepte daralmanın ihracat ile telafi edildiğini, ama bunun da yetmediğini söylüyor. İhracat ile telafi edilme iddiasının içinde altın hile-hurdası olduğu için inandırıcı değil. Milli gelir hesaplarındaki mal ve hizmet ihracatının 9 ayda yüzde 15 artmış görünmesi, altın ayıklandığında yüzde 7’lere geriliyor. Demek ki, altınla şişirilen büyüme, altından ayıklanınca çöküyor ve yüzde 1 çakılma gerçeği kendisini gösteriyor.
2010 ve 2011’in yüzde 9’luk büyüme hızlarının ardından yüzde 4 ile ekonomiyi soğutma, “yumuşak inişe geçirme” planında tam bir başarısızlık söz konusu. Yüzde 4 yerine yüzde 1’e çakılmıştır ekonomi. Bunda da en önemli etken, hane halkının tüketiminin ‘stop etmesi’dir. Hızlı büyüme yıllarında tüketici kredileri, kredi kartı harcamaları ile körüklenen iç tüketim, bu yıl gerilemiştir.
Durgunlaşan ekonomiye dışarıdan kaynak akışı azalmadığı halde, bu kaynak, tüketiciye kullandırılıp tüketim artırılamadı. ‘Yumuşak iniş’in gereği krediler kısılarak, faizler indirilmeyerek tüketim yavaşlatıldı ama bunda da ayar tutturulamamış görünüyor.
Büyümenin detay verileri gösteriyor ki, 2011’in 9 ayına göre tüketim artmadığı gibi, yüzde 0,5 daraldı. Neleri kısmış hane halkı? Birincisi giyime yapılan harcamalar yüzde 9’a yakın gerilemiş. İkincisi otomobil, ev eşyası, mobilya harcamaları kısılmış, yaklaşık yüzde 3,5 düzeyinde gerilemiş bu harcamalar.
Hızlı büyümede yatırımlara yüklenen özel sektör bu yıl yatırım yorgunu. Yatırımlar yüzde 5’e yakın gerilemiş durumda. Ailelerin tüketim azaltması ve özel sektörün yatırım kısmasını, biraz olsun, telafi eden ise devletin tüketim ve yatırım harcamaları olmuş.
AKP iktidarı, rejim inşasını sürdürürken kadroları şişiriyor. Son 9 ayda 300 binin üstünde kamu istihdam artışı oldu. Haliyle maaş harcamaları da arttı. Buna bir de asker-polis harcamalarını ve ‘sağlıkta dönüşüm’ fiyaskosunun yol açtığı harcamaları ekleyin, sonuçta kamu harcamaları yüzde 5’e yakın artış göstererek küçülmeyi telafi etmeye çalıştı. Ama ne pahasına? Bütçe açıklarını büyütmek pahasına…
***
Üzerinde durulması gereken bir nokta da dramatik küçülmeye rağmen dış kaynak girişinin özellikle Haziran-Eylül döneminde azalmayıp artmasıdır. Yılın 9 ayının toplamında gelen dış kaynak (net) 51,3 milyar dolardır. Bu, hızlı büyüme yılı 2011’den sadece 4,1 milyar dolar ya da yüzde 8 düşük bir akıştır, o kadar. Gelen dış kaynağın önemli bir kısmı devlet borç kağıtlarına yönelmiş, hatırı sayılır bir kısmı (16,5 milyar doları) da Merkez Bankası’nın rezervlerini beslemiştir.
Bu yılı yüzde 1 dolayında gerçek, yüzde 2,5 dolayında altın makyajlı büyüme ile kapatması muhtemel iktidarın, bu yere çakılmış ekonomiyi yeniden nasıl uçuracağı büyük bir soru işaretidir. İhracata dönük büyümeye hem ihracatın kimyası uygun değil, hem de dışarısı kara kış!.. ABD, mali uçurum ile dünyayı kasmaya hazırlanırken AB zor bir yıla daha hazırlanmaktadır. ABD’nin tehditleri sonucu İran’a altın yalanının da sonuna gelinmektedir…Kredi musluklarını açıp, faizi düşürüp halkı yeniden borçlandırıp tüketimi kamçılama, oradan çakılan uçağı havalandırma o kadar kolay olacak mı? Resim gerçekten de başlıktaki gibidir;
Vatandaş stop, ekonomi stop…