Çiftçi küstürüldü, gelecek endişe verici (Al Monitor, Şubat 4, 2019)
Türkiye’nin gündeminden enflasyon, özellikle de gıda enflasyonu hiç eksik olmuyor. Çarşı pazarda el yakan fiyatların,…
2013 Mayıs ayı, hem dünya, hem Türkiye ekonomisi için bir kırılma ayı oldu. 17 Aralık 2013sonrasında ise Türkiye ekonomisi, dış rüzgârlara ek olarak AKP-Cemaat çatışması ile patlayan politik krizin etkisi altına girdi. Böyle bir durumda, Türkiye ekonomisi için yaşamsal önemi olan yabancı yatırım girişi nasıl gelişti, kısa vadeli yatırımları olan yabancıların tutumu ne oldu ve bu, döviz fiyatlarına ne yönde etki yaptı, ileride nasıl etkileyecek? Bu sorular, hemen her gün tartışılıp konuşuluyor. Özellikle dövizle borcu olan, ithalat- ihracat yapan ya da dövizle harcaması olan herkesi yakından ilgilendiriyor.
GİRİŞ YAVAŞLADI
2013 Mayıs’ında FED Başkanı Bernanke’nin, ABD’nin “çıkış” planı ile ilgili konuşmaya başlaması, tahvil alımlarını azaltarak bu adımı atacaklarına dair niyet beyan etmesi, Türkiye’nin de dahil olduğu “yükselen” ülkeler”e, ehveni şer koşullarda park etmiş yabancıların bir anda yüzlerini ABD’ye dönmelerine yol açtı. Mayıs’tan başlayarak Türkiye; Brezilya,G.Afrika,Endonezya gibi ülkelere yabancı yatırım girişi azalmaya başladı. Hiç gelmedi değil, hızı yavaşladı. Bu da anında döviz fiyatlarına yansıdı ve dolar hızla değer kazanmaya başladı.
Merkez Bankası dün Kasım ayı cari açık verilerini yayımladı. Bu son verileri dikkate alarak yabancı yatırım trafiğine bakıldığında, Mayıs-Kasım döneminde yabancı yatırım tutarının 21 milyar dolar dolayında kaldığını, oysa 2012’nin aynı döneminde yatırımın 50 milyar doları geçtiğini görebiliyoruz. Bu, 50’den 20’ye önemli bir yavaşlamayı işaret ediyor.
Kaynak TCMB veritabanı
2012’nin Mayıs-Kasım döneminde giriş yapan 50 milyar dolarlık yabancı yatırımı, cari açığı finanse ettiği gibi döviz rezervine takviye yapıyordu. Nitekim, o zaman diliminde rezervlere 20 milyar dolara yakın bir katkısı olmuş yabancı girişlerinin. Ya 2013 Mayıs-Kasım’ında? Aynı rüzgârın sürmediğini görüyoruz. Bu dönemde yabancı yatırım girişi cari açığı karşılamaya yetmediği gibi, yastık altında tutulan, yurt dışında alıkonan dövizin (net hata-noksan) açığı kapatmak üzere getirildiğini ve bunun 9 milyar doları bulduğu görülüyor. Rezervden de 1 milyar dolarlık bir takviyeye ihtiyaç duyulmuş açığı finanse etmek için. Bu durum, yabancı kaynak girişinde önemli bir yavaşlama olduğunu, 5’lik vitesin 2’ye kadar düştüğünü gösteriyor.
Doların 1.80 TL dolayında seyrettiği Mayıs 2013 başında FED rüzgârıyla önce 1.90 TL’ye, oradan 2 TL’ye ve nihayet 2013’ü bitirirken 2.20 TL’ye çıkmasında, bu yabancı yatırım girişindeki azalma elbette etkili oldu, politik krizin büyümesi ile sorunun artacağı söylenebilir.
YABANCI ÇIKTI MI?
Bu arada hem dışarıdaki hem de içerideki ekonomik iklimin üstüne, 17 Aralık ile birlikte Türkiye’de politik iklimin değişmesi, yabancıların çıkışını hızlandırdı mı? Veriler, yabancı yatırım girişinde azalma olmakla beraber, yabancıların portföylerini boşaltıp gittiklerini henüz pek göstermiyor.
Kaynak:TCMB, BDDK
Yabancı yatırımcıların, getirdikleri dövizi, TL’ye dönüştürerek hisse senedine, devlet tahvillerine yaptıkları yatırımlar ile Türk bankalarına mevduat olarak yatırdıklarının toplamı Haziran 2013’te 145 milyar dolara yaklaşıyordu. Doların hızlı değer kaybı sırasında TL’den çıkamayan yabancıların portföy değerleri düştü ve 2013 sonuna gelindiğinde bu nedenden dolayı portföy yatırımları toplamı 130 milyar dolara düştü. Bu 15 milyar dolarlık azalışı, yabancıların çıkışından çok, TL üstünden yatırımlarının doların değerlenmesiyle erimesine yormak gerekir.
Politik krizin alevlenmesi, derinleşmesiyle yabancı yatırımcı girişinin daha da yavaşlayacağını, kısa vadeli yatırımcının da kurda bir gevşeme ile dolara dönüp çıkabileceğini söylemek mümkün. Buna karşılık düşük büyümeye rağmen belli bir meblağda katılaşan cari açığın ve önümüzdeki 12 ayda 165 milyar doları bulan dış borç geri ödeme yükümlülüğünün dövize talebi artıracağı, bunun da kuru yukarı itmeye yol açacağı söylenebilir.