Mustafa Sönmez

Neoliberal-tutucu AKP iktidarlarının en önemli hedeflerinden biri yabancılara –karşılıklılık şartıyla- Türkiye’den ev, arsa, ofis, kısaca gayrimenkul satmaktı. Büyük işler yapılacağını umuyorlardı. Büyük paralar…İspanya örnek alınıyordu. Oralarda yapılan yazlıkları Almanlar, İngilizler kapış kapış alıyorlardı. Türkiye niye aynısını yapmasındı ki…Finans merkezi yapacakları “küresel kent” İstanbul’dan daire, ofis almak için kuyruğa girilecekti. Kıyılarda, Antalya’da, Bodrum’da, Kuşadası’nda herkes kapış kapış yazlık daire, villa alacaktı. Bağ-bahçe ne olursa kapışacaklardı. İyi sıhhatlerde olsun, özellikle Kemal Unakıtan ağabeyleri pek umutvardı bu konuda.

***

Önce hukuki engelleri kaldırmaya koyuldular. Tapu Kanunu’nun 35. maddesi değiştirilerek, 19 Temmuz 2003 tarihinden itibaren yabancılara gayrimenkul satışına  imkan tanındı. Bu düzenleme ile özellikle güneyin kum-deniz-güneş kentlerinde inşaat ve gayrimenkul faaliyetleri önemli ölçüde canlandı. Yabancıların daha önce hülleli mülk edinme işlemleri artık hukuki zemine oturtulabilirdi.  Alanya, Antalya, Bodrum emlak satışında önde gidiyordu.İstanbul’da ise farklı bir yabancı müşteri grubuna pazarlamalar yapılıyordu.

Kaynak: TCMB ödemeler dengesi verileri ve Kültür,Turizm Bakanlığı verileri

 

2003’te 1 milyar dolarlık emlak satışı yapıldı. Yabancılara satışın hukukiliği Anayasa Mahkemesi’ne kadar gitti ve Anayasa Mahkemesi tarafından yasal düzenleme iptal edilmesine edildi ama , yeni yasal düzenlemelerle yabancılara gayrimenkul satışı devam ettirildi. 2004 satışları 1,4 milyar dolara çıktı . Esas hızlı satışlar ise 2006-2008 döneminde oldu. Yıllık satışlar 3 milyar dolara yaklaştı. Bu, aynı yılın turizm gelirlerinin yüzde 20’sini geçiyordu.

***

2009 kriziyle birlikte, yabancılara emlak satışı da hız kesti. 2009’un satışları kriz öncesi yılların yüzde 60’ını ancak buldu. Bu azalmada, özellikle Avrupalı alıcıların küresel kriz nedeniyle yaşadıkları iştah kesilmesi etkili oldu. Finansal kriz yaşanan ülkelerde konut kredilerine getirilen kısıtlama, yabancıların taleplerinde düşüşe yol açtı. Ayrıca istihdam düşüşü, iş kayıpları, belirsizlik Türkiye’den emlak taleplerinde azalmayı getirdi.

Krizden çıkış yılı sayılan 2010’da, yabancı taleplerinde kısmi bir toparlanma da yaşandı. 2010’un toplamında satışlar 2,5 milyar doları bulduysa da kriz öncesinin 3 milyar dolar mertebesine yeniden kavuşamadı.

20117in  ilk 5 ayına baktığımızda ise durumun 2010’dakinden çok farklı olmadığı anlaşılıyor. 2010’un ilk 5 ayında 770 milyon dolarlık satış yapılmışken bu yılın ilk 5 ayında da satışlar ona yakın, 761 milyon dolar.

***

“AKP devri” denilebilecek 2003’ten bu yana, yabancılara ev, arsa, ofis benzeri gayrimenkul satışlarının toplamı 18 milyar dolara yaklaşıyor. Bu, aynı dönemde yabancı turistlerin Türkiye ziyaretlerinde yaptıkları turizm harcamalarının  yüzde 10-12’si tutarında bir meblağ, ama yine de az sayılmaz. Esas mesele, özellikle İstanbul’da yabancıları da hedefleyerek inşa edilip stoklanan her boydan ve soydan konut, ofis inşaatlarında.

Bunlara beklenen talep gelmezse, işte o zaman seyreyleyin gümbürtüyü…

Written by Mustafa Sönmez