Treasury borrowing aggravates Turkey’s interest rate woes (Al-Monitor, June 28, 2017)
Summary Ankara’s pressure on banks to lower interest rates has taken a menacing tone, but…
Mustafa Sönmez
AKP hükümeti, 12 Eylül’de halkoylamasına sunacağı Anayasa değişikliği paketinin kadınlarla ilgili 10. Maddesiyle, kadın-erkek eşitliğini sağlamak için önemli adımlar attığını, “kadınlara pozitif ayrımcılık getirdiğini” savunuyor. Kim inanır ? Hatırlayın: Sözün muhterem sahibi, kadınları üç çocuk doğurmakla görevli sanan bir zihniyetin baş temsilcisi RTE’dir.Hatırlayın: Demokratik açılım adını verdikleri süreç ile ilgili olarak kadın örgütlerini toplantıya çağıran RTE, kadınla erkeğin eşit olmadığına inandığını açıkça söylememiş miydi? AKP’li Rize Belediye Başkanının küstah önerisini hatırlayın: Kürt kadınlarını evlenilecek ikinci, üçüncü, eş olarak gören bu zihniyet, bu yolla “hasımlığı hısımlığa” dönüştürme sivri zekalılığını sergiliyor görünürken aslında AKP’ye hakim olan ırkçı bilinç altı, diline vuruyordu.
***
Kadınlar, AKP iktidarı ile , her şeyden önce, ekonomik bağımsızlıklarını kazanamıyor, eve mahkum ediliyorlar. Sekiz yıldır iktidarda olan AKP hükümetinde vardığımız yeri sayılarla hatırlatalım: 15 yaşın üstünde 27 milyon kadın nüfusumuz var.Ama bunların ancak 7,5 milyonu yani yüzde 29’u işgücüne dönüşebiliyor, kalan 19,5 milyon, evlere tıkılıyor. İş bulmaya çıkan kadın da hemen iş bulamıyor. 1 milyona yakını “resmi” işsiz. Tarımda “ücretsiz aile işçisi” olarak çalıştırılan kadınların sayısı 3 milyon ve bunlar güvencesiz. Tarım dışındakilerin de yüzde 25’i güvencesiz. 1 milyona yakın kadın çalışanın SSK’sı yok. Böylece tarımda ve tarım dışında çalışan 4 milyon kadının herhangi bir güvencesi yok…
***
AKP, 8 yıldır işbaşında ama SSK’lı kadın ücretli oranı genelde dörtte bire bile çıkamamış. Haziran 2010’da 9,6 milyon olan sigortalıların ancak yüzde 24’ü kadın ücretli. Bazı kentlerde adeta kadınlar cezalandırılıyor , onlara iş verilmiyor. AKP’nin koyu taassubunun çöktüğü bazı iller var ki, gelişen , istihdamı artan iller ama kadına iş vermiyorlar, SSK’lı kadın ücretli oranı yüzde 13-14’lerde.
Haziran 2010 itibariyle 187 bin SSK’lı çalışanı olan Konya’da kadın ücretlilerin oranı yüzde 14 bile değil. 151 bin SSK’lı çalışanı olan Kayseri’de yüzde 15’in biraz üstünde. Ya G.Antep’e ne demeli? SSK’lıların ancak yüzde 15’i kadın. Zonguldak maden şehri, belki kadına uygun iş yok, ya Hatay ? Kadın ücretli oranı yüzde 16. Diyarbakır’da kadın SSK’lı toplamda ancak yüzde 16,5 paya sahip. Durum, Afyon’da, Malatya’da, Sakarya’da, Hatta Balıkesir, Samsun, Trabzon’da farklı değil.
Görece yüksek istihdamı olan ama en az kadın çalıştıran 13 Anadolu ilindeki SSK’lı kadınlar, 2,3 milyon olan kayıtlı kadın ücretlilerin yüzde 10’u ancak. İstanbul, Ankara, İzmir’de de durum matah değil; kadınların oranı yüzde 27-28’i ancak buluyor. Ama yine de Konya’da Kayseri’de bunun yarısına düşmesi nasıl açıklanır?
Bu Anayasa, kadına yönelik ayrımcılığa hiçbir önlem getirmiyor, kadınların yüzde 71’inin işgücüne katılımını engelleyen şartları değiştirecek, kadına ekonomik özgürlüğünü verecek bir iyileştirme öngörmüyor. Kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması ve engellenmesi de es geçiliyor. Anayasa değişikliği paketinde kadın-erkek eşitliğinin fiilen hayata geçmesi için alınması gereken sosyal, hukuksal, siyasal ve kurumsal özel önlemler ayrıntılı biçimde yer almalıydı, yok…
Kadına engelliler, yaşlılar gibi “korunmaya muhtaç kesimler” kategorisinde yer veren bir zihniyetin, kadın sorunlarında samimi olması mümkün mü? Kadınların toplumsal hayatın çeşitli alanlarında gelişimini sağlayacak, başta çalışma, çocuk-yaşlı bakımı, sağlık ve şiddetten-gericilikten korunma hakları, tüm sosyal-siyasal ve kültürel hakları, hiç biri, evet hiç biri, anayasal güvence altında değil.
O zaman kadınlar bu Anayasa’nın nesine, neden “evet” diyecekler? Dememeli, kadın kadının koluna girerek sandık başına gitmeli ve esaslı bir Hayır mührü basmalı, toprak rengi zemine. Kadını yok sayanları toprağa gömmeli.
Yarın, o gündür.