Libya’nın Çöl Fırtınası…
Mustafa Sönmez2010’un şamatalı yüzde 8 büyümesini ancak tarihi 48,5 milyar dolarlık döviz (cari) açığı ile…
Dolar kuru, beklendiği gibi kısa sürede 1.50 TL bandından 1.40 bandına, oradan da 1.30 TL bandına indi. Düşüş sürer mi, sürer. En azından Ekim sonuna kadar bu böyle gider. Merkez Bankası verilerine göre, bu yılın ilk 6 ayının sonunda sıcak paranın hisse senedine yaklaşık 2,5 milyar dolar, devlet iç borçlanma senetlerine (DİBS) 9,5 milyar dolar, banka mevduatına da 10,5 milyar dolar yatırdığı anlaşılıyor. Bu, toplamda 6 ayda 22,5 milyar dolarlık bir giriş demek. Akışın, Ekim’de de sürdüğü biliniyor.
Sıcak parayı böylesine çeken ne? Tabi ki kar. AKP iktidarının izlediği para politikası, sıcak para için Türkiye’yi mükemmel bir adres durumuna getirmiş durumda. Ne mi kazanıyor sıcak para? Diyelim ki, yıl başında 10 bin dolarlık sıcak para geldi ve devlet kağıdı aldı. Eylül sonunda TL bazında getirisi yüzde 6,2. Dolar kurundaki düşüşü de dikkate alırsanız dolar bazında 9 aylık getirisi yüzde 9,5. Yani 2009 yılı sonunda Türkiye’ye getirilerek DİBS’lere yatırılan 10 bin dolar , Eylül sonunda 10 bin 950 dolara, neredeyse 11 bin dolara çıktı. Nerede var böyle kar? Ya da sıcak para, Türkiye’deki bir bankaya mevduat olarak gelmiş olsun. Türk lirası banka mevduatında tutulan sıcak para da bu yılın ilk dokuz aylık döneminde dolar bazında yüzde 11 kar elde etti. 2009 yılı sonunda TL mevduata yatırılan 10 bin dolar Eylül 2010 sonunda 11 bin 100 dolara çıktı. Nerede var böyle kar?
Borsada, hisse senetlerinin bu yılın ilk dokuz ayında TL bazında artışı yüzde 24,5. Aynı dönemde dolar kuru da yüzde 3 oranında azaldığı için, İMKB’nin dolar bazında dokuz aylık getirisi yüzde 28,3 olarak gerçekleşti. Diğer bir ifadeyle 2009 yılı sonunda Türkiye’ye getirilerek hisse senedine yatırılan 10 bin dolar, Eylül sonunda 12 bin 830 dolara kadar yükseldi.
***
Bu kadar kazandıran bir ülkeye sıcak para girişi hiçbir engelle karşılaşmıyor. Asya ülkelerinin, Brezilya’nın, ülkemizin üretimini, istihdamını olumsuz etkiliyor diye uyguladıkları sınırlamalarla karşılaşmıyor. Merkez Bankası, enflasyonu düşürmeye yardım ediyor diye, TL’yi aşırı değerlendiren sıcak para girişine karışmıyor. Sıcak para girişi ile şu sıralar artık 1.30 TL bandına inen dolar kuru, ithalatı kamçılıyor, içeride sahte bir bahar yaratıyor.Hükümet de bu afyonlamadan memnun. Dışarıdan 260 milyar dolar döviz üstünden borçlanmışlar memnun. Memnun olamayan kim? İhracatçılar, turizmciler.Yani dışarı mal ve hizmet satanlar. Onların da ağlayıp sızladıkları makam yine Hükümet…Hükümette, Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, izlenen kur politikasından şikayetleri dile getiriyor. En son dedi ki CNBC-e’ye, “Ekonomistlerin tartışmasına açmak istiyorum. Enflasyonla mücadele eden ülkelerde enflasyon düşerken paralarının değeri de düşüyor. Para Politikası Kurulu’nun yanlış uygulamalarından faizin yüksekliğinden TL değerlenmiştir. Bu konuda Türkiye tek örnek, fiyat istikrarını ana hedefi olarak belirleyen Merkez Bankası enflasyonu indirirken bilerek mi TL’yi değerlendirmiştir” Bakan, aslında cevabı biliyor… Evet , taammüden TL’yi değerlendirmektedir MB…Merkez Bankası’nın bağımsızlığının Türk ekonomisinden bağımsız olamayacağını söyleyen Çağlayan, enflasyon hedeflemesinin yeniden gözden geçirilmesi için Bakanlar Kurulu’na teklif götüreceğini eklemiş. Bence havasını alır, hatta RTE’den zılgıt yer…
Bu arada, şikayetçi ihracatçılar, niye şikayetlerini hala iktidara götürüyor da CHP’nin kapısını çalmıyorlar, cevabını bilen var mı?