Hükümet, Avrupa deplasmanında. RTE, AB için Brüksel’de; bazı bakanları Davos’ta ve Cenevre’de olacaklar. Brüksel ve Davos’ta Avrupalılar, bire bir görüşmelerde çok soru soracaklar ama her soruya cevap alabilecekler mi, belli değil. Aynı şey Cenevre’de de olacak ve belki de çok terletecek…

Öyle bir zamana denk geldi ki görüşme, karne kırıklarla dolu…İçeride Cemaat ile kavga dizboyu, HSYK hukuksuzluğunun dumanı üstünde. Hükümetin Cemaat’e dönük her hamlesine, aynı anda Cemaat’ten bir karşılık geliyor. Her saat, yeni bir gelişmeye gebe. Bu siyasi kavga, anında ekonomiye yansıyor ve temel gösterge olarak gözler hep döviz kurunda, dolarda. Politik yangına hiçbir radikal kararın kâr etmeyeceğini bilen Merkez Bankası toplanıyor ama faiz artışı bekleyenler, boşuna bekleyecekler, çünkü böyle bir karar alınmayacağı gibi, doların önünü hangi kabadayı faiz artışı kesecek?

BRÜKSEL’DE…

RTE,  Brüksel’de Avrupa’nın üç ana kurumunun başkanlarıyla bir araya geldiğinde neler olacağını doğrusu herkes merak ediyor.  RTE’ye kalsa, böyle bir zamanda, bu kırık karne ile bir de  AB’de sözlü sınava çıkmanın hiç zamanı değildi ama önceden kararlaştırılmış bir buluşma bu. Müzakerelerde yeni başlık açılması ve vize anlaşması imzalanmasıyla Türkiye-AB ilişkilerinde yeniden kazanılan ivmeyi “taçlandırmak” üzere planlanmış bu buluşmaymış bu, gelmemek olmazdı.

Oysa RTE’nin sırtında  Gezi’deki polis rezaleti, ardından da 17 Aralık yolsuzluk rezaleti var. Ne beklersiniz? Sorulan sorulara halim-selim, makul yanıtlar veren sakin, uygar bir RTE mi? Yoksa Kasımpaşalı edasını takınıp kaşını gözünü devirip AB’lilere haddini bildiren bir RTE mi? Elbette ikinci. Ne HSYK’da devrilen çamların hesabını vermeye yanaşacaktır ne de Gezi’de devirmeye çalıştığı meşelerin,ıhlamurların…Herkes işine baksın, haddinizi bileceksiniz, deyip gürleyecektir ve o afra tafra ile “biatsa biat” diyen yalakaları tarafından Atatürk Havalimanı’nda karşılanacak, ‘Öl de ölelim Brüksel’i yıkalım’ sloganları ile karşılanacaktır, hiç şüpheniz olmasın…

DAVOS’TA…

İsviçre’nin Davos’unda 22-25 Ocak arası gerçekleştirilecek Dünya Ekonomi Forumu, sözlü sınav salonlarından bir başkası ve oraya da  RTE’yi davet ettiler ama gitmeyecek. O kadar da uzun boylu değil. Oysa  Forum’a katılacak 40’dan fazla lider arasında BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, Brezilya Cumhurbaşkanı Dilma Rousseff, İngiltere Başbakanı David Cameron, Japonya Başbakanı Şinzo Abe de yer alacakmış. RTE gelmeyince Türkiye’yi temsilen Davos’ta yakın çevresi olacakmış. Kimler?  Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Kadir Topbaş, Borsa Başkanı ,Genel Müdürü, pek çok işadamı …

Anadolu Ajansı, Forum’un Avrupa Başkanı N. Davis’e, “ Türkiye’nin 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisi içerisinde olma hedefini” sormuş. Adam da ne desin, yuvarlamış; “Doğal olarak Türkiye’nin 2023 yılında dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi içerisine girmesini ekonomik büyüme oranlarına bağlı bulunuyor. Sabit bir oran olmamakla birlikte, bu biraz da en büyük ilk 25 ülkenin hangi hızda büyüme kaydedeceğine bağlı” demiş. Ne desin?  “Kardeşim, ne ilk 10’u,  şu anda dünyanın en kırılgan ülkelerinin başındasınız, hiç dönüp göstergelerinize bakmıyor musunuz?”  diyecek hali yok ki…Çok değil, 2 yıl önce Babacan, Hürriyet’in binasındaki bir toplantıda şöyle anlatıyordu;  “Dış toplantılara gittiğimizde bizi uyarıyorlar, kardeşim çok mütebessümsünüz, herkes kan ağlıyor, biraz ağzınızı toplayın, diye” (*) … Şimdi aynı zevat Davos’ta ağzı kulaklarında dolaşabilecek mi acaba? Hele ki kulaklar sürekli Türkiye’deki piyasalardaysa… Mesela dolar kurunun 2.25 TL’yi, CDS’lerin 250’leri bulduğu haberleri gelirken…

jji.

CENEVRE’DE…

Bir sözlü sınav da Cenevre’de var. Aylar önce tasarlanan ve birkaç ertelemeden sonra 22 Ocak’ta yapılması kararlaştırılan Suriye ile ilgili Cenevre-2 konferansının akıbeti belli değil. Esad yönetiminin katılmayı kabul ettiği bu uluslararası konferansa Suriye muhalefetini temsilen  Suriye Ulusal Koalisyonu(SUK) temsilcileri katılacak mı, henüz muallak. Suriye’de çözümü savaşla bulmak mümkün değil.  Siyasi çözüm, tek yol. Kaldı ki, ÖSO şimdi El Kaide’ci gruplarla (IŞİD, El Nusra gibi) savaşmak zorunda kalıyor. Yani Esad kadar, El Kaide de onlar için tehlike…
Cenevre’de, Türkiye’den sözlüye çıkacak kimselere, Allah kolaylık versin. Türkiye, Esad yönetimi kadar ÖSO tarafından da sözlü sorulara muhatap kalacağa benziyor. Her gün silah-mühimmat yüklü  TIR’lara MİT eskordluğu ile  ilgili haberlerin patladığı bir ülke temsilcisi olarak, onca şaibe ve şüphe bulutları altında,  kime, ne cevap yetiştirilecektir, merak konusu…

(*)Söz konusu toplantıda konuşulanları merak edenler ,18/11/ 2011 tarihli Milliyet’ten, Güngör Uras’ı okumalılar..

Written by Mustafa Sönmez