RTE, tabakta; sen rejimi salla…
Kuzey Afrika gezisi bir tesadüf müydü bilinmez ama, RTE’nin uzaklaşması fırsat bilinerek aleyhe dönmüş kamuoyunu…
Mustafa Sönmez
Öyle görünüyor ki, 12 Haziran yaklaştıkça, siyasi partilerin seçmene yönelik mesajlarında ekonomi, ya da iş-aş, büyüme, sosyal güvence gibi öğeler daha çok ön plana çıkacak. 16 Nisan’da açıklanan AKP’nin seçim bildirgesinde, ekonomi, o çerçevede de projeler ağırlıktaydı. CHP de, bugüne kadar açıkladığı Aile Sigortası, Doğu-Güneydoğu ve önceki gün açıklanan ekonomi programında yine iş-aş, sosyal adalet, büyüme ögelerini ön plana çıkardı.
Hem AKP, hem CHP, ufuk çizgilerini 2023’e, yani Cumhuriyetin 100.yıldönümüne kadar uzatıyorlar. MHP’ye sorulursa, 2023’ün patenti zaten onlarda…Bundan 12 yıl sonrasına ilişkin hedefler telaffuz etmek, anlaşılan, daha etkileyici, daha güven verici bulunuyor.
***
AKP’nin seçim bildirgesine hakim olan unsur, büyük kent, özellikle İstanbul kent rantı. AKP, 2023’e kadar kişi başına geliri 25 bin dolara kadar çıkaracak, işsizliği yüzde 5’lere indirecek büyüme hedeflerine yer verirken, seçmeni, çeşitli projelerle bezenmiş bir İstanbul büyümesi ile cezbetmeyi tercih etmiş görünüyor. İstanbul’un akciğerlerine, orman ve tarım arazilerine kurulacak iki uydu şehir, 3.boğaz köprüsü, kara taşıtları için tüp geçit, üçüncü havaalanı, sağlık kampusları, Galataport, Haydarpaşaport gibi projelere bir de 27 Nisan’da açıklanacağı söylenen “Çılgın proje!..” eklenecek. Bu projelerin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi için hazırlanan Çevre Planı’ndan olduğu gibi alınıp AKP seçim bildirgesine taşındığını, geçerken ekleyelim(*).
AKP için, İstanbul’un henüz tüketilmemiş kent rantına abanmak, onu köpürtmek ön planda. İstanbul kent rantı baş rolü alırken, İzmir, Ankara ve diğer büyük kentlerin rantları üstüne de hesaplar var ve önümüzdeki yılların sermaye birikimi kurgusu, ağırlıkla kent rantı üstüne kurulu ve bu kurguda kamu arsalarının özelleştirilerek yerli-yabancı şirketlere devri önem taşıyor.
***
CHP’nin açıkladığı ekonomik program da ufkunu 2023’e kadar uzatıyor ve yıllık yüzde 7’lik büyüme gibi iddialı bir hedefe sahip. CHP, bugün 10 bin dolar dolayındaki kişi başına gelirin, Cumhuriyetin 100’ncü yılında, 2023’te 31 bin dolara çıkarılmasını öngörüyor.
CHP, bekleneceği gibi, AKP iktidarında ekonomik büyümenin inişli-çıkışlı bir seyir gösteren oynak yapısına, dış kaynağa bağımlılığına ve büyük cari açıklar veren kırılganlığına dikkat çekiyor. Büyümenin istihdam dostu olmadığına, sanayisizleşmenin hızlandığına, ithalata bağımlılığın arttığına, işsizliğin azalmak yerine artırdığına da vurgu yapılıyor. Bu sorunlu yapının işsizliği daha da artırdığı ve gelir uçurumunu derinleştirdiği CHP’nin temel eleştirisi.
CHP, istikrarlı bir büyüme için kamunun maliye politikaları ile bölgesel yatırımlarla, altyapı yatırımlarıyla aktifleştirilmesini öneriyor ve dünya konjonktürünün de bu yönde değiştiğine dikkat çekiyor. Büyümeyi dışa açık kurgulayan CHP, bilgi ekonomisine geçişi ve yaratıcılığı da esas almak gerektiğine işaret ediyor. Dış kaynağa aşırı bağımlı bir ekonomik büyümeye alternatif olarak iç tasarrufları artırmayı öneren CHP, bugün yüzde 15’lere inmiş iç tasarrufların milli gelire oranını yüzde 20’lere çıkarmayı amaçlıyor. Bu, vergi yapısının da yeniden kurgulanması demek. İstikrarlı büyüme ivmesinin yakalanması ile işsizliğin de azalacağını, özellikle istihdam dostu bir yaklaşımı teşvik edeceklerini belirten CHP’nin ekonomi kurmayları, bugün yüzde 12 basamağına yerleşmiş işsizliği 2015’te yüzde 8,5’a indirmeyi hedefliyorlar. 2015 için öngörülen ihracat ise bugünkü değerinin (114 milyar $), yüzde 115 üstünde ve 245 milyar dolar. 2023 için öngörülen ihracat hedefi ise tam 650 milyar dolar. Yani TİM’in hedefinin 150 milyar dolar üstünde.
CHP’nin ekonomik programının en önemli ayağı ise , aile sigortası ve diğer sosyal devlet uygulamaları.
***
Parti programları, tabi ki seçmene dönük bir mesajlar manzumesi. Sayıları 50 milyona yaklaşan seçmenlerin üçte birine yakını ücretli sınıf. Seçmenlerin yüzde 9’a yakınını işsizler ve yüzde 7 sine yakınını da emekliler oluşturuyor. Bu kesimin iş-aş ve güvence, en büyük sorunları. Seçmenin yüzde 23’ü de ev kadını ve mutfak idaresi, bu kesimin en büyük sorunu. Böyle bakınca, seçmenin dörtte üçlük bu kesiminin AKP iktidarı dönemlerinde iş-aş, güvence beklentilerine yeterince karşılık bulduğunu söylemek kolay değil. AKP, iki seçim döneminde denenmiş ve yaptığı, yapamadığı sınanmış bir parti. CHP ise denenmemiş, çözülmemiş sorunlara yeni çözümler öneren bir parti. Kendini daha iyi anlatabilirse, güven kazanırsa seçmenden denenme şansını elde edebilecek.
Sonucu, tabii ki, seçmenin kararı tayin edecek.
(*)Sözkonusu dökümana ulaşmak için: http:// ww.ibb.gov.tr/tr-TR/Documents/ISTANBUL_CDP_GENEL_BILGI.pdf