Mustafa Sönmez

24.03.2010, Çarşamaba
Her geçen yıl biraz daha endüstrileşip, ticarileşen futbolda, bekleneceği gibi genel eğilim, paranın topa hükmedeceği. Endüstrinin ana yatırımı, işgücüne, yani futbolcuya yapılıyor. Ne kadar nitelikli, usta futbolcuya yatırım yapılır, istihdam edilip oynatılırsa, şirket(kulüp) o kadar başarılı oluyor. Bu, bir genel kural ve özellikle Avrupa’da büyük reklam geliri, naklen yayın geliri, maç hasılatı, lisanslı ürün satışları, futbolcu satışları ile dev gelirler sağlayan kulüpler, kendi liglerinin ve hem şampiyon kulüpler hem UEFA gibi kulvarların en başarılı takımları oluyorlar.

Futbol takımlarının değeri, bünyelerindeki futbolcuların bonservis değerleri ile ölçülüyor. Transfermarkt.de isimli sitenin verilerine göre, ülke liglerinin toplam değerleri, ülkelerin futbol endüstrileri arasındaki farkı da ortaya koyuyor. Bekleneceği gibi, futbolun beşiği İngiltere birinci ligi, 2,8 milyar Avro piyasa değeri ile ilk sırada. İkinci sıradaki İspanya birinci liginin piyasa değeri 2,3 milyar Avro, üçüncü İtalya’nınki 2,2 milyar Avro, ördüncü Almanya’nınki 1,9 milyar Avro. Beşinci sıradaki Fransız birinci liginin piyasa değeri 1,3 milyar Avro. Bu ilk 5’i küçük farklarla Rusya ve Türkiye ligleri izliyor. Rusya’nınkinin piyasa değeri 635 milyon Avro, Türkiye’nin Türkcell Süper Ligi’nin 18 takımının piyasa değeri 630 milyon Avro…

Böyle bakılınca, Türkiye’nin Avrupa’nın ilk 7’si arasında olması , futbol endüstrisine az-buz para yatırılmadığını ortaya koyuyor. Ama yine de İngiltere, İspanya, İtalya takımlarının yatırımlarıyla, yıldız futbolcuları ile boy ölçüşmek mümkün değil. Örneğin süper star Barselona’lı Messi’nin tek başına piyasa değeri 80 milyon Avro ve bu tek başına Beşiktaş kulübünün 27 futbolcusunun değerinin yüzde 90’ı demek. İniesta (60), Xavi (65), Real Madritli Ronaldo (75), Kaka (60), Türkiye birinci liginin birçok takımının değerinin 2 katı üstünde değere sahip futbolcular…

Türkiye’nin 18 takımının piyasa değeri 630 milyon Avro, ama tek başına bir Barselona’nın değeri 514 milyon Avro…Özellikle Avrupa’da, bu dev takımlarla eşleşirken, terazinin kefelerindeki futbolcu değerlerini de unutmamak gerekiyor…

***

Bunlar, genel doğrular. Avrupa liglerine bakıldığında, futbolcu değeri yüksek kulüplerin liglerdeki sıralamaları arasında bir tutarlılık var. İspanya’da, İngiltere’de. İtalya’da, kulüplerin puan sıralaması kulüp değerleri ile genellikle tutarlı. Bu genel kurguyu Türkiye’de Bursaspor bozuyor ve tarih yazıyor… 26. hafta geride kalırken Turkcell Süper Ligin ilk sırasında yer alan ve şampiyonluk olasılığını yüzde 60’lara taşıyan Bursaspor, İstanbul’un 3 büyüğünün futbolcu stok değerinin üçte biri kadar değerde, piyasa değeri olarak 6’ncı sırada, ama bu futbolcu varlığı ile şampiyonluğa koşuyor.

Bursaspor’un kulüp toplam piyasa değeri yaklaşık 35 milyon Avro, (neredeyse bir Anelka fiyatı!..) ; ortalama futbolcu değeri ise 1,3 milyon Avro. Bu mütevazi kadrosu ile Bursaspor, ortalama futbolcu değeri 4,6 milyon Avro olan Galatasaray’ı sollamış durumda. Ortalama futbolcu değeri 4,2 milyon Avro olan Fenerbahçe, Ziraat Türkiye kupasını alırsa şükredecek. Her biri 3,3 milyon Avroluk futbolcuları ile Beşiktaş, şampiyonluğu, eski futbolcusu ve teknik direktörü Ertuğrul Sağlam’ın yeşil-beyazlı takımına altın tepsi içinde sunmaktan kurtulamadı, önümüzdeki yıl Avrupa kupalarına katılması çok zor…

Bursaspor, son haftalarda olağan dışı bir gelişme olmaz, büyük hatalar yapmaz ise, böylece, Türkiye futbol tarihinde, Trabzonspor’dan sonra ilk kez –piyasa değeri mütevazi- bir Anadolu takımının şampiyon olabileceğini dosta düşmana göstermiş olacak. Bursaspor, önemli olanın, piyasa değeri yüksek futbolcuları takımlara doluşturup taraftarın gözünü boyamak olmadığını, sınırlı bütçelerle de genç ve yıldız adaylarından oluşan etkili bir takım yaratıp başa güreşmenin mümkün olduğunu öğretmiş olacak…

Written by Mustafa Sönmez