Geniş anlamda ülkenin döviz dengesini ifade eden ödemeler dengesi, Türkiye’de alışıldık olduğu üzere yeniden büyük açıklar vermeye başladı. 13 Haziran’da Merkez Bankası’nın bildirdiği 2,7 milyar dolarlık nisan açığıyla beraber cari açık dört ayda 21 milyar doları aştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın büyüme hırsının devam etmesi hâlinde verilecek aylık 3-4 milyar dolarlık açıklarla yıl sonunda sorun dehşetli bir risk yumağı hâline gelebilir. Bu endişe yaygın bir biçimde paylaşılıyor.

Cari açığın büyümesinde en önemli etkeni ithalat oluşturuyor. Özellikle net enerji ithalatı, artan dünya fiyatları nedeniyle de aylık 7-8 milyar dolarlık bir fatura getirirken, ithalatın finansmanına ihracat ve turizm gelirleri yetmiyor ve açık tırmanıyor.

İthalatın özellikle stok amaçlı yapıldığı da gözleniyor. İktidarın döviz tırmanışını durduramayacağını düşünen sanayicilerin ve ithalatçıların hammadde, yarı mamul, makine-teçhizat ithalatını öne çekip stok yaptığı bildiriliyor. Endişe ve güvensizliğin etkili olduğu bu ithalat artışı mayıs ayında nisana göre yüzde 41’i buldu ve aylık tutarı 30 milyar dolara yaklaştı.

Artan cari açığın finansmanı için yeterince doğrudan yabancı sermaye, portföy yatırım girişi gerçekleşmeyince, hatta tersine çıkışlar yaşanınca faizi sürekli yükselen dış borçlanmaya gidiliyor ve/veya rezervlere başvuruluyor. Rezervlerde ciddi bir azalma yaşanıyor.

İthalattan ve kısa vadeli dış borç ödeme yükümlülüklerinden kaynaklanan döviz talebi yükselince dolar kuru da hızla arttı. Kur haziranın ilk haftası 17 TL basamağına yerleştikten sonra 18 TL’yi test ediyor.

Read more: https://www.al-monitor.com/tr/originals/2022/06/turkeys-growing-current-account-gap-exacerbates-lira-weakness#ixzz7WZdPRgg7

Written by Mustafa Sönmez