AKP İktidarında Zindan “Büyüme”si
Mustafa Sönmez Bizde adalet istatistiklerini tutmak için özel bir genel müdürlük vardır. Adalet Bakanlığı…
Türkiye mart sonlarına doğru gerçekleşen Merkez Bankası başkanı değişikliği ile birlikte yeniden karanlık bir tünele girdi. Yüzde 19’a çıkarılmış TL faizlerini indirmenin iklimi pek kalmazken bu indirim karşısında bir tehdit olarak salınan döviz fiyatları artışı, yeni bahaneler buluyor.
Mart ayında Merkez Bankası’nın yüzde 19’u bulan TL faiz artışına rağmen, başkan değişikliğinin yarattığı güvensizlik nedeniyle yükselişe geçen dolar/TL kuru 8.30’lara kadar çıktı. Dolar/TL en son ABD’deki yüzde 4.2’lik enflasyon ve beklenen faiz artışından etkilenerek mayıs ortasında 8.50 TL’yi gördü.
Faiz ve dövizin seyri, hem üretici hem tüketici fiyatlarını yukarı yönlü etkilerken yüzde 20’leri bulan bir tüketici enflasyonundan kaçmak zor görünüyor. Böylesi yüksek bir enflasyon, TL faizlerin indirilme ihtimalini iyice zayıflatırken dövizi yukarı tırmandıracak önemli bir gerekçe.
2021 sonunda 30 milyar doları bulması beklenen cari açığın finansman ihtiyacını yabancı yatırımcı girişi ile sağlamak artık çok zor. Rejime güvensizlik, yabancı girişindeki iştahsızlığın en önemli nedeni. Risk primi yeniden 400’ün eşiğinde ve emsal ülkelerle fark epey açılmış durumda. Dahası ABD faizleri önemli bir cazibe unsuru. Öte yandan firmaların halen 155 milyar doları bulan döviz açıkları, dövize talebi artırıyor. Bunun yanında, 160 milyar doları dövizde olan tasarruf sahibinin dövize yönelişinin azalmaması ve önümüzdeki 12 ayda yapılacak 192 milyar dolarlık kamu-özel dış borç ödeme yükümlülüğü, dövize talebi büyüttükçe büyütüyor.