Türkiye’de son üç yılda, özellikle pandemi ile birlikte daralan, küçülen ekonomide çok sert düşüşler yaşanmaması için başvurulan genişlemeci para politikaları, hem bireylerin hem de firmaların olağandışı borçlanmalarına yol açtı.

Faizlerin eninde sonunda yükseltileceğine ve geri ödemelerin zorlaşacağına aldırmadan, herkes düşürülen faizlerle erişimi kolaylaştırılan krediye adeta hücum etti. Öyle ki sadece son bir yılda kredi hacminde yüzde 40 artış yaşandı.

Bu kredi bolluğuna öncülüğü, AKP iktidarının kontrolündeki kamu bankaları yaptı. Özel bankaların da geri durmaması için zaman zaman tehditkâr yollarla onlar da kredi saçmaya zorlandı. Ne var ki suyun üstünde kalmak için kullanılan bu yöntem, kısa sürede flaş bir canlanma yaratsa da yan etki olarak yüksek enflasyon, ithalat patlaması ve devamında cari açık sorunu yaratınca, bunların kümülatif sonuçları da döviz fiyatını sert biçimde artırınca, terk edildi. Faizler yeniden yükseltildi ve herkes borçlarını yüklenmiş olarak evinin yolunu tuttu. Şimdi mesele, bu kat kat artmış borçların nasıl geri ödeneceği, halının altına süpürülmüş bu borç sorunu ile nasıl baş edileceği ile ilgili.

https://www.al-monitor.com/pulse/tr/contents/articles/originals/2020/12/turkey-erdogan-akp-alarming-surge-consumer-corporate-debt.html

 

Written by Mustafa Sönmez