Levent’e girişte, 24 bin metrekare üstüne dikilen ve tamamlandığında her biri 180 metre olacak Çiftçiler-Türkerler ortaklığı rant rezaletinin bir dizi yasa, mevzuat delerek yükseldiğini dün yazmıştım. Peki böylesi bir kör gözüm parmağına rant rezaleti siyasi koruma olmadan olur mu? Olmaz elbette. Bütün bu ve benzeri rant rezaletleri siyasi koruma ile yapılıyor. Bu yılın başında yayımlanan “AK Faşizmin İnşaat İskelesi” kitabımda uzun uzun anlattım; bu bir model. AKP’nin siyasi tırmanışı tamamen bu inşaat odaklı projelere dayanıyor ve ağırlıkla İstanbul rantının istismarına dayalı bu projelerle hem AKP’ye bağımlı bir organik burjuvazi yaratılıyor hem de ranttan AKP’ye düşenle bir rejimin inşaat iskelesi oluşturuldu ve sürdürülmek isteniyor. İşte bu modelin bir ürünü de Çiftçi Tower…
Kim Çiftçiler ?
Çiftçiler, Mersin kökenli, Türkiye’nin ilk kuşak sermayedar gruplarından. Chrysler/Jeep/Dodge ithalatçı-temsilci olarak işe başlamış, sonra üretime girmişler ama bunların yanında gayrimenkul zengini bir aile…Beşiktaş’ta, Zincirlikuyu’da çok değerli mülkleri var. Ailenin birçok ferdi kira üstünden ödenen vergi sıralamasında “şampiyonlar” arasına girer. Barbaros’taki Sait Çiftçi dispanseri, zamanında bu ailenin reisinin hayrına yaptırdığı bir sağlık ünitesi. Zincirlikuyu’dan Levent’e dönen üst geçidin olduğu köşede, tam da eski Karayolu arazisinin bitişiğindeki çok değerli arazi de Çiftçilerin. Arazi Çiftçi’den, yapım Türkerler Holding’den.. Peki Türkerler kim, asıl ona bakalım.

Türkerler kim?
Türkerler ismini AK Faşizmin inşaat şantiyelerinde sık sık görürdüm. TOKİ’lerde en çok işleri kimler almış diye yaptığım sıralamada dikkat çektiler. İstanbul Kayabaşı, Ankara Çukurambar ve Çankaya’da hali hazırda binlerce konut inşa eden şirket, Kamu-Özel Ortaklığı adı altında yaptırılan “sağlık kampüsleri”nden de pay almış. Ankara’da Etlik’te de İtalyan Astaldi ile 1 milyar avro yatırımla “sağlık kampüsü” kuruyorlar. İzmir ve İzmit yatırımlarının her biri yatırımları 500 milyon avroluk. Ayrıca enerji ve sağlık sektöründe de başka yatırımları var.
Kadın dış giyiminde Selen ve Seten markalarıyla çalışan Türkerler Grubu’nun, şu anda başkentte 5 ayrı mağazası var. Ankara Bala kökenli Kazım Türker, birikimini tekstil ve hazır giyim sektörlerinden sağlamış. RTE’nin kankalarından Remzi Gür’e ait Ramsey markalı ürünlerin bayiliğini de yapan Türker, izleyen yıllarda iş alanlarını büyüterek lokomotif sektör olarak inşaatı seçmiş ve o zamandan beri AKP’nin organik burjuvalarından biri olarak yükseldikçe yükseliyor.
CHP’li Belediyeler…
Çiftçi Towers, Beşiktaş ilçe belediyesi sınırları içinde. Dolayısıyla, bir yanıyla CHP’li Beşiktaş Belediyesi’ni ilgilendiriyor. Sözcü gazetesinin emlak-rant haberlerinin usta muhabiri İsmail Şahin, bu proje ile ilgili başından beri sıkı haberler yapıyor. Bu nedenle epeyi baskı görmüş, ama yılmamış. Bu hukuksuz projenin Beşiktaş Belediyesi’nden de onay gördüğüne, Beşiktaş belediyesinin yeterli denetimleri yapmadığına tanık olmuş ve haberlerinden birinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Çiftçi Towers’taki yasalara aykırı yapılaşmayla ilgili soruşturma başlattığını yazdı.
İnşaat sorumluları hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 184. maddesiyle düzenlenen imar kirliliğine sebebiyet vermek, binayı denetlemekle görevli oldukları halde kaçak yapılaşmaya göz yuman kamu görevlileri hakkında ise görevi kötüye kullanma suçu kapsamında inceleme yapıldığı İsmail’in haberinde var. Savcıları, hakimleri bir çırpıda görevinden alan AK Faşizme direnen namuslu, cesur yargı mensupları umarım vardır ve görevlerini yılmadan yapıyorlardır.
Ne dersiniz?
AK Faşizmi yükselten İstanbul’un rant projeleri, ne gariptir ki, ağırlıkla Şişli, Beşiktaş, Sarıyer, Ataşehir, Kadıköy gibi CHP’li belediyelerin yönetiminde olduğu kent rantı yüksek ilçelerde gerçekleşiyor. Bu projelerdeki hukuksuzlukları CHP’li belediyelerin engellemesi, sahip oldukları ruhsat, iskan vb. yetkilerle tekere çomak sokmaları beklenmez mi? Bu meselelerin içinde olanlara bu soru sorulduğunda kimisi acı acı gülümsüyor. İstanbul’da fiili bir AKP-CHP koalisyonunun icra edildiğini iddia edenler var ve usulsüzlük, yolsuzluk mahsülü rantın kırıştırıldığından söz edenler de. Bunlara inanmak istemiyor insan. Hiç olmasa tuz kokmasın istiyor. Bilmem, CHP üst yönetimi bu iddialara ne der?
Bu suçlamalara bırakalım CHP’li yetkililer cevap versin. Öyle değil, böyledir, tevatürdür, projeler de yasaldır diye bir iddiaları varsa, çıkıp söylesinler de biz de aydınlanalım, boşuna kimsenin günahını almayalım. Var mı? Bekliyoruz…

Written by Mustafa Sönmez