Erken Öten Horoza Dersini Vermek…
Mustafa SönmezTahminlerin üstünde, yüzde 58 olarak gerçekleşen referandumdaki “Evet” oyları, abartılı bir zafer havası yarattı.…
Mustafa Sönmez
Hükümetin “cevval” elemanlarından Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, küçük dağları yaratmışcasına, 2010 yılı Ocak-Kasım döneminde 23,5 milyar lira açık veren bütçenin, Ocak-Kasım döneminde 439 milyon lira fazla verdiğini söylüyor ve ekliyor, ”Böylece, 28 yıllık süreçte, 2006 yılı ile birlikte ikinci kez, yılın ilk 11 ayında kümülatif bazda bütçe fazlası elde edilmiştir” …
Bütçe fazlası…Açığa alışık Türkiye için pek duyulur şey değil. Peki nasıl? Açıklıyor Bakan: Ocak-Kasım döneminde vergi gelirleri bir önceki yılın aynı dönemine göre, yüzde 21,6 oranında artarak, 234,1 milyar lira olarak gerçekleşti, faiz hariç bütçe giderleri ise yüzde 10,5 oranında artarak, 231,3 milyar lira olarak gerçekleşti…
Yani? Vergiler, harcamalardan hızlı artmış , böylece bütçe açık yerine, fazla bile vermiş…İyi de, daha hızlı artan vergiler nereden geliyor? Hangi sınıfın vergileri artmış? Harcamalar kısılırken hangi sınıfın harcamaları kısılmış. Bütçe fazla vermiş de kimin sırtından bu caka?
Kaynak:Maliye Bakanlığı
Anlatacağım hikaye bilinmedik değil. Ekonomi 9 ayda yüzde 10’a yakın büyüdü ya…Neyle büyüdü? İthalatla..İthalattan alınan KDV de aynı hızla büyümez mi? Ekonomi büyüdü..Neyle büyüdü? İç pazarla. İçeride tüketim pompalanırken KDV, ÖTV gelirleri de büyümez mi? Özel iletişim vergileri, harçlar ve diğer dolaylı vergiler büyümez mi? ..İşte Şimşek’in afra tafrasının altında yine alavere dalavere, Kürt Memet nöbete hesabı, dış kaynakla sağlanmış büyümenin ürettiği tüketici vergileri, yani toplam vergiler içindeki payı yüzde 70’i bulan dolaylı vergiler var ve bu problemli büyüme ile birlikte vergi gelirleri de artmıştır…
***
Gelelim harcama ayağına…Vergi gelirlerine, özelleştirme, hatta İşsizlik Fonu ‘ndan tırtıklananları katan hükümet, harcamaya gelince elini sıkmaktadır. AKP iktidarı yatırımcı görünür ama yatırımcı değil. Sanayide devleti sıfırlamıştır, enerjide sıfırlamıştır. Şimdi varsa yoksa yapılan kamu yatırım harcamaları duble yollara, hava alanlarına, bir de sulama yatırımlarınadır. Yatırım olmayınca, kamu harcaması da daralmaktadır. Vergide vur abalıya yapıp halkı soyup soğana çevirdiği için kamunun borçlanma ihtiyacı da azalmış, zaten faizler düşük seyrettiği için faiz harcamaları da azalmıştır. Harcamanın hası, sağlıkta dönüşüm başlıklı popülizm için SGK’ya pompalanmaktadır. Mavi şiddete, haki şiddete harcanmaktadır…Eğitim, sağlık harcamaları da yerinde saymaktadır. Şimdi bu denklemden “bütçe fazlası”nın çıkması bir mucize midir? Bu bir başarı öyküsü müdür? Siz dolaylı vergiyi yüzde 70’e kadar çıkarıp topal kaz halkın tüylerini yolacaksınız, harcamaya gelince de halka zırnık koklatmayacaksınız, sonra da “bütçeye bak bütçeye..” diye hava atacaksınız, gerdan kırıp caka satacaksınız…
***
Madem o kadar babayiğitsiniz, bütçe bu kadar parlak, öyle ya Maastricht Kriteri yüzde 3, AB ülkelerinin açığı milli gelirin en az yüzde 5-6’sı, o zaman siz niye yüzde 1 açık oranı için halkı böyle inletiyorsunuz ? Yapsanıza harcama…Bakın Van’da insanlar çadırlarda ya donuyor, ya yanıyorlar. Bu bütçe bu kadar parlaksa, neden harcama yapmıyorsunuz onlar için ?
Ödenen şu maaşlara, asgari ücrete bakarak sıkılın biraz:
Yüzde 1 bütçe açığı ile kasılmanın ne yararı var ?
Van depremine para harcayın, asgari ücreti insani ücret yapın, alt-orta memurların maaşlarını yükseltin, emekliyi süründürmeyin, tarımı süründürmeyin, öğrenciyi koruyun, muhtaç çocukları koruyun.
Bütçenizde halktan yolduğunuz dünya kadar kaynak var, ne için tutuyorsunuz , nereye harcayacaksınız o parayı…
Harcasanıza muhtaçlar için…